Çavuşoğlu açıklamasında, “ Sırrı Sakık, 25 Eylül'de, terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılmasını öngören bir kanun teklifine imza attı. 1 Ekim'de, Meclis açılışında, Devlet Bahçeli ile Sırrı Sakık tokalaşarak ayaküstü kısa bir sohbet gerçekleştirdi. Bu görüşmeden tam bir hafta sonra, 8 Ekim 2024'te, DEM grubu, aralarında Abdullah Öcalan ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmış PKK yöneticilerinin “koşullu salıverilmelerini” kapsayan 110 maddelik bir kanun teklifini Meclis Komisyonu'na sundu. Yıllarca PKK terör örgütünü ve Abdullah Öcalan’ı bebek katili, tecavüz, cinayet, gasp ve hırsızlık gibi suçlarla anan kamuoyu, bugün bazı siyasetçilerin ve medyanın Öcalan’ı "barış elçisi" olarak lanse etmeye çalıştığı bir tabloyla karşı karşıya. Eğer 40 bine yakın insanın ölümünden sorumlu olan ve her türlü suçu işlemiş bir kişinin affı, “umut hakkı” söylemleriyle yeniden gündeme getirilecekse, cezaevlerindeki kader mahkûmlarını göz ardı etmek vicdana sığar mı?
SİLAH BIRAKIRLARSA ÖRGÜT AFFEDİLECEK Mİ?
Devlet Abdullah Öcalan’ın PKK terör örgütüne silah bırakma çağrısında bulunmasını bekliyor. Peki, bu çağrı gerçekleşir ve PKK silah bırakırsa, örgüt üyeleri de affedilecek mi? Örgüt lideri affedildikten sonra örgüt üyelerinin affedilmemesi mümkün mü? Eğer affedilmeyeceklerse, silah bırakmak için bir gerekçeleri olacak mı?
100. YILIMIZDA BARIŞ KALICI TESİS EDİLİR
Elbette ki ülkede barışın sağlanması ve toplumsal birliktelik oluşturulması herkesin ortak hedefi olmalıdır. Ancak bu süreç, anayasanın eşitlik ilkesi çerçevesinde, adil ve toplumun her kesimini kapsayacak bir şekilde ele alınmalıdır. Suç varsa ceza olacaktır ancak cezanın ıslah edici ve adil bir şekilde uygulanması gerekir. Bugün cezaevlerindeki adım atacak yer yok; mahkûmlar tuvalet kenarlarında ve yerlerde yatmak zorunda kalıyor. 2016, 2020 ve 2023 yıllarında çıkarılan infaz düzenlemeleri ise ne bu sorunu çözebilmiş ne de toplumsal yaralara merhem olabilmiştir. Bu gerçekler ışığında, tüm siyasetçilerin ortak bir mutabakat sağlayarak geçmişe yönelik bir genel af çıkarılması ve Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılında barışın kalıcı olarak tesis edilmesi gerektiğine inanıyoruz” dedi.