Cuma günü Ankara’ya gidiyorum. Cumartesi günü Mülkiyeliler Birliği’nde bir araya geleceğiz. Bir araya gelmek derken dostların, mezara kadar dostların buluşması demek istemiştim. Gönüldaşlarımızın bir kısmı İstanbul’dan Ankara’ya gelecek, Ankara da bulanan dostlarımız ise davete oradan katılacaklar. Ben Cumartesi günü akşamı nasip olursa Zonguldak’a son otobüsle döneceğim. 1982-1987 yılları arasındaki Mülkiye öğrencileri yemeğe katılabiliyor. Cumali Özekici dostumuz bize rezervasyon yaptırdı.
Bizim dönemimizin Ülkücü-Devrimci isimleri etkinliğe katılacaklardır. Belki sınıf arkadaşlarımızın tamamını görebileceğiz. Gerçi bazıları AKP yağdanlığı yaparak kokluk kaptılar. Onlar bizim ortamımızda rahatsız olurlar, gelmezler, gelemezler. Gelirlerse bizim de sözümüzü duyar ve sindirirler.
İstanbul ve Ankara buluşmasında bazı dostlarımız özel sebepleri yüzünden katılamıyor. Daha geniş bir toplantıyı, Allah nasip ederse ramazan ayında iftar vererek gerçekleştiririz.
ANKARA’NIN TAŞINA BAK !..
Ankara resmen işgal altında, PKK Terör Örgütü Ankara’da resmen her yerde terör estiriyor. Örneğin Mülkiye terör örgütünün işgali altında bulunuyor.
20 Ülkücü öğrencinin, aylardır okul duvarda asılan listesinin altında “görüldükleri yerde öldürüleceklerdir.” yazısı bir türlü devletin gücüyle indirilemiyor. Aylardır süren işgal okul yönetiminin desteğiyle ayyuka çıkıyor.
Bizim okuduğumuz yıllarda bırak PKK Terör Örgütü’nü hiçbir marjinal örgüt kesinlikle güç gösterisi yapamamıştı.
Bizim okulun hemen arkasında bulunan Cumhuriyet Yurdu öğrenci temsilciliği seçimlerinde, sol adayların seçimi kaybetmesi Ülkücü adayın seçimi kazanması dillere destan olmuştu. Hiç unutmuyorum, toplum bilimi hocamız Özer Ozankaya şöyle demişti: “Faşist işgal mutlaka kırılmalıdır, böyle bir rezalet olamaz.”
Gerçi okulumuzda biz Ülkücü öğrenciler olarak Devrimci arkadaşlarımızla her zaman birlikte hareket ettik. Öğrenci yönetimi bizde olsa da okul yönetimin aldığı kararlar eleştirilecekse birlikte hareket ederdik. Hiç unutmam, yemekhanede yemekler kötü çıkıyordu ortak karar aldık ve okul yönetimine karşı Yemek Boykotu yaptık. Okul yönetimi ise şaşkına döndü.
Yönetimin işbirlikçisi bazı isimler de provokasyon yaparak yemek boykotumuzu kırmak istemişlerdi. Biz de onları kolundan tutup, yönetimin gözü önünde dışarı çıkarmıştık.
Bir tek olaya müsaade etmemiştik. Ancak artık Kürtçü mantık Sol Örgütleri örgütleyip yine kullanmaya başlamış. Yine kullanılmaya müsaade ediliyor.
Hani geçmişte şöyle denirdi: “Kürtler mi Sol’u kullanıyor, Sol mu Kürtleri kullanıyor?”