YAT GÖLGEDE MAAŞ BÖLGEDE

Türkiye tarihi bir seçim öncesinde Zonguldak'ta da kritik bir viraja giriyor. Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri için AKP Zonguldak'ın dört bir köşesinde gece gündüz demeden çalışırken Cumhuriyet Halk Partisi paramparça bir görüntü sergiliyor.

CHP'de milletvekili listesinde vadi bölgesinden temsilci olmayışı içten içe devam eden ve söndürülmeyen bir yangına dönüştü.

Ama tuhaf bir şekilde bir o kadar da sessizlik hakim.

CHP birinci sıra adayı Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz'ın seçilme garantisiyle partiye maddi destek sağlamayışı, İl Başkanı Murat Pulat ile arasındaki soğuk savaş ise seçim çalışmalarında ciddi bir organizasyon sorununa neden oluyor. Ulusal medyada yakaladığı popülaritenin kredisiyle seçimlere giren Yavuzyılmaz, iktidara muhalefet yapmak yerine vatandaşı selamlamayı tercih ediyor. Çünkü AKP'ye "gak" dediğinde alacağı cevabı o da çok iyi biliyor! CHP'nin kolunu kanadını kıran Deniz Yavuzyılmaz'ın tarihi hatası seçim stratejisini de yerle bir etti. Cumhuriyet Halk Partisi'ni "Deniz sevenler derneği"ne çeviren küçük bir güruh, Yavuzyılmaz'a yönelik eleştiriler karşısında sosyal medya üzerinden anında taarruza geçiyor. "Deniz'in yediği haltı konuşanları ayrılıkçı, işbirlikçi, hain, paralı asker ilan eden siyasi cazgırlar ile kendinden olmayanı ötekileştiren AKP arasında ne fark kaldıysa...

Varsa yoksa...

"Tam da seçim öncesinde CHP'ye zarar veriyorlar"

Varsın öyle olsun...

O haber aslında CHP için bir erken uyarı sistemiydi...

CHP Genel Merkezi bu riski sonuna kadar aldı.

Bu konuda daha önce yazdım...

14 Mayıs'a kadar son kez tarihe not düşüyorum...

"Gerçek"ler zaman ister!!!

En büyük düşmanı ise tarafgirliktir. Bugün aşkla savunduğunuz kişi günün birinde yüzünüzü kızartabilir!

Umarım yüzü kızaran ben olurum...

Gelelim Cumhuriyet Halk Partisi'ne...

CHP, yerel medya ile iletişim ve enformasyon sorununu hala çözmüş değil. Geldi geleli İl Başkanı Murat Pulat'ın ağzını bıçak açmıyor desek yeridir. Ülke, böylesine önemli bir kırılma noktasındayken, Pulat, milli bayramlar ve özel günler dışında tek bir açıklama yapmıyor.  Yapmadığı gibi yönetmiyor da... Benim üzüldüğüm nokta herkes aynı şeyi düşünüyor ama aralarında aklına inandığım parti içeresindeki bir çok isim Pulat'ın çıldırtan sessizliği karşısında sadece izlemekle yetiniyor.

Facebook üzerinde siyaset üretmeyi tercih eden CHP il ve merkez ilçe,  köy çalışmalarında ise ikinci turu atmaya hazırlanan AKP'nin çok ama çok gerisinde.

Milletvekili listesinde ikinci sırada bulunan Eylem Ertuğrul, eyalet sistemiyle yönetilen Amerikan siyasetçilerine özenircesine Ereğli ve Alaplı'dan bu tarafa geçmiyor.

Yavuzyılmaz ve Ertuğrul için çantada keklik olan milletvekili koltuğu parti disiplini ve seçim performansını da olumsuz etkiliyor. Partideki gönüllülerin motivasyonu sıfır!

Anlayacağınız CHP'de herkes kendi cumhuriyetini ilan etmiş durumda...

Tüm bu olumsuzluklara rağmen CHP'de Milletvekili aday adayı olmalarına rağmen listede yer bulamayan eski bakanlardan Hasan Gemici ve eski CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk köy köy, mahalle mahalle gezerek CHP'nin vadideki açığını kapatmaya çalışıyor.

Gemici ve Köktürk'ün siyasi vefası ve tarihi bir sorumluluk alarak seçim çalışmalarında rol üstlenmelerine rağmen, halen Cumhuriyet Halk Partisi'nin sayesinde 51 bin 790 lira emekli milletvekili maaşı alan CHP eski milletvekilleri Harun Akın, Mehmet Haberal,  Nadir Saraç ve Ali Koçal ise ortalıklarda görünmüyor.

CHP'nin yedi sülalesine onur verdiği Şerafettin Turpçu ise iliklerine kadar ihanetin içerisinde.

4 aylık mebusluk tecrübesinin ardından kendisini meclise gönderen CHP ve CHP'lilere sırtını dönerek Muharrem İnce'nin inişli çıkışlı performansına göre pozisyon alan Şerafettin Turpçu, siyasi bir bukalemun gibi ortama göre renk değiştiriyor.

Aslında o da siyasi bir mevta olduğunun farkında...

