CHP’nin eski genel sekreterlerinden ve 2007’de geçtiği AK Parti’de 60. ve 61. hükümetlerde Kültür ve Turizm Bakanı olarak görevlerde bulunan 16. 23. ve 24. Dönem Milletvekili Ertuğrul Günay gazeteci Ömer Şahin’in Youtube’da Elips TV kanalında hazırlayıp sunduğu “Portreler” canlı yayın programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
AK Parti’nin Erdoğan’ın ‘tekkesine’ dönüştüğünü savunan Kültür ve Turizm Eski Bakanı Ertuğrul Günay, “Türkiye’de yeni bir tek parti dönemi var. Adalet ve Kalkınma Partisi garip bir şekilde 1940’ların CHP’sine benzemeye başladı. Biri modernist ve elitistti, diğeri daha popülist ve mütedeyyindir.” dedi.
"TÜRKİYE’DE SOL DENİLEBİLECEK PARTİ BULMAK ZOR"
CHP’ye oy verenlerin günümüzde AK Parti’ye oy verdiğine savunan Ertuğrul Günay, Türkiye’de ‘sol’ denilebilecek parti bulmanın zor olduğunu söyledi.
“AYNİLEŞME VE DİLSİZLEŞME OLDU”
Geçtiğimiz seçim sonuçlarını da değerlendiren Ertuğrul Günay, “Dışardan baktığınızda objektif olarak bu iktidarın değişmesi gerekirdi. Hayat ve siyaset bilgisayardaki veriler gibi yürümüyor. Son birkaç yıldır artan bir ekonomik sorun vardı. Dış politikada ya yapılan yanlışların getirdiği sorunlar vardı. Bu ortamda iktidarın değişmesi gerekirdi. Bu süreçte çok yığınak hatası yapıldı. 6 partinin bir araya gelmesi doğru bir şeydi belki. Altı parti bir araya gelip gür bir ses çıkarmak yerine kendilerini sessizliğe mahkûm ettiler. Aynileşme ve dilsizleşme oldu. Sadece parlamenter sisteme döneceğiz, döneceğiz de ekmek ne olacak? Hürriyet ne olacak? Adalet ne olacak? Bunları duyamadık. Burada bir sinerji yaratılmadı.” diye konuştu.
"ATATÜRK’Ü PROPAGANDA ARACI HALİNE GETİRİYORLAR"
1992-1995 yıllarında CHP’de Genel Sekreter görevinde bulunduğunu hatırlatan Günay, “Asıl CHP 1980’de kapatıldı. Kapatılmış partilerin tekrar açılmasına imkân çıkınca CHP’yi açtık. Sonra SHP, CHP’ye katıldı. Şunu gördüm, tarihi CHP’ye karşı bir tür reddi miras içindeyiz. CHP’nin kurucusu Atatürk olduğu için Atatürk’e haksızlık yapıyoruz. İster istemez Atatürk’ü de parti propaganda aracı haline getiriyorlar.” ifadelerini kullandı.
"KILIÇDAROĞLU BIRAKMALI DİYORLAR, ÖYLE BİR GEN YOK"
Seçimler sonrası CHP’deki ‘değişim’ çağrılarını da değerlendiren Günay, şu şekilde konuştu:
“Kemal Kılıçdaroğlu bırakmalı diyorlar, partinin öyle bir geleneği ya da geni yok. CHP’yi 1999’da baraj altında bırakan Deniz Baykal’ı bir yıl sonra tekrar seçtiler. Baykal’ı tekrar seçenler Kılıçdaroğlu bıraksın diyorlar. Bari siz susun, yaptığınız şey ortada. Türkiye partilerinin hiçbirisinde bu gelenek yok. Sadece partiler değil, muhtarlar, sendikalar, odalar ve emek örgütleri de böyle. 40 yıl sendika başkanı olanları, 20 yıl oda başkanı olanları biliyoruz.
