Vatan hasreti, akraba hasreti diye yola çıktılar, gümrük kapılarında perişan duruma düştüler.

Sosyal medya aracılığı ile yol ve gümrük kapılarından Video görüntüsü paylaşımı yapanların sessiz feryadına yardımcı olan çıkmıyor.
Şöyle de diyebiliriz; yurtdışında yaşayan, tatilini Türkiye'de geçirmek için karayolunu tercih edenlere Türkiye sahip çıkamıyor, ilgilenmiyor.
Durum öyle gösteriyor!
Gurbetçinin çilesi her yıl aynı, bitmiyor. Sorun çözecek, biraz olsun ilgilenecek ilgili yok ! 
Olsa zaten duyulur.
Ülkeye giriş ve çıkışlarda Bulgaristan gümrük kapısında çile başlıyor. Kapıkule'deki giriş ve çıkışlarda her ne kadar uzun araç kuyrukları oluşsa da, giriş ve çıkış kapı sayısı uzun beklemelere meydan vermiyor. Çalışan görevliler oldukça hızlı çalışarak vatandaşın beklemesini önlemeye çalışıyor.
Bulgaristan'da her yıl sorun yaşanmakta. Görevli memuru keyfine göre çalışır, sıcağın altında beklemişsin umurunda bile olmaz. AB üyesi Bulgaristan'a çıkıp bir hükümet yetkilimiz çekilen çile konusunda iki çift laf etmez. 
Geçmişte bu gümrük kapılarından girişte araç kuyrukları oluştu.
Bulgar yetkililer ," yeterli memur sayımız yok " dediler ve giriş çıkış kapılarının bir kısmını kapalı tuttular.
İçeri giren gurbetçiye sigara paket sayısı sorarlar. İki paket müsaade edilir.
Sırbistan topraklarına girince  karton dolusu sigara al, alma diyen olmaz. 
Gurbetçimiz karayolu ile gelirken
 "Nasıl olsa bir şey olmaz" düşüncesiyle biriktirdiği yada illegal yollardan kazandığı euroları saklar, Sırbistan'da yakayı ele verir. Yakalanan binlerce Euro’yu geri alması pek mümkün olmaz. 
Hal böyleyken akıllanmayanlarımız var. Gerek havayolu gerekse karayolu ile gelenler 9.999 euro beraberinde getirebilir.
Macaristan gümrükleri pek sorun çıkarmaz, denetimsiz yol vermez.
Gurbetçilerin sıraya dizildiği 4 gümrük kapısı var. Macaristan, Sırbistan, Bulgaristan ve Kapıkule.
Çile dolu kilometrelerce uzun yolun kahrını çeke çeke ülke hasreti ile tutuşanlar, Türkiye'ye geldiklerine pişman olup dönüyor. 
ALMANCI YATIRIM YAPMIYOR, PARA HARCAMIYOR
Gurbetçi, Türkiye'de hayat pahalılığını yaşadıkça geldiğine de pişman oluyor.
Ülke ekonomisine biriktirdikleri Euro’lar ile katkı sağlayan "Almancılar" Türkiye'de ayrımcılığa tabi tutuldukları için de YATIRIM YAPMAK İSTEMİYOR.
Gurbetçi ne yaparsa yapsın çilesi bitmiyor. Havayolu şirketleri yaz sezonunda uçuş fiyatlarına zam yapıyor. Bu durum her yıl aynı. 5 nüfuslu bir aileye havayolu uçuşları sezonda pahalıya patladığı için de Karayolunu seçmek zorunda kaldığı için çile dolu tatile gelmek zorunda kalıyor. 
Çaycuma'da bazı esnaflara yönelttiğim sorularda, " gurbetçi pata harcamıyor, satın alacakları her şey onlara pahalı geldiklerini söylüyorlar" 
Bunu esnaf böyle söylüyor. Çaycuma her geçen yıl konut açısından gelişmekte. Yapılmış lüks görünümlü binaların camlarında "satılık" tabelaları mevcut. Kiralar ise tavan yapmış durumda. 
Bir gurbetçi ile konuştum, " Çaycuma'dan daire sahibi olmaya ne diyorsun, aklından yatırım geçiyor mı? " sorusuna yanıtı: 
"Buradan alacağıma yaşadığım ülkeden alırım daha iyi. Biz buraya tatil için gelip gidiyoruz" oldu. 
Bir de şu var; gurbetçiler "Almancı " kelimesini ayrımcılık olarak değerlendiriyor.