Ama ihanet ruhuna metastaz yapmış farkında değil.

Son yerel seçimlerde Şenol Şanal'ın Zonguldak Belediye Başkan adayı gösterilmesi sonrasında CHP'ye açık açık bayrak açan Harun Akın, aynı dönem milletvekilliği yaptığı yakın arkadaşı Burhaniye Belediye Başkanı Ali Kemal Deveciler'in himayesinde servetine servet katmaya devam ediyor. Niye Burhaniye'den Zonguldak'a gelmediğini anlamanız için küçük bir tüyo... Eski siyasetçi yeni müteahhit Harun bey anlayacağınız yine dört ayağının üzerine düşmüş durumda!

Şenol Şanal'ın Belediye Başkan adaylığı döneminde CHP Zonguldak teşkilatında kendisine yakın yönetici ve partililerin açık açık AKP'ye çalıştığını sağır sultan bile biliyor. Şehrin arka sokaklarında "CHP'ye oy veren şerefsizdir" diyecek kadar ileri gidenlerle olan manevi bağı, Harun Akın'ı bağlar mı bağlamaz mı onu bilmem. Ben bu polemiği toplum vicdanına bırakıyorum... Ama politikacıların "Ben varsam tamam. Yoksam yansın memleket" aymazlığıdır bugün gelinen noktanın özeti. Harun Akın, kendisine göre etki alanı olan iyi bir siyasetçi... Ama bu gücünü sadece kendi siyasi çıkarları için kullanacak kadar da bencil ve samimiyetsiz. Gerçi o, her seferinde "Biz bu partiye çoluk çocuğumuzun rızkını verdik" diyerek caka satsa da... Müflis bir siyasetçi gibi eski defterleri karıştırdığıdır bu üsten konuşmaların özeti...

Belediye terminali Güven yazıhanesi gişesinde bilet satan Harun Akın'ı önce parkomat ihalesini vererek hatırı sayılır bir zengin, sonra da ceylan derisinde oturan bir milletvekili yapan Cumhuriyet Halk Partisi, şimdi Harun Akın ve destekçilerinin kaprislerini çekecek öyle mi?

Ya Ali Koçal' ne demeli... Tombaladan milletvekili olan Ali Koçal, siyasi bir kapkaççı gibi milletvekili unvanını alıp gitti Zonguldak'tan. Şimdilerde kim bilir hangi tatil bölgesinde kim bilir kaç yüz bin dolara aldığı yazlığında yellene yellene güneşlenirken, kasıla kasıla nutuk attığı günler geliyor mudur aklına acaba? İkinci baharını yaşayan Ali Koçal'ın vekilliğini yaptığı kente ve partisine vefa göstermesini beklemek ne kadar hayalcilikse, milletvekili rozetini çıkardığı günden itibaren Ankara'dan Zonguldak'a bayramdan bayrama gelen Nadir Saraç'tan o vefayı beklemek de bir o kadar ütopik olurdu...

Nadir Saraç ve Ali Koçal Ankara'da tekaüt mebusların takıldığı lokallerde tek taşa döne dursun, kulakları her çınladığında Zonguldak'ta hayırla(!) yad edildiklerini biri onlara söylemeli.

Ya koskoca Prof. Dr. Mehmet Haberal'a ne demeli. Silivri'de gün sayarken onun özgürlüğü için kapı kapı gezen CHP seçmenine bir kez olsun teşekkür etmedi Haberal. Zonguldak, Haberal'ın bilim adamı kimliğiyle gurur duydu hep. Ama o, Zonguldak'ın ona verdiği kıymetin hakkını bir gün olsun vermedi.

Serveti, şöhreti, imkanları onun olsun. Burnundan kıl aldırmayan hallerine bile eyvallah dedik de... Zonguldak ondan sadece vefa bekledi.

Son 20 günde onu milletvekili yapan topraklara gelip, maddi manevi seçim çalışmalarına destek verse bütün günahlarını affettirmez miydi CHP seçmeninin şahsında...

Hasan Gemici ve Ali İhsan Köktürk'ün Zonguldak'a ve ülkesine karşı duyduğu sorumluluğu Harun Akın, Mehmet Haberal, Nadir Saraç, Şerafettin Turpçu ve Ali Koçal'da da görebilseydik keşke...

Haaa, yarın bir gün bunlardan biri çıkıp fırsat bulduğunda CHP'den aday olurlarsa hiç ama hiç şaşırmayın...

Yakın tarihimizde politikada benzer onlarca olaya şahitlik yaptık...

İşte bu nedenle Aziz Nesin'in "Zübük" romanı yıllardır toplumda karşılık buluyor...

Belki de bu nedenle Kemal Sunal'ın beyaz perdeye taşıdığı "Zübük" hala defalarca izleniyor...

Cumhuriyet Halk Partisi kişisel hesaplaşmaları bir kenara bırakarak çok geç olmadan toparlanmalı...

Aksi taktirde AKP İktidarının yarattığı bu kötü tabloya rağmen 14 Mayıs’ta Zonguldak’ta CHP için mağlubiyet kaçınılmaz olacaktır.