Reçel, bal, pekmez, çikolata, salam, sosis, sucuk, fındık ezmesi, fıstık ezmesi, noodle, gazlı içecek, helva, ketçap, meyve suyu, meyve aromalı maden suyu, meyveli yoğurt, baklava, kurabiye, mayonez, nar ekşisi, hamburger ekmeği, lavaş, etsiz çiğ köfte, cips, akide şekeri vb. gibi ürünlerin yüzde 99'unda;

-Mısır şurubu (nişasta bazlı şeker, NBŞ, fruktoz şurubu)
-Çin tuzu (MSG, mono sodyum glutamat) gibi bünyenin istemediği, kabul etmediği, hasta eden katkı maddeleri var.
Bunlar, daha çok kâr elde etmek isteyen üreticiler tarafından çok seviliyor.
Halkın temel gıdası olan ekmeğe de 10'dan fazla kimyasal madde eklenmekte.
Piyasada gerçek bal bulmak imkânsız halde. Düzgün ballar ise 1000-3000 TL bedelle sunuluyor. Bunu, toplumun yüzde 1'i ancak alabiliyor.
Süt, yoğurt, peynir gibi ürünler de sağlıklı değil artık. Zira en yoksul köylüler bile hayvanlarına; çok süt elde etmek için kimyasal yemler veriyor.
Ucuzcu olarak tabir edilen zincir marketlerde gerçek gıda ürünleri artık yok. Buralardan şeker, un, yağ, salça, cips, çikolata, içecek, helva, ekmek vb. alırken kanser de aldığınızı biliniz.
Tarım, sağlık, sanayi ile ilgili bakanlıklar sadece lüks binalarda gün saymaktalar. Halkın ne yediği pek umurlarında değil.