Kandilli, TTK maden ocakları içinde en yoğun taşeron işçi çalıştırılan bölgelerden biri. 1990-91 Büyük Madenci Grevi sonrası üç-beş yıl, kültür ve sanat etkinlikleri daha sık yapılmıştı. Özelleştirme ve taşeronlaştırma ile bölge insanı darmadağın edilince böylesi etkinlikler günümüzde birkaç onurlu emekçinin özveri ve fedakarlığı ile gerçekleşiyor ancak.
Geçen mart ayında 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinlikleri için Kandilli’de “Kurban” adlı oyunumuzu sahneleyecektik. 28 kişilik tiyatro grubumuz, gönüllülük temelinde oyunumuzu sahnelemeye odaklanmıştık. Fakat son anda gelen olumsuz haberle planımız alt üst olmuştu. Çünkü oyunun sahneleneceği salonun müsteciri, bir gecede sahnenin bütün ahşap yapısını söküp bir kamyona yüklemiş. Nedeni ise Armutçuk Müessese Müdürlüğü’nün kullanım için belediyeye vermiş olduğu salonun kiracısı olarak ödemek zorunda olduğu parayı zamanında ödeyememesi ve bu paranın faiziyle kendisinden istenilmesi. Müstecir, bu duruma sinirlenerek, kendi yapmış olduğu ahşap zemin ve çerçeve sahneyi odun niyetine söküp-kırıp-parçalayıp derdest etmiş.
Kandilli’de kadınlara bir program yapmak, onurlu emekçilerin yanında olmak Tiyatro Arın olarak bizim için bir gönül borcuydu. Aradan 9 ay geçti ve biz bu kez tiyatro oyunumuzla değil ama müzik grubumuzla Kandilli’de sahnedeydik. Sahnemiz Müessese Müdürlüğü’nün misafirhane salonuydu.
GMİS şube yönetimi ve Kandilli Dayanışma Evi, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nde maden şehitlerini anma ve ailelerle dayanışma amaçlı bir etkinlik düzenledi. GMİS Şube Sekreteri Ali İşitmez, Dayanışma Evi adına işçi-şair Salim Çalık, Maden Şehitleri Aileleri Dayanışma Derneği Kozlu Şube Başkanı Ayhan Güngör madencilik konusunda günümüzde yaşanılan olumsuzluklara değinen birer konuşma yaptı. Avukat Murat Kemal Gündüz de yalnız havzada değil ülke genelinde yaşanan olumsuzlukları da kapsayan bir konuşma yaparak, bir hükümet politikası olarak emekçiler üzerinde oynanan oyunlara dikkat çekti.
Biz de müzik grubu olarak, işçi ve emekçilerin birliğini dile getiren, “Fırtınalardan Gel” şarkımızla programımıza başlayarak, 1990-91 grevini betimleyen “Mengen’den Yalın Yürek”le coşku ve morali doruk noktaya taşımaya çalıştık. “Çalıştık” çünkü eşini, oğlunu maden kazasında kaybetmiş acılı kadınlar vardı küçük salonda. İkinci şarkımızın dizelerindeki “Gözümün yağına bak kara / Tırnağımın dibine bak kara / Yutkunduğumu göremezsin / Ciğerimi bilemezsin / Ben aydınlığım sen kara” sözlerini duyduklarında, ağlamaya başlamıştı acılı kadınlar. Belki babaları, belki dedeleri mükelleflik yaşamış Kandilli’nin onurlu emekçileri, dertlerini paylaşabilecekleri insanlarla, kurum temsilcileri ile bir araya gelmenin moralini yaşadılar 4 Aralık’ta.
Tiyatro Arın ve müzik grubu olarak bizim de dayanışma moralimizi güçlü kılan bu programın gerçekleşmesi için çaba sarf eden TTK’da ve taşeron şirketlerde çalışan işçi-işsiz tüm emekçi arkadaşlara teşekkür ediyoruz. Böyle programların daha sık yapılması için çalışmalarımızı yoğunlaştırmak için söz veriyoruz.