Corona geçirmiş bir doktor bu belayı öyle güzel yazmış, öyle güzel anlatmış ve öyle tavsiyelerde bulunmuş ki her vatandaş bu doktorun sözüne inanmalı ve tavsiyelerine de uymalı.
Bakın neler diyor Dr. Dursun Elmas:
Değerli dostlar bu corona denilen virüse yakalanıp, çok sıkıntılı 20 gün geçirmiş ve 14 günde 12 kg zayıflamış, her gece çok az uyuklama ve ve bu uyuklamalar sırasında ise sırılsıklam ter içinde kalıp her gece 5- 6 defa atlet değiştirmiş nihayet tedavi olmuş bir kardeşiniz, arkadaşınız olarak bazı tavsiyelerde bulunmayı kendime vazife edindim ve bu açıklamayı yapıyorum.
Saygıdeğer dostlar!
Başınız ağrıyor, mideniz bulanıyor, ateşiniz yükseliyor, sırtınız kaslarınız gripvari ağrıyorsa hiç beklemeden en yakın hastaneye koşun test yaptırın.
 Her hastalıkta olduğu gibi erken tanı hastayı iyileştirir. Geç kalmak ise öldürür. Ölenlerin çoğunluğu geç kalanlar veya bana bir şey olmaz diyenler ile ilaçlar yan etki yapıyor diye içmeyenlerdir..
Sakın “ben grip oldum diye eczaneden grip ilacı alarak geçer gafilliğine düşmeyin. Ağrı kesiciler ve piyasadaki grip ilaçları COVİD’i saklamakta ona destek vermektedir. Ateşiniz var ise sadece PAROL içebilirsiniz.
Dedikten sonra;
Covid’e yakalandığınızda neler yaşayacağız ona gelelim.
Pozitif çıktığınız günün akşamı size ilaç gelecektir.
Siz verilen ilacı mutlaka ve mutlaka için.
İlk akşam 8 tane, sabah 8 tane ve sonra akşam sabah 3’er tane içiyorsunuz.Bazıları bu ilaçları içmediğini söylüyorlar bana telefonda.
Lütfen arkadaşlar eğer bu ilaçları içmezseniz 8. günde ölürsünüz arkadaşlar.
Eğer evde sadece bu ilaç ile tedaviye devam ediyorsanız ve akciğer tomografisi ve kan talili yaptırmamışsanız mücadele eksik kalmış olur.Sadece verilen ilaçla yetinmeyin dostlar.
İşi sağlama almak için 1. günde Özel bir hastaneye gidip ( küçük yerlerde Devlet hastaneleri yapar zannedersem) COVİD doktorunun önerdiği biçimde AKCİĞER TOMOGRAFİSİ çektirin ve Kan tahlilinizi yaptırın.
Virüs akciğerinize inmiş ve aktif ise ya hastaneye yatın veya evinizde sağlıkçı olan varsa evde hastanede uygulanan serum ve ilaç tedavisine en az 15 gün devam edin.
Bir tane PULSE OXMETER yani parmaktan akciğerdeki oksijen ve nabız oranını ölçen küçük bir aparat temin edin eczanelerden. Ve her gün 5- 6 defa ölçüm yapın. Akciğerdeki oksijen oranının 98’e çıkana kadar sağlığınıza kavuşmuş olmazsınız.
Karantinadaki 14 günün sonunda hastaneye gidip son olarak yine doktorun isteği doğrultusunda bu defa AKCİĞER filmi ve kan tahlili yaptırın.
Negatif duruma geçip geçmediğiniz öğrenmek için testinizi de yaptırmayı unutmayın.
Eğer NEGATİF’e döndüyseniz ama halen virüs akciğerinizde aktif ise ( kesinlikle aktif oluyor herkeste) doktorunuz size ilaç tedavisine devam edecektir. Bu ilaçlar reçete ile eczanelerden alabilirsiniz. 
Akciğerdeki virüsün durağan hale geldiği gün akciğerdeki oksijen oranı 97-98-99 olacaktır. Bildiğiniz üzere akciğerdeki oksijen oranı 85’in altına düştüğünde entübe yani solunum cihazına bağlanmak gerek. Bilinç dahi kayboluyor.
Şimdi gelelim bu süreçte sizlerin gıda olarak nasıl beslenecek ve besin ile mücadele kısmına.
Aziz dostlar!
Bu virüsten kurtuluşun diğer bir yolu da ilaç tedavisi ile birlikte besin tedavisidir.
İlla günde en az 2,5 litre ılık su için
Her sabah bir bardak ılık suya bir tatlı kaşığı elma sirkesi katarak içmeyi ihmal etmeyin. İki günde bir ayrıca yine ev yapımı alıç sirkesini aynı biçimde için.
Meyve tüketin.
