Kulağa hoş geliyor değil mi?

Halkına hakaret etmeyen bir Cumhurbaşkanı...

Vatandaşa egoist davranmayan naif bir belediye başkanı...

21 yılın verdiği şımarıklıkla halkla dalga geçmeyen Milletvekilleri...

Ve göreve geldiği gün verdiği ilk röportajda şehir insanına devlet kapısında "Sevgi dili" ile hizmet verileceğini söyleyen bir Vali...

Vali Mustafa Tutulmaz ile yüz yüze sadece bir kez görüştüm.

Açıkçası konjonktür gereği Halkın Sesi'ne serin durmasını askeri ölçülerde anlayabiliyorum.

 O görüşmede çizdiği "demokrat" tavır, zaman içerisinde yerini devletin değil, AKP'nin Valisine bıraktı. 

Bin 63 gündür o koltukta oturan Vali Bey için "başarılı" ya da "başarısız" demeyi kendi adıma doğru bulmuyorum. 

Ancak geldiği günden beri AKP'nin atadığı bir bürokrat olarak rolünün hakkını verdiğini görmemek için kör olmak gerekir.

Hiç eğip bükmeden konuya direkt gireceğim.

AKP'nin "ceberrut" yüzünü özümseyen Vali Mustafa Tutulmaz'ın evrildiği nokta tam da siyasetin bürokrasideki yansıması esasında...

"Sevgi dili" diyerek yola çıkan bir Valinin gazeteciyi tehdit etme cüretini hukuktan almadığı aşikar...

Yaşananları anlatayım da siz karar verin...

19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı etkinlikleri kapsamında Atatürk Anıtında düzenlenen törene katılmayan Zonguldak Valisi Mustafa Tutulmaz, buradaki programdan sadece 10 dakika sonra makamında tebrikleri kabul etti.

Halkın Sesi haberi;

"19 Mayıs Fobisi" başlığıyla verdi.

Ahilik Haftası'nda Atatürk Anıtı önünde dev kazanların başına geçerek kepçe sallamak da Vali Bey'in tercihi, kurtuluş mücadelesinde Atatürk'ün Samsun'a çıkışını simgeleyen 19 Mayıs kutlamalarında Atatürk Anıtında olmak yerine makamında oturmakta...

Haberin ardından Valilikten gelen bir telefonda, arayan kişi Vali Bey'in törene katılmak gibi zorunluluğu olmadığını, bununla ilgili bir genelge olduğunu söylüyordu.

İyi de o törene katılan hiç kimse mecburiyetten gelmiyordu ki...

Ayrıca Vali Bey'in törene katılmasına mani bir durum da yoktu!

Atatürk Anıtında yapılan 19 Mayıs kutlamalarına katılmayan Vali Tutulmaz, diğer etkinliklerde bizzat yer aldı.

Tıpkı, her fırsatta "Yerli ve milli" vurgusu yapan AKP'liler gibi...

Törende tek bir temsilcisi olmayan AKP kurmayları, sadece bir saat sonra yapılan törene neredeyse tam kadro katıldı. Aynı haberde MHP ve İYİ Parti'nin olmadığını da yazdık.

Haber bu…

Elbette haberi eleştirenler de olacaktır.

Bu, hayata hangi pencereden baktığınızla ilgili bir durum.

Aslında haberde kullandığım dile son derece dikkat ettim. Nezaket kurallarını aşmayan eleştirisel bir haberdi...

En azından ben öyle düşünüyordum...

Vali Bey bizim gibi düşünmemiş olacak ki, kutlamalara katılan Halkın Sesi muhabiri Şebnem Saka'ya açık açık aba altından sopa göstermiş!

Haberi kaldırmadığımız takdirde benimle uğraşacağını söylemiş.

Hızını alamayan Vali Bey, muhabir arkadaşımız Şebnem Saka'yı da mahkemeye vereceğini söylemiş.

Gerçi bizim Şebnem lafın altında kalır mı?

Gerekeni söylemiş...

Çünkü ben her seferinde arkadaşlarıma söylüyorum...

Bir haksızlık yapmadığımız, yalan ve iftira atmadığımız sürece Vali'den de Belediye Başkanından da daha güçlüyüz.

Çünkü biz özgürüz!

Yeniden seçilmek ya da atanmak, dolayısıyla birilerine yaranmak gibi bir derdimiz olmadı hiç...

"Uğraşırım" demişsiniz ya Sayın Vali...

Eksik kalırsınız!

Sanki bugüne kadar uğraşmamışsınız gibi!

Şimdi, bu saatten sonra başıma taş düşse kendisinden bileceğimi özellikle belirtmek isterim...

Yasa dışı dinleme, teknik takip, yargı kıskacı, istihbarat birimleri...

Bugüne kadar denenmemiş bir yöntem aklınıza gelirse o da kabulümüzdür.

"Sevgi dili" ağzına pelesenk etmiş bir devlet adamının kadın bir gazeteciye sarf ettiği sözleri öfke ve panikle söylenmiş sözler olarak kabul ediyorum...

Aksi halde sonuçları ne olursa olsun cevabım bu kadar ölçülü olmazdı...

Bilinen ilk Zonguldak Valisi Akif Behzat İyidoğan'dan bugüne o koltuğa oturan 38'inci Vali olarak size yakışan bir devlet adamı ciddiyetiyle konuşup, hukuk çerçevesinde hareket etmenizdir.

Milli bayramların içini boşaltan, Cumhuriyet ve kurtuluş mücadelesinin izlerini silmek için elinden geleni yapan AKP iktidarının atadığı bir bürokrattan aksi bir tutum da beklemiyoruz.

Ama Cumhuriyetin ruhuna yara verecek her türlü uygulamanın sonuna kadar karşısında duracağımızın da bilinmesini isterim.

Sevgili Vali Bey...

Ne şahsınıza ne de oturduğunuz makama saygısızlık yapmayız...

Ancak, makamınıza davet edip fırçaladığınız gazeteciler gibi susmamızı da beklemeyin lütfen...

Bundan sonrası için tercih sizindir...

Sevgi dili ya da...

Nasıl takdir ederseniz.