Yeni yılda fiyatı aynı kaldı Yeni yılda fiyatı aynı kaldı

Güngör açıklamasında, “Acısıyla, tatlısıyla bir yılı geride bırakıp, Yeni bir yıla gireceğimiz şu günlerde 
Maalesef Enerji iş kolunda ki maden mühendisleri üzerindeki riskler, sorunlar ve tedirginlikler devam etmektedir. 
Ülkemizde son yıllarda yaşanan Madendeki göçük,  Grizu patlaması vb.gibi kazalarda Maalesef bütün sorumluluğun maden mühendisleri üzerine yıkılması, 
Adeta onların günah keçisi haline getirilmesi,
Bu meslekteki ve bu görevi yapan arkadaşlarımızda çok büyük bir tedirginliğe ve korkuya neden olmaktadır. 
Öyle ki bir çoğu yeniden KPSS ye girerek, bir çoğu da işi bırakarak TTK dan ayrılmayı bile düşürüyorlar.
Kamuda ve özel işletmelerde görev yapan ve yerin altındaki cevherin, yerin üstüne çıkarılıp ekonomiye kazandırılması için gecesini gündüzüne katan maden mühendislerinin bu korku hali bir an önce kaldırılmalıdır.
Burada bütün görev devlete düşmektedir.
Eskiden olduğu gibi, 
Devlet bütün sorumluluğu yine üzerine almalıdır. 
Madencilik sektörü, özellikle yeraltı madenciliği  göçüğüyle,gazı, tozu, Grizu suyla birlikte dünyanın en riskli ve en zor mesleklerinden biri dir. 
Böyle yüksek risklerin olduğu bir iş kolunda mevcut risklerin ortadan kaldırılması, 
Devletin ve iş verenlerin sorumluluğundadır. Bu sorumluluk öncelikle maden mühendislerinin ve diğer teknik personelin üzerine atılacak kadar basit ve kolay bir konu değildir. 
Herkesin bildiği bir gerçek te şudur ki;
Madenlerde ki kazaların önlenmesi, sıfır kaza planlaması, iş sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili bütün önlemlerin alınmasında, öncelikle iş veren sorumludur.
30-6-2012 tarihli ve 28339 sayılı Resmi gazetede yayınlanarak 2013 yılında yürürlüğe giren 6331 sayılı iş sağlığı ve iş güvenliği kanununun 4.maddesinde açıkça da belirtilmiştir.
Buna göre,
Mevcut mevzuata göre işveren; mesleki risklerin önlenmesi,eğitimde dahil her türlü tedbirin alınması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, Sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve de mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapmalıdır. 
Ayrıca, 
İşçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatında da belirtildiği gibi, 
İş verenler, Çalışanlar ve devlet veya yetkilendirilmiş kurumlar arasında ortak bir sorumluluktur.
Buna rağmen, Madencilik sektöründe meydana gelen bütün ölümlü kazalarda sorumluluk sadece maden mühendisi arkadaşlarımızın üzerine yıkılmaktadır.
Bu haksız durumu Sendika olarak kabül etmemiz mümkün değildir. 
Ayrıca her ölümlü kazanın sonunda maden mühendisi arkadaşlarımızın,
Suçluluk karinesine uygun olmayan bir şekilde, 
İş yerlerinde ve ya evlerinde çoluk çocuğu önünde, 
Ters kelepçe takılarak tutuklanıp göz altına alınmaları da maden mühendisi arkadaşlarımızın onurlarını kırmakta, itibarlarını zedelemektedir.
Kaçma ve delil karartma gibi bir süphenin olmadığı olayların sonucunda böyle uygulamaların olması da kabül edilebilir bir durum değildir. 
Enerji BİR SEN olarak bizim isteğimiz, uluslararası kabül edilirliği olan "Suçluluk Karinesinin" uygulanması, bunu da tüm tarafların kabül etmesidir.
Yani; Bir kişinin Suçluluğu İsbat edilinceye kadar,
O kişi suçsuzdur. 
Bu da bir evrensel insan hakkıdır.
Bizim istediğimiz Adalettir. 
Asil adalet; suç işleyenin cezalandırılmasını,suçla ilgisi olmayan kişilerin ise korunmalarını gerektirir. 
Asil adalet; bazı ard niyyetli, marjinal kişi ve çevrelerin oluşturduğu algıya göre bir suçlu bularak değil, 
Gerçek suçluları ortaya çıkarıp, kanunlara göre yargılayarak, cezalandirmayla gerçekleşebilir.
Bazı ard niyyetli kişi ve kişilerin,bazi marjinal çevrelerin oluşturduğu algilarla gerçek suçlular göz ardı edilip, …

Editör: Sercan Yıldırım