Merhaba sevgili okurlarım,

Bu hafta yoğun bir maratona girdim. Aralık ayının başına kadar da neredeyse hiç nefes alamayacak kadar yoğunum. Bu yoğunluk arasında sizlerle paylaşımlarıma devam etmek,

kendime mola vermemi de sağlıyor.

 

Dün turizm sektöründe duayen olan bir büyüğüme ziyarete gittim. Sohbet arasında, “Sabah kalkınca ilk önce televizyonu açıyor, sabah haberlerini dinliyorum.” dedim. Arzucum “Sen ne yapıyorsun, hiç mi kendini düşünmüyorsun da kendine bu kötülüğü yapıyorsun.” dedi.  Önce şaşırdım. Hiç böyle bir tepki beklemiyordum. Nedenini sordum. “Televizyonu açtığında ne zaman güzel bir haber görüyorsun?” dedi. Bir an düşündüm. Daha bu sabah, üniversiteli kız erkek öğrencilerine aynı evde bulunma yasağının ve denetiminin getirileceğiyle ilgili devlet büyüklerinin söylemleri vardı. Ben de mutfakta bir taraftan kahvaltı hazırlıyordum. Kendimi televizyonla kavga ederken buldum. Her söyleme bir cevabım vardı.

 

Üniversite okumayanların, üniversite gençliğinin ruh yapısını, yaşamı, sosyal hayatını, geçim sıkıntısını, arkadaşlık ve dostluk duygusuna bakış açısını anlaması beklenemez. Bunu yaşamanız lazım. Ben de üniversite öğrencisi oldum. Çok güzel dostlarım oldu. Biz hala dostluk bağımızı kopartmadık. Çünkü beş sene acısıyla, tatlısıyla hep birbirimize destek olduk. Hepimiz erkeğiyle, kızıyla ana baba ocağından gurbete gelmiş gençlerdik. Kafalarda nasıl bir ön yargı var ki erkek ve kız yan yana geldiğinde sadece yanlış yapacakları düşünülüyor? Bunun için üniversiteli olmak gerekmiyor. Sizler ne kadar engel koyarsanız koyun, insanın içinde varsa buna asla engel olamazsınız.

 

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Antalya kutlamalarına katıldım. Önce yoğun bir trafik mücadelesi, ardından araba parkı problemi derken kutlama alanına ulaştım. Muhteşem bir kalabalık vardı. Sanki tüm Antalya alanda buluşmuştu. Göklerde “Türk Yıldızları”nın muhteşem gösterisi insanları büyülüyordu. Ben neredeyse gururdan ağlayacaktım. Ben ve diğer katılımcılar bu duyguları yaşarken, kutlama alanında sürekli CHP’nin konuşmacıları ve propaganda cümlelerinin boy gösterdiğini fark ettim. “Cumhuriyet CHP’nin, kutlamaları sadece CHP yapar, kutlamalara sadece CHP’ye oy verenler gelebilir” demedikleri kalmıştı. Bu beni çok üzdü. Çünkü o alanda birçok siyasi görüşü farklı olan insan toplulukları vardı. Nerede beraberlik, nerede özgür düşünce, samimiyet, hoşgörü. CHP cumhuriyetçi, CHP’li olmayanlar ötekiler. Siz beni anladınız sevgili okurlarım.

Tekrar görüşmek üzere,

Sevgiler,