Elime dün Türk-İş’ in yayınladığı, “TÜRK-İŞ Alanlara Çıkıyor…” başlıklı ve 12 Şubat 2013 tarihli haber bülteni ulaştı.
Haber bülteninde Türk-İş’in15 Şubat.2013 tarihinde Ankara’da “Kölelik düzenine son! Taşeronlaşmaya, örgütsüzlüğe, kuralsız çalışmaya hayır!” konulu bir yürüyüş ve miting yapılacağı belirtiliyor…
Türk-İş Yönetim Kurulu tarafından, kayıt dışı ekonomiye ve istihdama, alt işveren (taşeron) uygulamalarına, 4/B, 4/C gibi istisnai istihdam türlerinin yaygınlaşmasına, asgari ücretin sefalet ücreti olmasına, düşük ücret politikasına, özel istihdam büroları aracılığıyla kiralık işçilik uygulamasına, kıdem tazminatının kaldırılmak istenmesine, esnek-kuralsız ve güvencesiz çalışmanın her türlüsüne, iş cinayetlerine, işsizlik fonunun amacı dışında kullanılmasına, sendikasızlaştırmaya, işten atılmalara ve özelleştirmelere karşı yapılacağı duyurulan mitingi oldukça önemli buluyorum.
15 Şubat 2013 tarihinde yapılacak olan mitingin, Türk-İş dışındaki sendika ve konfederasyonları, siyasi parti, dernek ve meslek odalarının yanı sıra işçi ya da memur tüm emekçileri ilgilendirdiğini düşünüyorum…
Çünkü uzun yıllardan beri Türk-İş, içeriği bu kadar net ve ikirciksiz ifade edilmiş bir mitingi ilk kez düzenliyor ve yapacağı mitinge tüm örgütlü çevreleri ve halkı davet ediyor…
Siz sayın okurların ne düşündüğünü belemem ama bu miting çağrısı bana Türk-İş bünyesinde oluşmuş olan ve iktidar yandaşlığı olarak algılanan pasifliğin, bazı sendikalar tarafından etkili bir şekilde zorlandığını ve Türk-İş’in sendikal duruşunda bir dönüşümün eşiğinde olduğumuzu düşündürüyor.
Oysa Türk-İş yine bildiğimiz Türk-İş, değişim ve dönüşüm öyle “PAT” diye olmaz!
Bu olgunun ben de fakındayım…
Fakat bizler, bazı toplumsal-siyasal süreçleri ve işçi sınıfı hareketlenmelerini doğru okuyabilir ve değerlendirebilirsek yapılması gereken hamleleri de doğru ve zamanında yapabiliriz.
Bu değerlendirmelerden sonra, Türk-İş’in 15 Şubat’ta yapacağı mitingin, Genel Maden İşçileri Sendikası’nın 27 Ocak 2013’te Zonguldak’ta düzenlediği “Emeğe Saygı” mitingiyle bağını kurabiliceğimizi sanıyorum!
GMİS’ in “Taşeron Bataklığını Kurutacağız!” şiarıyla yaptığı 2Emeğe Saygı” mitinginden önce yazmış olduğum yazıda şu noktalara dikkat çekmiştim.
“Özelleştirme, taşeronlaşma ve esnek çalıştırma konularında, sürekli değiştirdikleri yasa, tüzük ve yönetmeliklerle Türkiye’yi öyle bir hale getirdiler ki; ülkemiz yabancı ve yerli sermayenin istediği gibi at oynattığı bir ucuz işgücü cennetine dönüştürüldü.
Korkunun örgütsüzlüğü, örgütsüzlüğün çaresizliği, içine düşülen çaresizliğinde umutsuzluğu yaygınlaştırdığı bir Türkiye!
Bir tarafta umudu öldürmeye çalışanların Türkiye’si, diğer tarafta öldürülmek istenen umudu canlandırmaya çalışanların Türkiye’si…
Sendikalar cephesinde üzerine ölü toprağı serpilmiş tepkisiz, suskun, hava gazı kadar olsun hissedilmeyen, cıva gibi dibe oturmuş bir Türk-İş!
“Türk-İş” denildiğinde işçilerin aklına gelen ne? “Hava, cıva”
Maden işçilerinin ölüm çığlıklarına karışan çığlıklarının, Zonguldak sınırlarını aşıp Türkiye işçi sınıfının isyanına dönüşme potansiyeli taşıyan ve etkisi ülke geneline dalga dalga taşınması gereken bir miting...”
Mitingden sonra ki yazımda da;
“Genel Maden İşçileri Sendikası’nın; AKP iktidarı tarafından bir taşeron cumhuriyetine dönüştürülen elkemizde, işçi sınıfı cephesinden başlayacak bir mücadele ateşinin kıvılcımını çakma düşüncesi, bir başlangıç olarak amacına ulaşmıştır.
İşçi sınıfı hareketi açısından; umuda açılan kapının aralandığını düşündüğüm “Emeğe Saygı” mitingi, işçi sınıfıyla sol siyasetin buluşması açısından da, sosyalistlerin doğru değerlendirmesi gereken olanakları yarattığı ölçüde ve süreç içerisinde asıl anlamını bulacaktır.” şeklinde bir tespitte bulunmuştum.
O günden bu yana, ülkemizde birçok şey değişti…
İktidar, aynı AKP iktidarı!
Türk-İş aynı Türk-İş!
Fakat toplum aynı toplum değil, dönüşüyor!
İşçi sınıfı ve bazı sendikal dinamikler aynı değil, hareketleniyor!
Dikkat çekmek istediğim ve doğru değerlendirilmesi gereken, gözden kaçırılmaması gereken bunlardır.
Eğer bu süreci doğru okuyup değerlendirebiliyorsak, o zaman tüm gücümüzle Türk-İş’in yapacağı Ankara mitingine katılmalıyız…
27 Ocak “Emeğe Saygı” mitinginin, Türk-İş’in yapacağı Ankara mitingiyle bağını kurmalıyız!
Bazı dostlar tarafından, Türk-İş’in bir “Gaz alma!” girişimi olarak değerlendirilen mitingi, işçi sınıfının ve emeğin mücadele alanına dönüştürmeliyiz!
Zonguldak’tan çakılan kıvılcım, ülke geneline ancak böyle yayılabilir…
15 Şubat Cumartesi günü, kadınlı erkekli hep birlikte Ankara’ya!