Son 40 yıldır birçok markete girip çıkıyorum. 10 yıldır da çeşitli web sitelerinden ürün alımı yapmaktayım.

Geçen 3 yılda kargo şirketlerinin taşıma bedelleri yüzde 300-700 nispetinde arttı. Ayrıca ürün satan çevrimiçi (online) alışveriş portallarının satıcılardan aldığı komisyon oranları da yüzde 40’lara kadar yükseldi.

Vergi yükünün aşırılığı, taşıma bedelleri, aracı web portalların insafsız komisyonlarından ötürü 1000 TL ödeyerek aldığınız bir ürünün gerçek fiyatı aslında 200-300 TL’dir.

Çok bilinen bir web sitesi aracılığıyla kendi yazdığım kitapları okurlara sunuyorum. Aracı site her kitaptan yüzde 15-16 komisyon alıyor. Bir adet kitap bile kargo şirketleriyle 45-90 TL’ye okura gönderilebiliyor. Baskı maliyeti 30-50 TL olan bir kitap birden 200 TL’ye yükseliyor.

2-3 yıl evvel devletin resmi kargo şirketi bir kitabı 5-7 TL’ye taşıyordu. O zaman dolar 13 TL civarında idi. Şu anda dolar 2,5 kat artış gösterdi. Kargo bedeli ise 7 kat arttı. Bu koşullar altına kitap alabilen insan sayısı çok azaldı.

Yerel ya da ulusal çaplı market zincirlerinde gramaj oyunları da çok yapılıyor. Örneğin en temel gıda olan peynir 125 gr, 220 gram, 350 gr, 520 gr, 700 gr, 900 gr. gibi küsuratlı değerlerde paketlenerek alıcıların kilo fiyatını algılaması / idrak etmesi engellenmeye çalışılıyor.

Kurumsal kimliği saygın, marka değeri olan firmalar bile gramaj oyunlarına başvurarak ürünlerini ucuz göstermeye çalışıyor.

Ayrıca birçok ciddi firma paketli ürünlere eklediği kimyasal maddeleri şifreli, çok minik puntolu olarak yazıyor. Mısır şurubu, Çin tuzu, yapay tatlandırıcı, zararlı aroma içermeyen gıda ürünü yok denecek kadar azaldı.

Tarım ve Sağlık Bakanlıklarının gıdaların kalitesi ve içeriğiyle ilgili bir denetim yaptığını da göremiyoruz. Birçok markette ve pazar yerlerinde markasız, mahreci belirsiz yağ, peynir, sucuk, salam, meyve suyu, ekmek vb. gibi ürünler serbestçe satılabiliyor. Zabıtalar ya da diğer resmi görevlilerin bunları engellediğini de hiç görmüyoruz.