AZ ÇORBA AZ PİLAV ÜSTÜ AZ KURU
Öykü Tadında Anılar
Hayri Sarı
Tunç Yayıncılık
254 s.
Kitapla İlgili Tanıtım Yazıları
1.
Sanal ortamda "Az Çorba, Az Pilav Üstü, Az Kuru" adlı eseri gördüğümde heyecanlandım. İsmi bizim kuşağın neredeyse sloganı olan bu eseri okumalıydım. Yazarını tanımıyor olsam bile o güzel vicdanların markası olan Göl havasını solumuş bir öğretmendi. Çekinerek bir mesaj gönderdim. Kocaeli'nde yaşamını sürdüren Hayri Hocama. Anında yanıtladı. "Kitap okunuyor, çoğalıyor insan" diye. Haziran 2021 tarihinde Tunç Yayinevince baskısı yapılan eser 254 sayfa. Öykü tadında sıcak anılarla örülen eserde sıkça rastlanılan çocukluk ve çocukluğa olan özlem vardır. İlkokulu bitirdiğinde Göl İlköğretmen Okuluna yatılı gelir. Yaşamına yön veren pusulayı okul kütüphanesinde bulur; klasikleri bıkmadan okur, okur. Okuduklarında en yüce sevginin insan sevgisi olduğunu öğrenir ve yaşamını sevmek üzerine kurar. Göl"den sonra Ankara ve İstanbul'da okur, Edebiyat Öğretmeni olur ve edebiyatla 41 yıl iç içe yaşar. Biz hep adam yaşadık, der anılarında, çocukluğuna atıf, biraz da üzgün. Dostlarına ulaşmak ister yazdıklarıyla, yazı yaramazı olur. "Boşuna yazıp durma! Kim, niçin okusun anılarını! Sen kimsin" der kendine. Yok Hayri Hocam; sizin kıvrak kaleminizle dolu dolu yazıp biriktirdiğiniz, duygulandıran, iz bırakan anılarınızı iyi ki yazmışsınız. Bakın ben okudum, inanın bir çok okur da okuyacak. Yeni eserlerde buluşmak dileğiyle, ellerinize sağlık.
Mümtaz Tiftik/Yazar
2.
AZ Çorba
Az Pilav Üstü
Az Kuru
Entelektüel düzeyine, kendini biçimlendirdiği hayat felsefesine, bir edebiyat Öğretmeni olarak kırk yıllık emeğine saygı duyduğumu ifade ederek başlamak istedim satırlarıma.
Bizim gibi bizden biri denir ya hani, aynen öyle biri işte. Anadolu kokan, insan ögesini onurlandıran, anadan üryan kelimelerle, giydirilmemiş, allanıp pullandırılmamış öylece doğal bir yalınlıkta aktı gitti kitap.
Kitabın içinde, insanı, yaşamı, öğrenmeyi, gelişmeyi, paylaşmayı, çoğalmayı ve sahip çıkmayı vurguladığı ifadelerin peşine düşerek bir ders çıkardığımın altını şöyle kalınca çiziyorum. İçine düştüğüm, içinde yer yer kendimi, kültürümüzü bulduğum satırlar tanıdık hayat hikâyelerimizin kesiştiği yerlerdi.
Altmış ayrı hikâye başlığı altında neredeyse bir yaşam özetlenmiş.
Bir babaanne torun sevgisi vardı ki yüreğime ok gibi saplandı. Ne çok şeyi kaçırıyor insan farkında olmadan, keşke ben de babaannemin ve bütün değerlerimin saçını koklayıp okşasaymışım keşke dedim defalarca.
Keşke daha fazla sevebilseymişim, karşılıksız olduğuna aldırmadan…
Kitabın önsözünü yazan edebiyat Öğretmenimizi de ayrıca sevgiyle anmak isterim. Bambaşka vurgularla sizi kitaba hazırlıyor.
Her kitap bir emektir, her satır sancılı bir doğum gibi kopar yüreğinizden bilirim.
İyi ki tanıştık, iyi ki yollarımız kesişti Hayri Sarı hocam.
Emeğinize, birikiminize donanımınıza kaleminize sağlık...
Okuru ve anlayanı çok olsun diliyorum.Sevgiler.
Selma Aydın/Gazeteci-Şair-Yazar
3.
Aç midemizi doyurduk da az çorba, az pilav üstü, az kuru ile; aç ruhumuzu doyuramadık. Bu açlık belki küçük yaşta kaybedilen genç annenin şefkatli kollarının sıcağına belki gurbetten gurbetten gurbete savrulan hayatta sıkı sıkıya basılamayan sıla toprağına…
Gönlünü hız çağındaki şehirlerin kirli yorgunluğundan yıkayıp genel olarak tüm Anadolu köylerinin, özel olarak da Zonguldak Devrek Kabaca köyünün hatıralarıyla tazelemek isteyenlere şifadır bu kitap. Ben okumaya başladım. Yavaş yavaş okuyorum anılar bitivermesin diye. Yazarın anıları benim “ân”ımda daha uzun kalsın diye. Hayri Sarı yazmasaydı, o güzel insanların yaşadığı o güzel köyün geçmişinden ne kalırdı geriye?
Yalnız bu kadar mı diyeceksiniz? Değil elbette. İlkokulun hemen ardından Kastamonu Göl İlköğretmen Okulunda başlayıp Ankara Yüksek Öğretmen Okulu Hazırlık Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde devam eden, 41 yıllık edebiyat öğretmenliği ile emekliliğe ayrılan yolculuk maceralarını da bulacaksınız bu kitapta.
Benim değerlendirmem bu şekilde, ey okursever sıra sizde.
