21 Eylül Dünyada Alzheirmer günü olarak anılıyor.

Çok güzeldi.Zümrüt gözleri Işıl Işıl bakar hayranlık yaratırdı.Neşe dolu cıvıl cıvıldı.Bilge bir kadındı .Çoğu zaman çocukları ve etrafı onun bilgisine tecrübelerine başvururdu.
     Bir gün telefonun tuşlarını unuttu.Kalktı aynanın karşısına geçti,uzun uzun baktı görüntüsüne gözlerine.Yok  dedi yok garip bir şey yok.Herkes bazen unutabilir.
     Her geçen gün unuttukları çoğaldı,hatırladıkları azaldı.Çizginin ötesi ve karşısı gibiydi unuttukları ve hatırladıkları.Bir türlü örtüşemiyordu iki tarafı.Her gün biraz daha,her gün biraz daha unuttu unuttu.
     O güzel gözleri artık bir buzlu camın ardından bakıyor,kocaman bir boşluğa karanlığa sürükleniyordu.
    Canı evlatları ,eşi olanlara inanamıyordu.Onlara boş bakıyor sen kimsin diyordu solgun gözlerle.Sevildiğini sevdiklerini unuttu.Evladını kaybettiğinde hiç üzülemedi.Üzülmeyi unuttu.Artık üzülmüyordu.Sevenleri ona üzülüyor hiç bir şey yapamamanın çaresizliğini yaşıyorlardı.Geçmişi yoktu ,geleceği yoktu.Sadece karanlıklar kuyu gibi boşluklar vardı.O boşluklara karanlıklara yuvarlanıyordu farkında olmadan.
    Bir gün sonsuz yolculuğa çıkarken,sevenlerine derin acılar hüzünler bıraktı.O zaten sevdiklerini çoktan uzaklarda bilmediği zamanlarda bırakmıştı.
    Son yolculuğa çıktığında,geri dönüşü olmadığını bilemedi.Beyni ona ihanet etmişti.Bilmeyi unuttu.
Saf bilmeyen ,anlamayan her şeyden sıyrılmış  bebek gibi terketti bu dünyayı.
     Kimbilir belki cennet kapılarına vardığında tekrar sevdikleriyle buluşur hasret giderir…
    Geçmişiyle tekrar tanışırdı.