Ülke adı vermeyeyim. Mahkemelerde sürünmek istemiyorum. Avrupa ve Amerika kıtasındaki gelişmiş ülkelerde en az 40 yıl çalışmadan kimse emekli olamıyor. 90’lı yıllarda “Demirel” adlı kasaba tipi siyaset ağası vatandaşların 20-25 yılda emekli olmasının önünü açtı.
Daha da vahimi, 70’lerden 1 gün dahi sigortası olan on binlerce kişiyi devlet bankalarından kredi kullandırarak bedavadan emekli etti. Şöyle ki X şahsın 1 gün sigorta girişi olmuş olsun. Buna, kamu bankasından kredi verdirdi. Bu kredi SGK kurumuna yatırıldı. Kişi emekli maaşı almaya başladı. Bu maaşın bir kısmıyla banka kredisinin taksitini ödedi.
2023 yılında ise yine EYT (emeklilikte yaşa takılanlar) adlı bir kitlenin evrensel demokrasi dışı talepleri "oy için" kabul edilerek 38-48 yaş aralığındaki yüzbinlerce kişi erkenden emekli edildi. Bu düzenlemenin devlete yıllık maliyetinin 25 milyar dolar civarında olduğu iddia ediliyor.
Ne yazık ki 80’li yılların ortalarında itibaren 2 yıl milletvekilliği yapan kişilere emekli olma hakkı verilmeye başlandı. Aradan geçen 40 yıllık süreçte binlerce vekil ballı, yüksek, yağlı, hacimli emekli maaşını almayı sürdürüyor. Vefat eden vekillerin eşleri, dul kızları bu maaşı almayı hak olarak görüyor.
Siyasi yelpazenin en sağından en soluna kadar bir yığın partiye mensup vekil arasından bir kişi çıkıp da “Bu maaş benim hakkım değil. Bu para etik değerlere, ahlaka, dine, hukuka, törelere aykırı. Ben bu parayı hak etmedim. Milletvekilliği meslek değildir, almıyorum” demedi.
Böyle bir ülkede demokrasinin, adaletin, hukukun, iş ahlakının, bilimin, felsefenin gelişmesi mümkün değildir.