Sevgi Mangan/Edebiyat Öğretmeni
4.
Yeni bir aya girerken yeni kitaplarla buluştum.
Aynı dönem mezunu olmasak da aynı çeşmeden su içtiğimiz muhakkak...
Kastamonu Göl, Yüksek Öğretmen ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi mezunu olan Hayri SARI öğretmenimin aşağıdaki görselde gördüğünüz yeni kitabını okuyorum..
Yazar güzel okulların yetiştirmesi olunca yazdıkları da kaliteli oluyor dolayısı ile...
Okumuyor adeta karşılıklı konuşuyor gibi hissediyorsunuz kendinizi. Kendi kuşağımızdan ve sonraki kuşakların da yaşantılarından bir parça bulacaklarına inandığım bu kitabı okumaya daha yeni başladım. Daha şimdiden hemen bitiverecekmiş gibi bir hisse kapıldım. Aslında iki yüz ellinin de üzerinde sayfaya sahip...
İnsanın çok sevdikleri için "hiç gitmese" diye içinden geçirdiği gibi bu kitap da benim için öyle...
Hiç görmediği sokağın ardını merak eden çocuk gibi ben de bu öyküden sonra hangisi var acaba diye merak ederek okuyorum ama...
Hemen de bitsin istemiyorum...
Hayri öğretmenim bu kitabında doğduğu yerlere dair çok güzel anılarını anlatmış. Aksilik ben de bu günlerde doğup büyüdüğüm yerlerdeyim...
Güzel kitaplarda buluşmak umuduyla...
Salih Koç/Öğretmen-Şair-Yazar
5.
"Popüler isimler okunuyor.Seni kim okuyacak ?"
diyor değerli anı, şiir ve öykü yazarı Hayri SARI öğretmenim.
...
Kitabı büyük bir merak ve istek ile eşimle birlikte sabırla okuduk.İşte ne olduysa kitabı okumaya başladıktan sonra oldu. Anıları, yaşanmış öz hayatının içinden, ustaca bir dil ve anlatım zenginliğinde ve onlarca başlık altında bir birinden bağımsız görünse de, bir hayat hikâyesinin ortak temasını yansıtan muazzam bir yapıt niteliğinde olduğunu belirtmek isterim.
Her bir anısı, yaşanmışlıkları şiir gibi akıcı bir ustalıkta...
Kendimce hayıflandığımı bilmenizi isterim Hayri SARI öğretmenim. Niye ? Uzun zaman sizden ve yazdığınız şiir ve anı kitaplarınızdan mahrum kaldığım için.
Yazımın başında yazdığım "Seni kim okuyacak?" serzenişinize cevap: Ben okudum Hayri öğretmenim. Sayfamdaki bütün arkadaşlarıma ve özellikle de Kocaeli'nde yaşayan dostlarıma bu kitabı alıp okumaların tavsiye ve rica ediyorum.Fikrine, ilmine, kalemine sağlık Hayri öğretmenim.
Saygılarımla...
Cemal Karakoç/Emekli Öğretmen-Müzisyen
6.
Geçen gün bi yazı gördüm internette.
AZ ÇORBA, AZ PİLAV ÜSTÜ AZ KURU diyordu.
Çorbasını fazla yazmış galiba dedim.
AZ pilav üzeri AZ kuruya bi ekmekti bizimki...
Beycuma Köprübaşı lokantası ana menümüzdü AZ kuru AZ pilav.
Cuma günleri KES çıkardı da kokusu bile fazla gelirdi.
Durdu,Turan,Fedai,Muhammet,Ercan,Sabri,Veli,Adem,Recep,Sefer,Aytekin,Hüseyin ve ben. Hergün bir saat sabah yürü ve Beycuma'ya in.
Öğle paydosunda git en fazla bi ekmeğe AZ guru ye.
Akşama da yine bi saat yol yürüyüp köye dön.
Böyle başladı bizim okul hayatı.
Devrek'in Beycumasına yakın olan Kabaca Köyünden Hayri SARI Hocam sanki bizi yazmış sandım.
Kastamonu Göl İlköğretmen Okulu-
Ankara Yüksek Öğretmen Okulu
İstanbul Üniversitesi Edebiyat
mezunu köylüm sayılan Hayri SARI Hocamın Kabaca Köyünden başlayıp Beycuma- Devrek- Kozlu İhsaniye'den devam eden yaşam hikayesinde kendimi buldum.
Okumaya devam..
Cengiz Abalı/Zonguldak
7.
Kıymetli öğretmenim Hayri Sarı, Öykü Tadında Anılar olarak da nitelendirdiği
"Az çorba Az pilav üstü Az kuru" adlı kitabında edebiyatın hayat bilgisine nasıl da en sıcak haliyle dahil olduğunu sade, çarpıcı, duyarlı, güleryüzlü bir dille anlatıyor… Okuyalım bu kitabı dostlarım…
Okumaya, yazmaya, üretmeye, paylaşmaya, anlamaya ve öğrenmeye yaşamının her anında devam eden öğretmenime sonsuz sevgi ve saygıyla… Emeğine, zihnine, kalemine sağlık…
“Az çorba Az Pilav üstü Az Kuru” bugün Manavgat Şelalesi’nin güzel manzarasında okundu.
Çağın Karabıçak/ Kocaeli Üniversitesi
Araştırma Görevlisi
Not: Ben kitabı tanıtılan Hayri Sarı'yım. Bugünkü yazıda ayrıcalıklı davrandığım için kusura bakmayın. Kitabımı okuma fırsatı bulursanız sevinirim.
İyi okumalar...