İlk ülkücü şehit kimdir? Ruhi Kılıçkıran, 22 yaşında site yurdu kantininde iftarını açtıktan sonra 4 Ocak 1968’de şehit edildi. Ardından Dursun Önkuzu, 1970 yılında işkenceyle şehit edildi. 12 Eylül karanlığında denge olsun mantığı ile suçu olmadan idam edilen Mustafa Pehlivanoğlu, Selçuk Duracık, Halil Esendağ, Elazığ’da Cevdet Karakaş, beş bin ülkücü şehidimizden örnek birkaç isim olarak hafızalarda yer etmiştir.
Son dönemlerde ise ülkücü gençlere, üniversitelerde hayat tanımayan devrin iktidarının koruduğu PKK terör örgütü Ankara, İstanbul ve İzmir gibi mega kentlerimizde ülkücü avına çıkmış, iktidar polisleri ise sadece karşıt görüş mantığı ile PKK terör örgütünü yasal hale getirmeye çalışmıştır.
PKK terör örgütü militanları, önceki gün Ege Üniversitesi’nde Ülkü Ocakları Başkanı Fırat Çakıroğlu’nu öldürdü. O da ülkücü şehitler kervanına katıldı. 5 bin şehidin kanı yerde kalmadığı gibi Fırat’ın kanı da yerde kalmayacaktır. Bir ölür bin diriliriz. Allah yolunda ölenlere öldü demeyin, onlar şehitlerdir. Yiğit, mert, delikanlı dava adamı olan Fırat kardeşimiz rahat uyusun. Ne mutlu ona ki, Ülkücü şehitlerle ahret dostu olacak, peygamberimizin bayrağı altında bir araya gelecek, ahret dostu, komşu olacaktır.
Bu arada bir şehidimiz de Fidan Anamız oldu. Rahmetli Başkanımız Muhsin Yazıcıoğlu’nun anası Fidan Yazıcıoğlu ülkücü camiada ayrı bir yeri bulunan anamızdı. 92 yaşında hak’ka yürüyen anamıza Allah’tan rahmet, Yazıcıoğlu ailesi ve ülkücü camiaya başsağlığı ve sabır dilerim.
Şehitlere öldü demeyin, onlar diridirler. Hayatın keşmekeşinde yaş olmuş 53. Ne kadarı dolu, ne kadarı boş geçmiş hesaplama imkanım yok. Dileğim, bundan sonraki ömrümün dolu geçmesidir. Ülkücüler uyumayın, diri olun, güçlü olun. Ufak tefek sürtüşmeleri görmeyin, kırgınlık ülkücü arasında olmasın. Birlik olun ki, başarı gelsin. 7 düvel vatana saldırırken sen ben davası yaparak kutlu yürüyüşün önünde durmayın, siz de saf tutun.
SON DAMLA KAN
Ülkücü şehit Fırat Çakıroğlu, ülkücü hareketin son şehidi oldu. İzmir’de yüz binler şehitler ölmez, vatan bölünmez sloganını atarken büyük öfke yüklüydüler. Son damla kan öylesine bizi acıttı ki, annesinin tek evladı Fırat Çakıroğlu, yiğit mert delikanlıydı.
Üniversiteler resmen PKK tarafından işgal edilmiş bulunuyor. Ben ne zaman Ankara’ya gitsem mutlaka Siyasal Bilgiler Fakültesini, Mülkiye’yi ziyaret ederim. 2014 yılı sonunda yaptığım ziyarette gözlerime inanamadım. PKK, okulu işgal etmiş, devlet müdahale etmiyor. 20 ülkücü öğrencinin ismi duvarlara asılmış, ‘Görüldüğü yerde öldürülecekler’ diye. Okul günlerim gözümün önünden geçti. Biz ne güzel devrimci arkadaşlarla geçinir, fikirlerimizi dinler, ortak nokta bulur, okul yönetimine bildirirdik.
Şu an okulda işgal devam ediyor. Bırakın bir Ülkücü Türk Milliyetçisini, devrimciler dahi okula giremiyor.
Bizim devrimci kardeşlerimizle aramızda çok büyük uçurum yok. Bayrak, Vatan, Atatürk hepimize yetiyor.
Fırat Çakıroğlu kardeşim, kahpe örgütün maşaları tarafından katledildi. Hem de Türk Polisi’nin gözü önünde kan kaybından öldü. Yazıklar olsun sizin gibi Türk Polisi’ne. Bir gün sizin de ülkücü harekete ihtiyacınız olacak, 1980 öncesinde olduğu gibi.
Son damla kanımız yerde elbette kalmayacak.
Yasaklanan sloganımız neydi hatırlayın:
“Kanımız aksa da zafer İslam’ın”