Zonguldak’ta Orta Oyun Tiyatrosu oynanıyor…
Herkes yasa dışı işlerini yasal hale getirmek için gündem değiştiriyor…
Biri kendi gibi Doktoru Psikiyatri Servisi kapısında bekliyor…
Diğeri Ruhsal çöküntü içinde travma geçiriyor diyor…
Biri Belediye Başkanı Doktor…
Diğeri Muhalefet Partisinin Belediye Meclis Gurup Başkan Vekili..
Oyuna bakın…
Biri yasa dışı sahil bandını örtmeye çalışıyor…
Diğeri su zammını örtmeye çalışıyor…
Garipliğe bakın…
AKP’li Belediye Başkanı Dr. Ömer Selim Alan, CHP’lilerin, CHP’li meclis üyelerinin gayri meşru işine YETKİ istemiş…
Diğeri AKP’nin zarar görmemesi için SUNİ gündemi yaratarak PSİKİYATRİ gündemi yaratmış…
Atınç Kayınova, MEFA Maske Fabrikasının İş Güvenliği Uzmanı…
Yani… Murat Uzun’un Fabrikasının İş Güvenliği Uzmanı… AKP’li Belediye Meclis Üyesi Murat Uzun’un maaşlı elemanı…
Sahil bandında yasadışı iş yeri sahibi olanlar kim…
İlk başta Hürmet Kartal…
Hürmet Kartal kim.. CHP’li Belediye Meclis Üyesi…
MHP’li Meclis Üyesi…
AKP’li Başkan CHP’yi, CHP’li Grup Başkan Vekili AKP’yi desteklemiş oluyor…
Hani bir fıkra var ya; “Anamı belleyen kadı, Kimi kime şikayet edeyim”
Onun Türkçe tercümanlığını hepiniz biliyorsunuz…
Hepiniz RANTA uşak olmuşsunuz…
Sizin derdiniz bir kez olsun Zonguldak olmamış…
Partiniz bile yok…
Kimliğiniz bile yok..
Kimliğiniz sadece ÇIKAR…
Çıkar ve menfaatlerinizi bir yana bırakın…
Dünyanın -Yalandan yere camiye gitmeyle öğrenilmez- Fani olduğunu bilin-
Fani dünyada kefenin cebi yok!!!
12 Katlıyı geçirme adına, Sahil bandındaki usulsüzlüğü, fiyatını açıklayamadığınız, SU üzerinden aklımızı karıştırmayın…
Hep vatandaşı SEVİYORSUNUZ YA… İKİ TARAFINDA…
Ben sizi ve Sayın Vali’yi gözünün önündeki yasa dışı işlere göz yumduğu için yürekten öpüyorum…
Mevzu çıkar ve Lidyalılar olunca gerisi teferruat oluyormuş meğer…
TEVFİK FİKRET’İN ŞİİRİ DUYGUMUZU ANLATIYOR!
Bu sofracık, efendiler, ki -iltikama muntazır
Huzurunuzda titriyor- şu milletin hayatıdır;
Şu milletin ki muztarib, şu milletin ki muhtazır,
Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun, hapır hapır.
Yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı iştiha sizin;
Doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin!
Efendiler!Pek açsınız, bu çehrenizde bellidir;
Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı, kim bilir?
Şu nadi-i niam, bakın, kudumunuzla müftahir,
Bu hakkıdır gazanızın, evet, o hakk da elde bir!
Yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı zi-safa sizin;
Doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin!
Bütün bu nazlı beylerin, ne varsa ortalıkta say:
Haseb, neseb, şeref, şataf, oyun, düğün, konak, saray
Bütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alay
Bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay
Yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı iştiha sizin;
Doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin!
Büyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı, yok zarar,
Gurur-ı ihtişamı var, sürür-ı intikamı var.
Bu sofra iltifatınızdan işte ab u tab umar;
Sizin bu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar.
Yiyin efendiler, yiyin, bu han-ı can-feza sizin;
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Verir zavallı memleket, verir ne varsa; malını
Vücüdunu, hayatını, ümidini, hayalini;
Bütün ferag-ı halini, olanca şevk-ı balini
Hemen yutun, düşünmeyin haramını, helalini.
Yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı iştiha sizin;
Doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin!
Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak:
Yarın bakarsınız söner, bugün çıtırdayan ocak;
Bugünkü miğdeler kavi bugünkü çorbalar sıcak,
Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak…
Yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı pür-neva sizin;
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
(T.F)
Hepinizi de sevgimle, saygımla, büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden, sizi en derin sevgilerimle öpüyorum!!! Sevgiyle kalın….