"BAYKAL BU MADDEYİ KALDIRDI"
CHP tüzüğünde üç ayda bir parti meclisinin önüne geçip hesap veren bir MYK maddesi vardı. Baykal bu maddeyi kaldırdı. Kemal Bey’de yadırgadığım bir şey var; 2010’da Genel Başkanlığa geldiğinde bu maddeyi kaldıracağım dedi ama kaldırmadı. Hem Türkeş’in hem de Ecevit’in ölüm yıldönümünde mesaj yayınlamakla siyaset olmaz.”
Ertuğrul Günay’ın konuşmasında öne çıkanlar ise şu şekilde:
"DEVLETİN, GEÇMİŞLE YÜZLEŞME CESARETİ YOK"
“Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) biz Demokrat Partinin devamıyız diyorlar. Menderes ile ilgili bir olay yaşandı. Menderes’in haksız yargılandığı, büyük acılar çektiği ve idam edildiği yer, bir yüzleşme müzesi olacaktı ama bir eğlence merkezine çevirdiler. Niye? Devletin, yüzleşme cesareti yok. Devlet, eski defterleri karıştırmayın dedi. Madımak’ı kebapçıdan kurtardık ve orayı gerçek bir yüzleşme müzesi yapmak istedim. Orada da vilayet, valilik, özel idare filan sokuldu işin içine. İstediğimiz şekilde olmadı ama eski halinden iyi. PKK’yı doğrudan Diyarbakır cezaevini gerçek bir müze yapalım dedik yok, hayır denildi. Siyasi partiler devletin kodlarını alıyorlar. Orada devlet bu işleri karıştırmayın dedi. Karıştıranlardan da çok hoşlanmıyor. Ben Almanya’da Nazi dönemiyle yüzleşen inanılmaz müzeler gördüm. Acıların tamamını göstermeliyiz ki toplum bunu bilsin. O yanlışları kimse yapmaya kalkmasın. Bunu yapmıyoruz. Türkiye 1925 yılından beri hiçbir yanlışı ile yüzleşmek istemiyor.
"AK PARTİ, TAYYİP BEY’İN TEKKESİNE DÖNDÜ"
AK Parti’nin temel yanlışı da içerde bir muhalefete izin vermemesi. O yüzden parti olamıyorlar. O yüzden bir tekkeye döndü. Tayyip Bey tekkesi. Tayyip Bey’den sonra zordur AK Parti’nin kendini devam ettirmesi. Kurumsal bir kimlik oluşmadı. Partinin içinde karşıt görüşler olur. Buna izin verilmedi. Liderlerimiz, biri benim yanıma geldiyse benim fikrimi savunmalı diyor. Ben niye senin fikrini savunayım. Benim kendi kimliğim ve fikirlerim var. Türkiye’nin siyaseti biraz biat üzerine kuruludur. Türkiye başbakanlarından biri biat et rahat et diye bir atasözü üretmişti.
"AK PARTİ GARİP BİR ŞEKİLDE CHP’YE BENZEMEYE BAŞLADI"
Türkiye’de yeni bir tek parti dönemi var. Adalet ve Kalkınma Partisi garip bir şekilde 1940’ların CHP’sine benzemeye başladı. Biri modernist ve elitistti, diğeri daha popülist ve mütedeyyindir. İdeolojik farklılıkları var ama model aynı. İl başkanı eşittir valiler, ilçe başkanları ise eşittir kaymakamlar gibi. Tayyip Bey’e oy vermeyenler kendisinden nefret ediyor, oy verenler ise kendisini seviyor. Buradan çıkması gerekir. 2010’larda oy vermeyenler vardı ama nefret etmiyorlardı. Eski bir arkadaş olarak bunu söylüyorum. Gördüğüm tespiti değil, temennimi dile getiriyorum. Bunu görürse hem onun hem de Türkiye’nin hayrına olur. İnsanca bir dilekte ve talepte bulunuyorum. Bunu besleyen bir gelişme var mı? Henüz yok. Ben siyasetin yumuşamasını, siyasetçilerin topluma örnek olmasını ve temiz dil kullanmasını temenni ediyorum.”