Şu anda İstanbul’da hukuk işleri ile meşgul olan çocukluk arkadaşım Hilmi S. aracılığıyla 32 yıl önce tanıştığım Hamza Canbaş Bey’den söz etmek istiyorum size.
O’nunla üç beş yılda bir karşılaşırız. Ancak kendisinin medyada yazdıklarını, yaptığı işleri hep takip ederim. Yazılarında milli bir duruş sergiler. Bu ülkenin yıkılması için her türlü entrikayı çevirenleri hep afişe eder.
Kendisi bir zamanlar Hürriyet gazetesinde da görev almıştı. Bu mecrayı gazete el değiştirince ve sendikal sebeplerle bırakmak zorunda kaldığını biliyorum. Yani el değiştiren yayının yeni sahipleri sendikadan istifaya zorladı çalışanları. O, istifa etmedi. Köle olmayı sindiremedi. Çıkardılar.
Sonra kendisi Hedef adlı bir gazete çıkardı. Ancak sağa-sola reklam için yılışıklık yapanlardan olmadığı için uzun ömürlü bir mecra oluşturamadı…
Ardından Bolu’da kimyasal ürünler yapan bir fabrikada yönetici olarak başarılı işler çıkardı… 70 kişiye ekmek verirken bazı bürokratik engeller çıktı ve tesis kapandı… Pes etmedi…. Akaryakıt sektöründeki bir firmada yönetici konumunda çalıştı.
Stresli yıllar kalbini ve bedenini yormuştu. Kan damarları yenilendi (by pass diyorlar). Baktı ki olacak gibi değil. Emekli olmayı tercih etti..
Küçük şehrimizde insanların bir hobisi (uğraşı) olsun diye çırpınan yapısı vardır. İzbe oyun masalarını tercih etmez. İnsanların doğada fotoğraf çekmesi, gezmesi, bu ülkeyi keşfetmesi için uğraşır. 2010 yılında fotoğraf sevenleri bir araya getiren derneği kurdu. 80 kişilik bir gruba ulaştılar.
En son 9 ay kadar önce İzzet Baysal’ı Anma Günleri kapsamında ana cadde üzerinde açılan sergi çadırlarında gördüm onu. Dernek (BOFSAD, Bolu Fotoğraf Sanatı Derneği) olarak çektikleri olağanüstü fotoğrafların sergilendiği standın önündeydi.
Doğayla iç içe olduğu için son derece sağlıklı, dingin, huzurlu, neşeli bir haldeydi. Keşke herkes bunun gibi olabilse dedim.
Huyum kurusun, insanların yüz hatlarını çok incelerim. İnsan sureti her şeyi söyler. Mutsuz, bezgin, batık, hasta, ruhsal sorunlu insanlar hemen belli olur. Bana bir fotoğraf yollayın; size her şeyini (alışkanlıkları, ailevi durumu, zekası vb.) söyleyebilirim.
Kendisine dikkat etmeyen, stres içinde yaşayan insanların yüzünde negatif bir hale (aura) oluşuyor. Sürekli karamsar düşünürseniz yüzünüz de nursuz hale geliyor.
Hamza Canbaş Bey ile ortak ticari ilişkimiz yok. Kendisi bu ülkenin değerli insanlarındandır. Tanımanız için bu satırları yazdım.
X X X
Marka danışmanı...
2000’li yılların başında Bolu’da meslek lisesinde öğretmenlik yaparken, yaklaşık 20 sene önce kendisini tanıdım. Babası gibi son derece mütevazı, söz dinleyen, disiplinli bir öğrencimiz idi.
Lisede elektronik üzerine eğitim aldı. Aradan bir kaç sene geçti. Üniversiteyi de bitiren Melih karşıma web tasarım, grafik, reklam, marka uzmanı olarak çıktı.
Sahip olduğu ajans o kadar güzel işler yapıyor ki, havsalam almıyor.
Biz O’na diyot, transistör, kondansatör, lojik kapı öğrettik. O gitti mükemmel bir dizaynır, üstad oldu.
Yaptığı web sitelerinin içerik kalitesi hayranlık uyandırıcı.
https://ajans360.com adıyla kurumsal bir sitesi var. İnceleyince gurur duydum.
Kendisini 15 yıldır hiç görmüş değilim. Aramızda ticari bir ilişki de yok. Sadece bu değerli insanı bilin, çocuklarınıza rol modeli olarak gösterin diye yazıyorum.
Bir yıl kadar önce beni aradı. “Bolu’da kurduğumuz bir kitap kulübü var. 2 haftada bir düzenli olarak 20 kişi bir araya gelerek belirlediğimiz kitapları tartışıyor ve içselleştiriyoruz. Yazarları da konuk olarak ağırlıyoruz. Bize kitap yazma ve hayat hikayenizi anlatır mısınız? Sizi de konuşmacı olarak davet etmek istiyoruz” dedi.
“Hafta içi zor. Cuma ya da Cumartesi günü planlarsanız aklımın erdiği konuları anlatırım. Hasbihal ederiz” dedim. Ancak bir daha geri dönüş olmadı...
Değerli, saygın insan Sayın Melih Örnekbaş sanırım 35’li yaşlarını sürdürmekte. Yaptığı işler inanın çok kaliteli. Medyada ön planda yer alan bir çok popüler insanın ve markanın imaj çalışmasını O’nun firması yapmakta.
Bolu ve İstanbul’da güzel işler yapan mükemmel insanı mutlaka yakından tanımalısınız.
Bu yazı PR (public relations, halkla ilişkiler) çalışması değildir. O’nun reklama ihtiyacı yoktur. Zaten reklamcıdır.