Kimseye bir yağcılığımız olmadı ama…
Ticari ortaklığımız nedeniyle Ali Aslankılıç’ı cilalayan cümleler kurmamaya özellikle dikkat ediyorum…
Amma ve lakin özellikle son birkaç gündür yaşananlar benim gibi birçok Kilimliliyi tedirgin ediyor…
Asankılıç, özel sohbetlerimizde hep bu endişesinden bahsediyordu…
“Seçimi kaybedeceklerini anlayınca beni sokağa çekmeye çalışacaklar. Bu oyuna gelmememiz lazım.” diyerek yakınındakilere ısrarla telkinde bulunuyordu…
Onunda benimde korktuğum oldu ve…
Seçkin Özdemir’in arkasındaki güçler düğmeye bastı!
Neler mi oldu?
Mesela Ali Aslankılıç’ın seçim afişleri tek tek kesilerek yakıldı…
Ve bu anlar güvenlik kameralarına an ve an yansıdı…
Şimdi Seçki Özdemir taraftarları çıkıp “Kimse bize mal etmesin” gibi komik bir açıklama yapabilir…
O zaman geriye iki ihtimal kalıyor…
Ya Saadet Partisi adayı ya da MHP’nin bayan adayı yaptırdı…
Tabi Ali Aslankılıç kendi afişlerini kopartmadıysa:)
Bitmedi…
İsmini şimdilik vermeyeceğim ama Ali Aslankılıç’ın belediye meclis listesinde olan genç bir arkadaşımızın başına gelen pişmiş tavuğun başına gelmemiştir herhalde…
Her türlü baskı, tehdit ve ticari ambargolara boyun eğmeyen meclis üyesinin eşi önceki gün araçla malum kişilerce sıkıştırılarak tehlikeye düşürülüyor…
O meclis üyesi malum arkadaşların kapısına kadar gidip ağzına gelini söylüyor ama bir tanesi çıkıp cevap veremiyor…
Bildiğim kadarıyla olay bugün Cumhuriyet Savcılığı’na intikal edecek…
Dün bizim “işçi takımı” Subatan’ın hazırlık maçı için Kilimli’ye gittim.
Yolda, ellerinde üzerinde AKP yazan ve Seçkin Özdemir’in resmi bulunan onlarca çanta taşıyan bayanlar seçim arabasından inip kapı kapı geziyordu… İnip fotoğraf çekmeyi düşündüm ama vazgeçtim…
Çünkü ortada “alan razı veren razı” bir durum var…
AKP’ye ve Seçkin Özdemir’e kızmaya hakkımız yok…
O çantayı seçim rüşveti olarak veren kadar alan da suçlu benim gözümde…
Eğer insanlar tıpkı geçmiş seçimde olduğu gibi AKP’nin dağıttığı gıda yardımlarına, kömüre, iş vaadine, çocuklarına burs almak için AKP’nin baskısına boyun eğecekse söylenecek söz bitmiştir!
Sonra Kilimli halkı şu sorunun cevabını hiç mi merak etmez…
Ey Seçkin Özdemir…
Sen 657 Sayılı Devlet Kanunu ile memur maaşı alan bir doktorken bugünkü servetine nereden ulaştın?
Demir Park’taki dükkan ve diğer iddia edilen işyerleri…
İnsanların hayal bile edemeyeceği kadar para harcadığın seçim kampanyan…
Bu paralar nereden geliyor?
Yok eğer senin cebinden çıkmıyorsa kim niçin veriyor?
Kirli emellerine Seçkin Özdemir’i alet eden malum işadamının bugüne kadar Kilimli Belediyesi’nden aldıkları yetmedi mi?
Peki ey Kilimli halkı…
Bunca delil ve belgeye rağmen hırsızlık gibi yüz kızartıcı bir iddiayla yargılanan Seçkin Özdemir ile malum işadamı arasındaki ilişkiyi bilmez misiniz?
Mahkeme kayıtlarına da yansıyan bu çarpık ilişkinin Kilimli’nin altına tahrip ne denli güçlü bir dinamit koyduğunu da mı görmezsiniz?
Seçkin Özdemir döneminde nemalanan çevrelerin AKP’ye yamanmasını asgari ölçülerde anlarım da…
Sıradan yurttaşların bu oyuna alet olmasını ne akıl ne vicdanla açıklayabilir kimse bana...
Yook eğer tüm bunları biliyor ve sadece hemşehriniz diye oy veriyorsanız vay memleketin haline…
Ne yani yarın bir gün mahkeme sonuçlanır ve hırsızlığı belgelenirse o zaman ne diyeceksiniz?
“Hırsız bizim hırsız” mı?
***
Önceki gün kişiliğiyle örnek bir insan olan, aynı zamanda müzisyen kimliğiyle tanıdığınız klarnet ustası Ersin Kocasoy’un başına gelen üzücü olay en az onun kadar bizleri de üzdü… Çok değil 6 ay önce büyük hayallerle yaptığı evi çıkan yangında kül olup gitti…
Lafı hiç uzatmayacağız… Acilen para ve destek lazım… Lütfen 30 saniyenizi ayırıp sadece düşünün… Bir akşam eve geliyorsunuz… Donunuza kadar her şey yanmış… Bereket versin ki yavrularına bir şey olmamış… Hepimiz zor günler yaşıyoruz… Ama şimdi dayanışma zamanı… Lütfen vicdanınız ve biraz da paranız varsa arayın… Telefonun öbür ucunda yardımınıza ihtiyacı olan bir “insan” var: 0 538 517 80 35
0 538 517 80 35
