ZONGULDAK’TA ALTIN MADENCİLİĞİ YAPILMALI MI?

İşte o yazı: 
Zonguldak’ın Alaplı ve Devrek ilçelerinde Mevara adlı maden şirketi altın aramak için ruhsat başvurusunda bulundu (Kaynak: Yerel Basın).
Altın, insanlık tarihi boyunca en çok değer verilen metallerden birisi olmuştur. Az bulunur olması, işlene bilirliği, mücevher olarak kullanılabilmesi altının tasarruf ve yatırım aracı olmasına neden olmuştur. Buna karşın dünya genelinde üretilen altının ancak yüzde 7’sinin sanayi, teknoloji veya tıp için kullanıldığı, gerisinin de ziynet eşyası, banka kasalarında ve kuyumcu dükkânlarında bulunduğu belirtiliyor.
Çeşitli kıta parçalarının bir araya gelmesiyle oluşan ülkemiz topraklarında (Oligosen-Miyosen (35-5 milyon yıl)) metalik madenlerin çeşitliliği fazla, buna karşın söz konusu maden rezervleri o oranda çok değildir. Bu güne kadar ülkemizin hemen hemen her bölgesinde altın üretimi gerçekleştirilmiş veya gerçekleştirilmektedir.
Ülkemizde altın üretimi son yıllarda giderek artmaktadır. 2022 yılında Türkiye’de 38 ton altın üretilmiştir. Altın, gümüş gibi metalik madencilik faaliyetleri nedeniyle; hektarlarca büyüklükte arazilerde tahribat, çok miktarda su tüketilmesi nedeniyle su varlıklarında azalma, siyanür ve sülfürik asit gibi kimyasalların kullanılması nedeniyle çevre kirliliği, canlıların yaşamlarının tehlikeye girmesi nedeniyle biyolojik çeşitlilikte azalma, orman-mera ve tarım alanlarının gördüğü zararlar artık herkes tarafından bilinmektedir. 
Diğer taraftan altın madeni ve benzeri metalik maden sahalarının üretimin sona erdikten sonra iyileştirilerek tekrar eski haline getirilmesinin de mümkün olmadığı tüm dünyaca kabul edilmiş bir gerçektir. Bu nedenlerle özellikle tarıma elverişli arazilerde böylesi madenlerin aranması ve işletilmesi kesinlikle yasaklanmalıdır.
Madencilik ve ilgili endüstriler bir ülkenin sosyo-ekonomik kalkınması için gereklidir. İnsanoğlu zorunlu gereksinmelerin dışında bir mücevher ve yatırım aracı gibi yapay nedenlerle altını talep ederek doğaya, çevreye ve dolayısıyla aslında kendine zarar vermektedir.
Madenlerimiz milyonlarca yılda yerkabuğunda oluşmuş ve bir daha yerine konulamayan ulusal değerlerimizdir. Kamu eliyle, ancak gerektiği kadar ve tüm çevresel önlemler alınarak üretilmelidirler.