1. Bist 100 listesindeki hisselerin dışına yönelmek çok risklidir.
2. Günlük işlem hacmi 100 milyon TL'den fazla olmalıdır.
3. Şirketin personeli 100'ün üzerinde olmalıdır.
4. Sahipleri düzgün insanlardan oluşmalıdır.
5. Her yıl temettü ödemelidir.
6. Sık sık bedelli sermaye artırımı yapmamalıdır.
7. Bilançosunu vaktinde açıklamalıdır.
8. Anlaşılır bir web sitesi olmalıdır.
9. F/K değeri 1-12 arası olmalıdır.
10. PD/DD rakamı 0-5 arası olmalıdır.
11. Karda olmalıdır.
12. Son 10 yıllık dolar bazlı grafiği merdiven gibi hep yukarı gitmelidir.
13. Ülke ekonomisine katkı yapıyor olmalıdır.
14. Sahipleri yerli, vatansever olmalıdır.
15. Yakın izleme (gözaltı) pazarında işlem görmemelidir.
16. Sermayesi 100 milyon TL'nin üzerinde olmalıdır.
17. Çok hızlı fiyat hareketlerine uğrayan türde olmamalıdır.
18. KAP'a yalan haberler göndermemelidir.
19. Sahipli, şişman parmaklı, güdülen, manipüle edilen türde olmamalıdır.
Mart 2025 itibariyle borsada işlem gören 591 farklı şirketin pay senetlerinin yüzde 90'ı yukarıdaki ölçütlere uymuyor.
Borsada küçük yatırımcıları memnun edecek 40-50 kadar şirket vardır. Gerisi spekülatif olup son derece tehlikelidir.
PTT KARGO ZAM YAPMA REKORU KIRIYOR
2021 yılında dolar 8 TL iken PTT Kargo 1 adet kitabı 6-7 TL (yaklaşık 1 dolar) karşılığı taşıyordu. Şu anda dolar 36,5 TL olmasına rağmen aynı şirket 1 adet kitabı 80 TL’ye yani 2,2 dolara taşıyor.
150-250 gramlık bir kitabın baskı maliyeti 50-60 TL. Devletin kargo şirketi hali hazırda bazı özel taşıma şirketlerinden bile pahalıya nakil yapıyor.
30 yıldır amatörce kitaplar yazıp yayınlıyorum. Matbaa (50 - 60 TL), kira (4-5 TL), stopaj (1-2 TL), muhasebe (2-5 TL), personel (20-30 TL), tanıtma (1-2 TL), aracı web sitesi (20-30 TL), elektrik (1-2 TL), gönderme (80-90 TL), vergi (20-25 TL) gibi masraf kalemleri sebebiyle ortalama bir eserin maliyeti 200-250 TL’yi buluyor.
Bu koşullar altında kitap yazan, yayınlayan kişilerin ayakta kalması olası değildir. TÜİK enflasyonu düşük göstererek aydın halk kitlelerinin gelirlerini her geçen gün biraz daha azaltıyor. Bu da kitapların ulaşılamaz hale gelmesine sebep oluyor.
KAZ
Bir gün Karakuşi Kadı, bir fırının önünden geçerken burnuna güzel bir koku gelmiş. Vitrinde güveç içinde nar gibi kızarmış sahibini bekleyen nefis bir kaz var... Karakuşi Kadı fırıncıya “Ben bunu aldım” demiş. Kadıya itiraz edilir mi? Fırıncı hemen kazı paket yapıp vermiş.
Az sonra kazın sahibi gelmiş: “Hani bizim kaz?” Fırıncı boynunu büküp “Uçtu” deyince iş kavgaya dönüşmüş. Kavga sırasında fırıncı, araya giren bir gayrimüslim müşterinin gözünü çıkarınca korkup kaçmaya başlamış...
Gayrimüslim de peşinde kovalıyor... Bir duvardan atlarken, istemeden hamile bir kadının üstüne düşmüş. Kadın, çocuğunu düşürdüğü için hanımın kocası da fırıncının peşine düşmüş. Can havliyle kaçan fırıncının çarpıp devirdiği Yahudi bir vatandaş da kızıp peşlerine takılmış...
Sonunda duruma müdahale eden zaptiyeler hepsini yakalayarak Karakuşi Kadı’nın karşısına çıkarmışlar.
Kadı sırayla sormuş... Kazın sahibi: “Bu adam kazımı iç etti” diye şikâyet etmiş. Karakuşi Kadı, fırıncıya sormuş: “Ne yaptın bu adamın ördeğini?” Fırıncı: “Uçtu” demiş. Kadı, kara kaplı defterini açmış. Kazın karşısında “tayyar” yazılı. Tayyar “uçar” anlamına gelir. “O halde kazın uçması suç değil” diyerek fırıncının beraatına karar vermiş. Gözü çıkan gayrimüslim vatandaşa sormuş... Onun şikâyetine de kara kaplı defterden bir madde bulmuş: “Her kim, gayrimüslimin iki gözünü çıkara, o müslimin tek gözü çıkarıla...” Davacı “Ne olacak?” diye sorunca, Karakuşi Kadı: “Şimdi” demiş, “Fırıncı senin öbür gözünü de çıkaracak. Biz de onun tek gözünü çıkaracağız.” Tabii gayrimüslim şikâyetinden hemen vazgeçmiş. Fırıncı bu davadan da beraat etmiş.
Çocuğunu kaybeden kadının kocasına da Karakuşi Kadı: “Tamam” demiş, “Karını vereceksin. Bu adam yerine yeni çocuk koyacak!” Böyle olunca adam da şikâyetini anında geri almış. Fırıncı bu davadan da kurtulmuş.
Kadı dönmüş Yahudi’ye: “Senin şikâyetin ne bre?” Yahudi ellerini açmış: “Ne diyeyim kadı efendi” demiş, “Adaletinle bin yaşa sen emi!”