Tiyatro maskının “gülen adam”ıydı o…
Kalbinin güzelliği, dürüst kişiliği, insan ilişkileriyle tanıdığım kaya gibi bir adam…
İyi bir bürokrattı o…
Dün tesadüfen gittiğim Atatürk Devlet Hastanesi acil servisinde tanıdık simaları görünce içime bir kurt düştü…
“Hayırdır” demeye kalmadan “Yalçın Müdür kalp krizi geçirdi” dediler…
20 yıldır tanıdığım sağlam bir dost, iyi bir ağabeyi kaybetmenin hüznüyle içeri girdiğimde tüm sevenleri oradaydı…
Doktorların son bir çabası da yetmedi Yalçın Ağabey’i dönüş bileti olmayan yolculuğundan geri çevirmeye…
Halbuki, kadim dostu Eczacı Ömer Faruk Gökmen’le her öğlen Liman arkasına yürür…
Her geçişinde içten bir gülümsemeyle selamlardı bizi…
Devlet Tiyatroları Müdürü olması nedeniyle defalarca AKM’de birlikte oyun izleme keyfini yaşadığım Arslan, sahiden de Zonguldak’a tiyatroyu sevdiren adamdı…
Takım elbisesinin iç cebinde her zaman en ön sıradan iki kişilik davetiyesi hep oldu…
Son olarak bir hafta önce bizim Temel Hoca ile eşlerini alıp Bulgaristan’a gidip bir arkadaşının düğün merasimine katılan Yalçın Ağabey, nerden bilecekti bunun son seyahati olacağını…
Tanımayanlar için yazdıklarımın bir anlamı olmayabilir…
Ama bugün Acılık Camisi’nde ikindi namazının ardından kılınacak cenaze namazında yaşanacak kalabalığı gazete haberlerinde gördüğünüzde bana hak vereceksiniz…
Hayatı dolu dolu yaşayan, tanıyan herkesin saygısını kazanan ama en çok “sol” yanını sevdiğim yürekli bir adamı daha uğurluyoruz sonsuzluğa…
Hakkını helal Yalçın Müdür…
Biz seni çok sevdik…
Seni tanımak benim için onurdu…
Yolun açık mekanın cennet olsun…
Belki senin için perde son kez kapandı ama…
Hatıralarımızda neşeli kahkahaların ve ardında bıraktığın güzelliklerle iz bıraktın…
Güle güle gülen adam!