Öncelikle, birazdan okuyacaklarınızı Harun Akın’ın yüzüne de söylediğimi bilmenizi isterim…
Gerçi her ne kadar o kendisiyle ilgili eleştirilere tahammül göstermese de, biz yüksek sesle söylemeye devam edeceğiz…
Akın’ın siyasi arenadaki varlığının tek sebebi var…
O da, Cumhuriyet Halk Partisi…
Otobüs terminalinde bilet kesen bir gişe görevlisi iken Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne mebus olan bir adamın egosunu kontrol edebilmesi hiç de kolay olmamalı…
Yanılıyor olabilirim ama bana göre baş döndürücü bir hızla siyaset basmaklarını üçer beşer tırmanan Akın’ın politikadaki en büyük dezavantajı bastıramadığı egosu oldu yıllarca…
Şüphesiz, Harun Bey’in CHP’de milletvekili olması için ille de aristokrat olması da gerekmiyordu…
DSP’nin altın yıllarında CHP’de istikrarlı bir duruş sergilemesinin karşılığını yıllar sonra milletvekili olarak aldı Harun Akın…
Ama maalesef aynı istikrarı Ankara’ya gittikten sonra gösteremedi…
Genel Başkanlık yarışında son derece doğru bir tercih yaparak Altan Öymen’i destekleyince Deniz Baykal’dan kırmızı kart yiyen Akın,, CHP’den aforoz edilip listelerde yer bulamayınca Mustafa Sarıgül’ün Türkiye Değişim Hareketi’nde saf tuttu…
Halbuki sabredip sebat etseydi uzun vadede kazanan yine o olacaktı…
Akın’ın sırf koltuk uğruna yaptığı TDH tercihi, her CHP kongresinde görünmez bir yafta oldu boynunda…
GBT’sine işlenen “Türkiye Değişim Hareketi” sabıkasını yok etmeye çalışsa da, CHP’ye gönül veren insanların hafızalarından sildiremedi hiçbir zaman…
Hani, “Muhtarlık seçimi olsa ona bile aday olacak” derler ya aynen o hal aldı Harun Akın’ın koltuk merakı…
Yedi sülalesini onurlandırarak onu milletvekili yapan CHP’ye verdiklerini her fırsatta anlatan Akın, aldıklarından ise hiç bahsetmedi…
CHP’li Zonguldak Belediyesi’nden aldığı ve servetine servet kattığı kent merkezindeki açık otoparkları, akrabası olan Zonguldak eski Valisi Sami Seçkin döneminde aldığı ve yıllardır işlettiği Valilik otoparkını, gişe görevlisi Harun Akın’a değil, CHP İl Başkanı Harun Akın’a vermişlerdi halbuki…
Olası bir eğilim yoklamasında sayısal çoğunluğu kontrolünde tutmak için son yapılan delege seçimine de direk olarak müdahil oldu beyefendileri… Ancak basına aksi yönde demeç veren Akın, ne tesadüftür ki, son akşam seçim ofisinde yapılan delege listesine yazılan isimleri tek tek telefonla arıyor, seçim günü beyaz listenin kazanması için sandık başından ayrılmıyordu…
Ve nihai tabloda onun istediği oldu… Kendisine muhalif herkesi “birlik beraberlik” nidalarıyla aynı çuvala sokan Harun Akın ve koltuk değnekliğini yapan Şerafettin Bey, bu emellerine ulaşıyor, delege seçimlerini beyaz liste kazanıyordu…
“Politikada uzun vadeli dostluk da düşmanlık da olmaz” diyen merhum Süleyman Demirel bir kez daha haklı çıkıyordu… Milletvekili eğilim yoklamasında birbirlerini satmakla suçlayan, karşılaştıklarında birbirlerinin ellerini sıkmayan Akın ve Turpcu bu kez siyasi ikballeri için birbirlerinin paçalarına sarılıyordu…
Cumhuriyeti kurmakla övünen, demokrasiyi savunan bir partinin milletvekilliğini yapmış olan Harun Akın, sırf karşı liste çıkardıkları için insanları aşağılıyor, kapasitesizlikle suçluyor, hatta haddini aşıp siyasetteki seviyeyi ayaklar altına alıyor, muhalifleri CHP’ye tecavüz etmekle itham ediyordu…
Parti binasında bugün sizinle paylaştığım, öncesinde kendisine de ifade ettiğim düşüncelerimden ötürü, “Mustafa Özdemir gazeteciliği bıraksın siyaset yapsın” diyecek kadar tahammülsüz bir tavır sergileyen Akın’a önerim kendi işine bakması…
Bana göre de Akın’ın CHP’ye yapacağı en büyük iyilik siyaseti bırakıp, evinde oturup politika yaptığı dönemde kazandığı paraları sayması!