Özellikle “Portakal mandalina, muz, mango, avokado, elma, armut gibi.
Böbreklere zarar vereceği için limonu az onjn yerine c vitaminin diğer meyvelerden alın.
Şekerli şeylerden mutlaka uzak durun.
 Bu katilin dostu şekerli şeyler ve soğuk.
Brokoli salatası çok faydalı oluyor dostlar.
Sarımsak en birinci düşmanı koronanın.
Her çorbaya sarımsak koymayı unutmayı n
Bol bol çorba yeyin.
Bu çorbalar, tarhana, domates ( bu çorba ayrıca gözlere canlılık verir), mantar, tavuk suyu çorba, midesi rahatsiz olanlar için özellikle yayla çorbası, sebze çorbası gibi. Ama mutlaka çorbalarınıza ve tüm yemeklerinize zerdeçal katın.
Kızartmalardan yağlı yiyeceklerden ve karaçaydan kesin uzak durun.
Karaçay yerine akşamları tok karına yeşil çay için. En çok iki bardak içiniz. Ama bir çaydanlık yeşil çayın içine mutlaka bir tatlı kaşığı ev yapımı elma sirkesi koyun.
Dağ Kekiğini vaz geçilmez yaşam iksiriniz kabul edin. O yüzden dağ kekiği çayı ve bitki çayları ( adaçayı, zencefil, biberiye, ıhlamur, ayva yaprağı çayı, zeytin yaprağı, kuşburnu çayı gibi) vazgeçilmeziniz olsun.
 Bol bol "D" vitamini ve "C" vitamini ile protein yüklenin.
Her gün bir bardak kefir için.
Malumunuz D vitamini en çok güneşten alınıyor. Hava güneşli olduğunda güneşin karşısında oturup dinlenin.
***Ayrıca eczaneden “Devit-3” vitamini alıp küçük bir ekmek parçasına günde 19 damla damlatarak yeyin. Acı değildir.
Süt ve süt ürünleri de bu konuda çok faydalıdır. Peynir mutlaka evde yapın, maya kullanmayın sirke ile mayaladığınız olanını tercih edin.
Hiçbir zaman sofranızdan maydanoz, marul, roka, dereotu , yeşil , reyhan, kişniş , tere, yeşil soğan ve naneyi eksik etmeyin.
Kelle paça, kemik suyu ve haşlama en büyük desteğiniz olacaktır. Tüm hastalığınız boyu bunlara devam edin.
Biliyorsunuz ki, proteinin en çok olduğu besin kırmızı ettir.
Son günlere doğru akciğerinizden balgamsı öksürükler gelecektir. Onun için de “sarımsaklı süt” öneriyorum. İki –üç diş sarımsağı ezip kaynatılmış sütün içine atın. Kabın ağzını kapatın. 15-20 dakika demlensin sarımsak ile. Ondan sonra ılık olarak için. Öksürüğünüz kesilecektir. Veya sarımsak yerine sütün içine maydanoz koyarak kaynatıp da içebilirsiniz öksürük için.
"Çam kozalağı şurubu" içine bir tatlı kaşığı bal katarak için ve süreç boyunca her gün bir tatlı kaşığı "üzüm çekirdeği ezmesi" yiyin.
Her akşam yatmadan önce ılık suya bir kişi için 1 tatlı kaşığı zerdeçal, bir kaşık zencefil, az karabiber, bir tatlı kaşığı çam balı ve limon katarak karıştırıp içerek yatınız.
Bu işin şakası şukası yok. başınız ağrıyorsa enseniz ağrıyorsa sırt ağrılarınız var ise derhal test yaptırın.
Erken teşhis hayatı kurtarıyor.
Aklıma gelen bunlar dostlarım,
Eğer unuttuğum bazı şeyler var ise ekleme yaparım.
ALLAH DÜŞMANIMA BİLE BÖYLE DERT VERMESİN.
Ben 16 gün sonra bu yazdıklarım sayesinde NEGATİF’e döndüm. Negatiften sonra da aynı gün yeniden akciğer filmi ve kan tahlili ile akciğerdeki virüsü durağan halen getirinceye kadar 4 günlük sıkı bir ilaç tedavi ile şükürler olsun. Akciğerdeki oksijen oranımı 98- 99’a çıkardım. Şu anda yeniden doğmuş gibiyim.
GECELERİNİZ ZİNDAN OLMASIN İSTİYORSANIZ MESAFEYE DİKKAT EDİN, MASKENİZİ ÇENE ALTINA FALAN TAKMAYIN.
 KARŞINIZDAKİLERLE DİRSEKLE BİLE OLSA TEMAS ETMEYİN.
ALLAH HEPİNİZİ KORUSUN GÜZEL İNSANLAR. ACI GÖSTERMESİN.
Hepinize sağlıklı güneşli günler diliyor saygılar sunuyorum.