Ali Sunal’ın Güldür Güldür Şov ekibi oyuncularından Çağlar Çorumlu’yu izlemek büyük keyif! Hele onun tadını çıkara çıkara söylediği; “Kemçük ağızlı!” deyimi yok mu öldürüyor beni!
Üşenmedim sözlüklerde araştırmasını yaptım! Kemçük sözcüğünün fiziksel tanımlaması yapılmış ama sosyolojik kapsamı anlatılmamış.
Kemçük ağızlı deyiminin türevleri bizim köylerde de kullanılır; “Kapçık ağızlı”, “Karban ağızlı”, “Şapşal ağızlı”...
Söylemleri gül gülistan, yapıp ettikleri rezil rüsva olan, fırsatını bulunca mangalda kül bırakmayan, alkol kaslarını gevşetince ağzı lağıma dönen, ayıldığında tükürdüğünü yalayan korkak ve kişiliksiz insanları anlatıyor bu deyim!
Yahu, ben mi abartıyorum, yoksa dönüp dolaşıp benim sosyal alanlarıma mı yığılmışlar bilemiyorum ama inanın bir kalemde bir düzine kemçük ağızlı sayabilirim!
Örneğin; bugün İnsan Hakları Günü, ne bileyim Atatürk Haftası ya da Kadın Hakları Günü falandır; bizim kemçük ağızlılar koro halinde ne ulvi düşünceleri savunup ne denli güzel amaçlara hizmet ettiklerini çen-çen söylerler! İnanın çoğu kez şaşırıp kalıyorum! Es kaza ellerine yetki geçmesin; yandığınızın günüdür! İlk elden sizi ipe götürürler!
O kemçük ağızları susturduğumuz gün rahat bir soluk alacağız!
 
SİYASETİN NERESİNE KONUMLANDINIZ?
1-Siyasete konumlanılmaz. Siyaset karda ördek avlamak değildir!
2-Kendime bir ayakkabı bakacağım der gibi; “Kendime bir parti bakacağım!” denilmez.
3-Sağ-sol, ilerici-gerici, diktatörlük-demokrasi, emek-sermaye, hak hukuk ve adalet, bilim, sanat, kültür ve buna benzer kavramların anlamlarını öğrenmeden ağzını açma!
4-Siyaset; sorun çözme sanatıdır. Kapının bozulan kapı kilidini sökemiyorsan siyaset düşünme.
5-Bugüne dek artı ardına beş kitap okumamış, dört film izlememiş, üç tiyatro oyunu görmemiş, iki sergi gezmemişseniz size siyasi konularda söz düşse bile konuşmayın; susun!
6-Japonya’da kimlerin oy kullanıp kimlerin kullanamadığını, bunun nedenini ve gerekçelerini araştırıp öğren.
7-Haddini bil! Not: Had; sınır demektir!
 
ALMANYA’NIN HOBİ BAHÇELERİ
Almanya’ya gidenler bilir, her şehirde, şehrin uygun yerlerine uygun büyüklükte hobi bahçeleri yapılmıştır. Bu hobi bahçelerinin elektriği, suyu, yolu düzenli olarak sağlanmış, dikdörtgen şeklindeki bahçelerin çevresi, bizim “domuz teli” dediğimiz tellerle çevrilmiştir.
Yaşlı, genç, emekli, meraklı insanlar bu bahçeleri oldukça uygun kira bedeli karşılığı kiralarlar, orada bahçe düzenlemesi, çimenlik alanlar, sebze üretimi bölümleri vs. oluşturarak harikalar yaratırlar. Her hobi bahçesinin içinde küçük birer kulübe vardır. Bahçelerinin önündeki direklerde ülkelerinin ya da tuttukları takımların bayrakları dalgalanır.
Yurtdışına çıktığımda keyifle gezdiğim yerlerden birisi mezarlıklar, diğeri de hobi bahçeleridir. Sanatın her türlü esintisine tanıklık ettiğiniz mezarlar, üretimin ve sosyal yaşamın en soylusunu gözlemlediğiniz hobi bahçeleri, ne denli uygar insanlar arasında olduğunuzun kanıtıdır!
Çaycuma, hobi bahçeleri için oldukça uygun bir yerleşime sahiptir. Filyos Irmağının iki yanı boydan boya birinci sınıf alüvyonlu toprakla kaplıdır. Ne ki o alanlardan uygun arazilerin ıslahı yapılarak bugüne dek hobi bahçeleri projesi uygulamak kimsenin aklına gelmedi.
Bisikletimle ırmak boyuna yaptığım gezintide gördüğüm yeni binalar, imar planlarının nerelere doğru kaydığını gösteriyordu. Hobi bahçesi yapılabilecek verimli topraklar üzerinde inşaatı süren ve adına “Külliye” denilen şeyin hangi toplumsal ve sosyolojik açığı kapatacağını ben anlayamadım. Oraya harcanacak paralarla hobi bahçeleri yapılsa ve emekliler başta olmak üzere ilgi duyanlara kiralansa, şehrin hengâmesinden boğulan insanlara yeni bir sosyal alan açılsa, üretimin bir kıyısına tutunmaları sağlansa kötü mü olurdu?
“Gece aklıma geldi; sabah emir verdim!” projeleri ilk etapta şaşırtıcı ve ilgi çekici gibi görünebilir ama uzun erimli düşündüğünüzde bunların çok da matah şeyler olmadığını görürsünüz.
Külliye denilen şeyi görünce üzüldüm. Çaycuma Kültür ve Sanat Merkezi, Çaycuma Belediye Sineması, Çaycuma Halk Kütüphanesi, Çaycuma Halk Eğitim Merkezi, SEKA Sosyal Tesisleri, Çaycuma Şehir Stadı, Kapalı Spor Salonu, Tenis Kortları, Olimpik Yüzme Havuzu, Çaycuma Gençlik Merkezi ve hatta yeni yapılan Arasta Çarşısı gibi merkezler varken “Külliye!” düşüncesi olsa olsa yeni bir ‘işaret fişeği’dir!
 
HOCAM...
Hocam...” dedi genç adam; “Bu politikacılar neden hep böyle bağırıyor, neden hakaret sözcükleri kullanıyor, neden yüzleri hiç gülmüyor?
Dedim; “Delikanlı, kaç yaşındasın?
Dedi; “Yirmi beş!
Dedim; “Yani, bu yaşına dek başka bir yöneticisi tanımadın?
Dedi; “Evet, tanımadım!
Dedim; “Sabret, bu yaşadıklarımız normalimiz değil. İktidar değişince normalini tanıyacaksın!
Dedi; “Hocam, o zaman ne olacak?
Dedim; “Bugünkünden iyi olacak!
Dedi; “Nasıl yani?
Dedim; “Delikanlı, yerin kulağı var; ne anladıysan o!
Dedi; “Korkuyorsun!
Dedim; “Evet, korkuyorum. Senin için!