Mavisi,yeşili, havası ve deniziyle büyüleyen ve sizi içine çeken Ege kıyıları ve köyleri, güzel insanları hala yaşatmaya devam ettikleri gelenek,görenek ve adetleriyle de sizi çok eskilere götürüp bir nostaljinin içine bırakıveriyor.
Günler öncesinden hazırlıkların başladığı,bazı işlerin de imece usulü yapıldığı her gününü izlediğim bir evlenme düğününden ve güzelliklerinden bahsetmek ve okuyucularımla bu güzelliği paylaşmadan geçemeyeceğim.
İlk gün gelin evine gelecek misafirler için yemekler yapılırken bir taraftan da masalar özenle hazırlanıyor.Düğünğn baş yemeği keşkek.Bu sırada damat evinde de sabahın seherinde ormandan uzun bir dal alınıp ucuna bayrak takılıyor ve damat evinde görülecek bir yere dikiliyor.Bu törenin başladığını ifade ediyor.Hava aydınlanmadan bunlar yapılırken yine masalar kuruluyor.Oyunlar eşliğinde yemekler yeniliyor.
Öğlene doğru süslenmiş bir deveye konmuş konmuş hediyelerle davul zurnalarla zeybek oynayarak gelin evine geliniyor.Yeşil,mor, kırmızı tüllerle ve çiçeklerle süslenmiş sele denen içleri hediye dolu onbeş yirmi tepsi geline armağan ediliyor.Bunlar kayınvalideden yakın akrabalardan ve kayınvalide gelinine altınlarını takıyor.
Derken….
Gelin ve damat ortaya çıkıyor ve heyecan içinde zeybek ve harmandalı oynuyor.Gelinin saçının ucuna kına yakılıyor.Bu sırada tabi biraz hüzün biraz buğulanan gözler…
Ortama sadece muhteşem denilebilir.
Kısa bir oyundan sonra hepbirlikte yemeğe geçiliyor.Sohpet ve davul zurna eşliğinde yemekler yeniliyor,içkiler içiliyor.Zeybek ve harmandalı oynanıyor.Seremoni akşam üstüne kadar devam ediyor.
Böyle şahane bir ortam,Yeşilçam filimlerini aratmayacak bir nostalji…
Bu arada yazmadan geçemeyeceğim.Tüm bunları izlerken Türkan Şoray ve Kadir İnanırın oynadığı Bodrum hakimi filminde harmandalı oynadıkları sahne geçiyor gözlerimin önünden.
Bir gün sonra akşam üstü damat evinde…..
Sonraki köşemde
Sevgiyle kalın