ŞEYTANÎ KARANTİNA

     ERKAN ÇALTEPE(184 s.)

     Önce yazarla tanıştım. Zonguldak/Devrek doğumluyuz ikimiz de. Yenikapı Zonguldak Tanıtım Günleri hediyesidir canlı tanışmamız. Bu tanışma farklı bir kişilik ipuçlarını vermişti bana. Elime aldığım kitap da ilginç kapağıyla, başka dünyalara taşıyacak gibiydi okuyucuyu beni.
     Önsözle girdim kitabın içine. Hastalıklı günleri özgür bir ortama dönüştürme çağrısı, Atatürk bakışıyla güçlendirilmişti. Güzel günleri yaratma özgüveni vardı.
       İblis insanlığı yoldan çıkarır. Zalimin haksız düzenine direnir Evliya Dudu Hatun. O, iyiliğin, doğruluğun, adaletin korkusuz öncüsüdür.
     Söylenceye göre, Mu uygarlığının Naacal Rahipleri Mu dinini yaymakla görevlidirler. Kral Ramu, insanları güzelliklere çağırır. O, akla, doğruya yönlendiren aydın bir güneştir.
     Naacal Rahipleri, Göktürk Alfabesi ve resim yazıları eşliğinde dünyaya güzel değerleri müjdelerler. Buradan Tanrı iyiler için köklü tabanı elçilerle duyurur.
     Dünya bozuk. Ulusun, inancın güzel değerlerinden uzaklaşılmıştır. İblisin tuzağına, yeni kör inançlara karşı adalet savaşı açılacaktır.
     Yeni dünya düzeni, dünyayı ele geçirme peşinde bir krallık. Bu yapı inançları da kullanır. İlkeli eski halkın tersine tutku, şehvet, öfke, kin, nefret ve aşk egemen.   Yazarın dünya görüşü yansır artık: Yeni dünyayı Türk kuracaktır. O, tasavvuf inancıyla donanmıştır.
     İnsanlar büyülü gücün peşinde yanlışa sapmışlardır. Yeni kuşak tadın, kibrin, öfkenin, kavganın, bencilce tüketimin cambaz düzeninden kurtulmalıdır.
     Kutsal Tapınaklar bölümünde (düzyazı-şiir karması) ilginç bir oyunla, imgelerle Tanrı ve insan arasında hiçbir engel olmayacağı gösterilir. Tavansız tapınak, ilk insan Ramu'nun söylevi, özgürlük, yansıma ve kaynak, Naacal Rahibi'nin öncülüğünde özgürlük ve isyan... Buradan her şeyin sessiz bilinmezin (Tanrı'nın) yansıması olduğu görüşüne varılır. (Bu, tasavvuftaki genel görüştür.)
     Balık Tapınağı bölümünde, Ramu ile Manu arasında, balık tutmayı öğretme, davranışları, söyleşmeleri, çok anlamlı ve başarılı kurgulanmıştır. Ramu'nun 'Seveceksen' diye başlayan öğütleri çok ustaca sıralanmıştır:
     ... 
     -Seveceksen...
     -Tutkulu değil; tutarlı seveceksin.

     -Seveceksen...
     -Karanlığı değil; aydınlığı seveceksin.

     -Seveceksen...
     -Yanlışı değil; doğruyu seveceksin.

     -Seveceksen...
     -Beni değil; bizi seveceksin.

     -Seveceksen...
     -Ayrıştırarak değil; büsbütün seveceksin.

     -Seveceksen...
     -Kazandığını değil; paylaştığını seveceksin.
     ...
     Hakikat Tapınağı: Naacal rahipleri hak ve hakikat tartışması sonunda Güneşi temsil eden Ramu'nun hakemliğini beğenirler.
     "Oysa 'köle olduğunu bilmek bile' sizi özgür kılar."
     Deliler Tapınağı: Tartışmalardan "Akıl, iradenin özüdür!" düşüncesine varılır.
     Aşkın (ilahi aşkın) erdemlerini vurgulayan cümleler ve dizelerle toplanır her şey.
     Önsöz "Ya İstiklal, Ya Ölüm!"le bitmişti. Kitap "Seçilmiş çoban/Sözle başlayan, sözle son buldu./Oku Yaratan Rabbinin adıyla oku!/İşte, budur karanlığın en büyük korkusu!" sözleriyle bitiyor.
     Kapakla başlıyor ileti: Âdem ile Havva ve yasak elma, insanlığın günahlarının, bağışlanışının öyküsü. Karanlık, kötü, bencil krallıklar, hakkın-özgürlüğün şeytanî karantinalarda tutsak alınışı... 
     Sonun başlangıcı karanlıktan kurtuluş olacak. Bunu da tarihin derinliklerinden insanlık değerleri taşıyan Türk milleti gerçekleştirecek. Önder Atatürk ışığı ve engin Hacı Bektaş huzuru insanlığı karantinadan çıkaracak.
        Çok zor bir kitap yazmış genç yazar. Yaşının üstünde uğraşa,metinlere dalmış.Bu dalış, yazdıklarının diline de yansımış. Yer yer Farsça tamlamalar, felsefe terimleri, destan-masal ögeleri yazıyı örmüş. 
     Şeytanî Karantina, destan, şiir, masal, söylence, öykü, söyleşi, inceleme... karması bir türde. Metinler arası kurgu okuyucuyu heyecandan heyecana koşturuyor, derin düşüncelere daldırıyor. Şiirlerde anlam ve duygu yoğunluğu var. Sabırlı okuyucu pazıl tamamlama zevkini tadıyor bu okuyuşta.
     Ha, sözcük, cümle, dize yinelemesi çok. Bunun bilinçli yapıldığını düşünürseniz müzik havası alırsınız kitaptan.
     Dedim ya! Zor bir kitap yazmış hemşehrim Yazar Erkan Çaltape. Ben elimden bırakmadan okudum. Bilmiyorum, duygusallığın etkisi ne kadar oldu? 
     Duyarlı ve çalışkan genç yazarımızı alkışlıyorum.
     İyi okumalar...