Politika

"Anayasa Mahkemesi kararları kesindir"

Seçim ve Hukuk İşlerinden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Avukat Umut Orhan, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Anayasa Mahkemesi'nin cezaevinde tutuklu bulunan Hatay Milletvekili Can Atalay’a yönelik hak ihlali kararına uyulmamasına hükmetmesiyle ilgili bir açıklama yaptı.

Abone Ol

Orhan yapmış olduğu açıklamada şunları söyledi;

"Bildiğiniz üzere; Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi'nin cezaevinde tutuklu bulunan Hatay Milletvekili Can Atalay’a yönelik hak ihlali kararına uyulmamasına hükmetmiştir.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin aldığı karar, Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağını hiçbir tartışmaya mahal vermeyecek açıklıkta düzenleyen (m.153/6) hükümlerine aykırı olup, yargı darbesi niteliğindedir.
Anayasa m.153/6 gereğince; Anayasa Mahkemesi’nin kararları Devletin tüm organlarını (yasama, yürütme ve yargı organlarını), idare makamlarını, tüm gerçek ve tüzelkişileri bağladığından, bireysel başvuru kararları yönünden de bu bağlayıcılığın geçerli olduğunu, bireysel başvuru kararlarının bu Anayasal zorunluluktan muaf tutulmadığını önemle belirtmek gerekir. 
Anayasa Mahkemesi kararları kesindir. Tüm makamları ve tüzel kişileri bağlar.!!
Bu doğrultuda Can Atalay kararı örneği; Yargıtay eliyle Anayasa’yı hiçe sayma, Anayasa’ya direnme, anayasal düzeni ortadan kaldırma ve doğrudan bir kalkışma girişimidir. Bu karar ile Anayasa ayaklar altına alınmıştır. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa'ya açıkça kafa tutmaktadır. Mevcut hukuk sistemini değiştirme çabası niteliğinde olan bu Darbe Girişimine karşı susmamız mümkün değildir.
Anayasa, Devletin temel örgüt yapısını kuran, önemli organlarını ve işleyişlerini belirleyen; ayrıca temel hak ve özgürlükleri tespit edip, sınırlarını çizen hukuk metnidir. Toplumsal bir sözleşme niteliği taşır. Devlet faaliyetlerini ve oluşum biçimini düzenleyen yasa metnidir. Anayasa bir toplumun/ulusun kaderi hakkında temel bir kararı ifade eder. Tüm siyasal dinamikler, aktörler, hareketler için meşru oyun kuralları demektir. 
Anayasanın yok sayılması; kamu düzeninin de yerle bir olması demektir. Anayasa devletin varlığının bir ölçütüdür. Anayasa olmazsa devlet; devlet olmazsa anayasa olmaz diyebiliriz.
Anayasanın üstünlüğü, diğer tüm kuralların ve işlemlerin ona uygun olmasını gerektirmektedir. 
Sayın Genel Başkanımızın da dediği gibi; 
¬-“Mesele sadece hukuki değildir, hukuku aşan siyasi boyutları, devleti tehdit eden boyutları vardır. Tüm Anayasacıları, geçmişte tüm Anayasal kurumlarda görev yapmış olanları açıklamalar yapmaya, tüm akademisyenleri görüşlerini kamuoyuyla açıkça paylaşmaya, tüm hukukçuları, tüm toplumu bu meseleye gösterdikleri tepkiyi dillendirmeye davet ediyoruz.
– “Anayasa’yı ortadan kaldıranlara karşı gün, susma günü değildir.
– “Tüm halkımızı bu darbe girişimine karşı direnmeye davet ediyoruz. Örgütümüzden, sivil toplumdan, meslek örgütlerinden gelecek her reaksiyonu sonuna kadar destekliyoruz.
– “Ne tek adama, ne onun ittifak ortaklarına, ne de Anayasa’ya darbeye cüret   edenlere teslim olmayacağız.
-“Dayatmamız yoktur ama bu yargı krizini çözecek fikrimiz, irademiz vardır” 
Sonuna kadar direneceğiz, bu hukuksuzluğa asla teslim olmayacağız. 
ANAYASAL DÜZENİN YOK SAYILMASININ ASLA KABÜLÜ MÜMKÜN DEĞİLDİR. CHP ZONGULDAK İL BAŞKANLIĞI OLARAK HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ’NÜN SONUNA KADAR SAVUNUCUSU OLDUĞUMUZU VE KONUNUN SONUNA KADAR TAKİPÇİSİ OLACAĞIMIZI BİR KEZ DAHA BİLDİRİRİZ. "

HABER MERKEZİ