Kaçak yollardan yani vesikasız olarak bedenini satan kadın sayısı 60 binin üzerinde.
Yani bu ülkede yaklaşık yüz binden fazla kadın bedenini satıyor, bedenini satarken günde en az on kişinin tecavüzüne uğruyor.
Devlet, bedenini satan bu kadınlardan aldığı vergiyle imamın, polisin, milletvekilinin aylığını veriyor. Daha lüks yerlerde yaşamak için bu vergilerle saraylar yaptırıp bu saraylardan ülkeyi yönetenler şimdi kalkmış öldürülen kadınlar için timsah gözyaşı döküyorlar.
Devlet sadece kadın bedeni satışından maddi pay almıyor, bir kadını taciz eden veya ona şiddet uygulayan bir erkeği adli makamlara şikayet eden kadın; hakkında davacı olduğu erkek suçlu bulunduğunda hapislik yanında bir de maddi para cezasına çarptırılıyor.
Buraya kadarı anlaşılır bir durum, bundan sonrası biraz dramatik çünkü para cezasına çarptırılan tacizciden alınan bu para devletin kasasına gidiyor. Yani parayı tacize-şiddete uğrayan kadın almıyor. Burada da devlet bu tür olaylardan kar etmiş sayılıyor.
Bir diğeri de adı bile kadını dışlayıcı, ikinci sınıf bir insan muamelesi çağrışımını yapan “ Kadın sığınma evleri”. Kadın sığıntı mı ki böylesi bir adla anılan evde kalsın?
Bu ülkeyi yöneten siz sayın ekabirler; eğer döktüğünüz gözyaşlarında samimiyseniz
Önce genelevleri kapatın ve burada adı “sermaye” olan, devletin verdiği izinle her gün onlarca kişinin tecavüzüne uğrayan kadınlara, kendilerini ve çocuklarını doyuracak bir iş verin.
Sadece iş değil, onlara konut verin çünkü bu kadınların neredeyse tamamının iki veya üç çocuğu var. Onlara “hayır” yapmayın,”zekat” vermeyin.
“Bu kadar kadına iş, aş ve konut için gereken parayı nereden bulacağız?” diye hiç düşünmeyin. Sizlere basit bir önerim; cumhuriyetin kuruluşundan günümüze bu kadınların sattıkları bedenlerinden aldığınız vergilerle bu giderleri fazlasıyla karşılarsınız. Olmadı bu kadınların sattıkları bedenlerinden alınan vergiyle yapılan sarayı bu kadınlara tahsis edin, bırakın birkaç yıllık ömürlerini orada geçirsinler. Ne o, maddi külfeti fazla olan çok ağır sözler mi ettim?