ÇAYCUMA VE BELEDİYE BAŞKANI 
BÜLENT KANTARCI
Çaycuma’ya ilk defa 1962 de 14 yaşımdayken gittim. Gittiğimiz yer Çaycuma’nın şirin köylerinden Yaka Demirciler köyü idi. O zaman Çaycuma’ya ve oradan Bartın’a otobüsler Kırat, Köroğlu, Güdüllü, Sapça üzerinden 30 kilometrelik yolu bir buçuk saatte gidiyordu. 
Çaycuma’ya ikinci gelişim 1967 sonları yani kış günlerine denk gelmişti. Mesleğim elektrikçi olduğu için Çaycuma Kâğıt fabrikasının (SEKA) lojman inşaatlarının elektrik tesisatını yapıyorduk. İnşaatların olduğu alan daha önceden at koşularının yapıldığı hipodromdu. Irmak kenarında çok geniş ve düz bir araziydi. 
Tam Belediyenin karşısındaki bina o zamanlar “Han” dı. Üst katta üçer dörder yataklı on beş yirmi odası vardı orada yatıyorduk. Alt katında esnaflar vardı ve aynı zamanda hamam vardı. Hamamı Abdullah Efendi adında biri çalıştırıyordu bu kişinin aynı yerde berber dükkânı vardı.
 Hava kış olmasına rağmen odalarda soba veya herhangi bir ısıtıcı yoktu. Hafta pazarından bir gün öncesi gecesinden handa yatak bulunmazdı. Akşam yatma vakti geldiğinde üşümemek için temiz giysilerimizi, pantolon gömlek ceket giyer öyle yatardık.
Çaycuma merkezi çamur deryasıydı. Yaz geldiğinde her taraf toz duman olurdu. Bunlar o günlere ait anılarım. 
Çaycuma’nın önemli olan bir özelliği de kurtuluş savaşı yıllarında Filyos’a gelen Sovyet gemilerinden yardım olarak gelen silahların Çaycuma ve Devrek ahalisi tarafından alınıp Çaycuma’ya depolanması ve buradan Devrek üzerinden Ankara’ya Kuvvai Milliye ye gönderilmesidir. Bir diğer özelliği de ipek yolu güzergâhından Gerede, Mengen, Devrek üzerinden Karadeniz’e geçiş yolu olmasıdır.
Evet, Çaycuma anıları ve tarihi ile ilgili çok kısa bilgileri paylaştıktan sonra gelelim ilk geldiğim 62 yıl öncesinden günümüze. 
Zonguldak yöresinde birçok içe –köy gezdim. Hatta bunların çoğunda geceleri misafir kaldım. Gittiğim her ilçede geçmiş ile bugün arasında hep kıyaslama yaparım. Bunları gözlemledim ve önemli gördüklerimi yazdım. Bu arada “Halk Belediyelerden ne ister ?” diye hep kendime ve arkadaşlarıma sordum. Sonunda şöyle bir sonuca vardım;“Halkın Belediyelerden bir şey istemesi için bu istemlerinin ne ile sınırlı olmasını hatta Belediyelerin asli görevinin neler olmasını bilmesi gerek”, maalesef toplumun çoğunluğu böyle bir bilinçten yoksun. 
Haklarını ve Belediyelerin asli görevlerini bilmiyor ki Belediyeden böyle bir talepte bulunsun. Halkın istemleri sadece yol, su, kanalizasyon temizlik, kaçak yapılaşma olunca da bu gibi sorunların giderilmesi için birde torpil aranır. Kısacası hak aramak için hakların neler olduğunun bilinmesi gerekir.
 İşte tamda burada Çaycuma Belediye Başkanımız Sayın Bülent Kantarcının çalışmaları dikkatimi çekti. Çaycuma merkezi araç trafiğine kapalı. İnsanlar merkez cadde ve sokaklarında çaylarını içiyor. İstasyondan merkeze yakın dört yola kadar halkı ücretsiz taşıyan otobüsler var.
Bunların getirdiği yolcular buradan bizim ocak faytonlarına benzettiğimiz araçlarla merkeze taşınıyor. Ara cadde kaldırım ve asfaltlarında bir kabarma veya asfalt yaması yok. İmar sorunu kökten çözülmüş gibi. En önemlilerinden bir ikisi de çocuklar için kültür merkezi var. Çalışan işçilerin içeride birikmiş alacakları yok. İşçiler aybaşılar da günü gününe aylıklarını alıyorlar. Kilometrelerce olan cadde ve sokaklarda çöp yok.
Hayvan barınakları tertemiz. SEKA lojmanlarının olduğu saha içinde bulunan Belediye Lokali birçok yerdeki tesislere güzel bir örnek. 
Aldığım duyumlara göre Belediye Başkanı Kantarcı eski Zonguldak-Çaycuma yolunu aktif hale getirmek için çaba sarf ediyor.
Başkanın sağlam bir kadrosu var. Asıl mesleği, İnşaat Yüksek Mühendisliği olan Bülent Kantarcı; üç dönem Çaycuma Belediye Başkanlığı yapan Nihat Kantarcının oğlu.
Özetlersek ilçede yol, su, kanalizasyon sorunu yok. Kısacası çok sakin bir yer. İnsanlarımızın bölge dışına turistik amaçlı çıkmadan önce Çaycuma’yı bir kez olsun görmelerini öneririm. Haa birde önemli bir hatırlatma. Çaycuma’ya gidecekler özellikle Cuma günleri Çaycuma’ya gitsinler ve yerli üreticilerin sattığı ucuz ve kaliteli yiyeceklere bir baksınlar. 
Bu kadar kelam sonrası Çaycuma için söylenecek daha o kadar güzel sözler var ki… 
Emeğine sağlık Bülent Başkanım. Umarım atıl gibi duran birçok Belediye yöneticileri sizlerin bu çalışmalarını örnek alır.