Zonguldak’ta çalışan maden işçilerinin başlatmış oldukları imza kampanyası, havza çapında yaygınlaşarak devam ediyor.

İmza standını her gün düzenli olarak açan maden işçilerinin harcadıkları emeğe, kararlılıklarına ve sonuç alacaklarına olan inançlarına saygı duymamak elde değil.

İmza kampanyasını başlatan maden işçisi kardeşlerimizi, ben buradan bir kez daha kutluyorum.

Neden mi?

Üzerine sanki bir ölü toprağı serpilmiş, umutlarını yitirip ölüme yatmış bir kenti ve maden işçilerinin gün yüzüne çıkmayı bekleyen mücadele ruhunu harekete geçirdikleri için.

Herkesin kaderine razı olduğu bir siyasi dönemde, Zonguldak ve diğer İllerde Türkiye Taşkömürü Kurumu’nu ve maden ocaklarında süren özelleştirmeleri, taşeronlaşmayı yeniden tartıştırmayı başarabildikleri için.

Ve sendika yöneticisinden siyasi partisine, meslek odasından dernek yöneticilerine varıncaya kadar, sivil toplum örgütlerinin dikkatlerini çekip destek vermelerini sağlayabildikleri için.

İmza kampanyasının başladığı ilk günlerde; “Bakalım ne olacak” diye düşünen, günlerce görmezden, bilmezden gelenleri dahi TTK’ya işçi alınması konusunu düşünmek ve tartışmak zorunda bıraktıkları için kutlamak gerekiyor bu maden işçisi kardeşlerimizi.

Gelelim Genel Maden İşçileri Sendikası cephesine…

Genel Maden İşçileri Sendikası bildiğiniz gibi bir kongre sürecinin son günlerini yaşıyor. Bu konuda daha önce düşüncelerimi bu köşeden dile getirmiştim.

O nedenle lafı fazla uzatmadan, konu hakkındaki son önerilerimi yazmak istiyorum.

Delege seçimlerinden bugüne, kongre süreci doğru yönetilemiyor ve bu süreci maden işçilerinin ve sendikanın istikbali açısından doğru bir rotaya oturtacak dirayetli ve kararlı yönetici adaylarının ortaya çıkması gerekiyor.

Bu hamleyi hali hazırdaki yönetici kadroların başaramadığı ve başaramayacağı da anlaşılmıştır.

Bu durumda işçiden yetki alıp sendikanın yönetim organlarına seçilen arkadaşlarımız ve yeni görevlere aday olan ve aday olacak arkadaşlarımız ortaya çıkmalı, ellerini taşın altına koymalıdırlar.

Maden işçilerinin ve sendikanın geleceğini belirleyecek olan kongre sürecine, bazı riskleri alarak kararlılıkla müdahale etmelidirler.

Bir yönetici veya liderin tabanın istek ve arzularını dikkate alması ve onları da sürece dahil etmesi anlaşılabilir bir durumdur. Ancak bazen öyle anlar olur ki; Yönetici ve lider konumunda olanlar gerekli olan hamleleri yapabilmeli ve bunu da kendi tabanlarına cesaretle anlatabilmelidirler.

“Ben bunu tabanıma anlatamam!” sözü, liderliğe soyunmuş ve maden işçileriyle birlikte Türkiye işçi sınıfının kaderini belirleyecek yönetici adaylarına ve işçi önderlerine yakışmaz.

Gerçek yöneticilik ve liderlik böyle zamanlarda ortaya çıkar!

Bu söylediğimin zor olduğunun, riskler barındırdığının farkındayım ancak açık açık konuşabilmek ve bu doğrultuda kararlar alabilmek gerekir.

Kendi hedeflerini ve yapmak istediklerini doğru ifade etmek, bu hedefleri de kararlı bir şekilde dile getirmek gerekir.

Tüm bunları “Taban böyle istiyor!” veya “Taban ne isterse o olur!” kolaycılığına ve belirsizliğine havale etmemek gerekir.

Sadede gelecek olursak; Son tahlilde Karadon Bölgesinden seçilen ve Genel Merkez Yönetimine aday olan Adnan Tıska net ve kararlı davranmak durumundadır.

Hedeflerini ve bu doğrultuda almış olduğu kararları dile getirmeli, bunlara uygun adımlarını atmalıdır. Genel Merkez Yönetim Kurulu’na aday olmak başka, sendikanın Genel Başkanlığı’na aday olmak daha başka şeylerdir.

Sayın Tıska bu konuda bir karar vermek ve bu kararını da tüm bölgelerden arkadaşlarıyla açıklıkla paylaşmalıdır.

Sendikaya hepten yenilenmiş yönetici kadrolarla devam etmek, sürecin gerektirdiği performansı gösterebilmek mümkündür.

Yeni oluşacak yönetim kurlu içerisinde, daha önce görev yapmış ve tecrübe ve birikiminin yararlı olacağı düşünülen bir yönetici arkadaşla da yola devam edilmesi mümkündür.

Ancak bu da, sendikanın içinde bulunduğu durumun iyi analiz edilip değerlendirilerek hareket edilmesini zorunlu kılar.

Bunu da; Şu anda görev, misyon ve sorumluk taşıyan lider arkadaşlar birlikte yapacaklardır.

Bir konuda eleştiri ve öneriler yapmak kolay, ancak bunları hayata geçirmek zordur.

Zor olan işleri başarabilmek de önemli bir ayrıcalıktır ve yerine getiren insanlara bir görevi yapmanın hazzını yaşatır.

Ya hep birlikte ortak ve sağlıklı kararlar alıp uygulamaya geçireceksiniz ve gürül gürül bir sendikal mücadeleyi örgütleyeceksiniz!

Ya da sendikanın dördüncü katına kurulacak cadı kazanında, dört yıl birbirinize eziyet çektireceksiniz!

Maden işçileri taban delege seçimlerinde sözlerini söylediler.

Şimdi sıra sizlerde!

 

(Bu yazıyı Gökçebey'den Yerel Tarihçi Sadi Uyar kardeşimizin kütüphanesinde yazıp sizlere ulaştırdım. Kendisine çok teşekkür ediyorum.)