gözlerim bir resimde kaldı
serginin birinde
kulağım bir ezgide kaldı
türkünün dibinde
yüzüm kedinin yüzünde
miyav dedi dinlemedin
bir köpek ağlıyor içimde

terk edilmiş bir köyüm 
bayraksız bayrak direğim
söyleşir Atatürk heykelimle
rüzgârlı tepemde
yosun bağlamış çeşmem
çocuk sesine hasret çeker
taşımalı cıvıltısında
duyulmaz o şırıltı
kilitli sağlık ocağımın kapısı

mezarlık bayırımda
ezan sesine yürür
bir iki Devrek bastonlum
dizlerinin ağrılarına aldırmadan

biraz sonra çağırır
eski fırının önünden ekmek arabası
peşinden sebzeci

yine sabah oldu güzelim

dede yanında yazlık torunlar
oğlaksız kuzusuz civcivsiz
yanımda yarımlar
dünya bitmez
çağırır güneş birazdan
vaz geçelim nazdan

benim eski değirmenim
fırınıma yaslı kırık küreğim
üzerine tavuk tüneyen tekerim
yıllardır nadasta olan yerlerim
bakabildiğim küçük bahçem
erik ceviz kiraz ağaçlarım
asmam torunlarıma oyun

Ağrı Dağı' nın tepesindeki horoz 
ötmeye kanatlanıyor Tırpan'la
bizi Anadolu kurtaracak
yalandan ve sanaldan

köy çamurunda ayak izi
sanki bir Sümer tableti

koyun keçi peşinde çoban
dağlarda kaval sesi
insansız hava aracıyla izle 
kurdu yine

açılıp kucaklarım
sahiplenecek yalnızları
Anadolu umut yolu
iz sürüyor beynimiz

o resimde gülüyor Türkiye
bayraksız direk
kuşsuz ağaç
ve aç