Hukuksuz ve ahlaksızca elinden alınan Büyükşehir Belediye Başkanlığını ikinci kez ve bu sefer 806.000 oy farkla kazanan Ekrem İmamoğlu, alanı dolduran halkın karşısına çıktığında sıkılı yumruğunu havaya kaldırdı ve konuşması bitene dek de indirmedi!
“O yumruk...” dedim, “O yumruk, emekçi halkın kararlılığı, direnci ve vicdanıdır!”. Gurur duydum, onurlandım!
68 Kuşağı ve 78 Kuşağı’nın önemli simgelerindendir o yumruk! Faşizme karşı verilen; Hak, Hukuk, Adalet, Barış, Kardeşlik, Eşitlik, Emek ve Sosyalizm savaşımının şiarı, kararlılığıdır o yumruk! Enternasyonal Marşıdır, Venceremos’tur, 1 Mayıs Marşıdır...
Nazım’ın şiirinde söylediği gibi halkın; “Gayrik yeter!” dediğinin işaretidir!
Toplumların tarihini ve onun akışını elbette ki sol değerler belirler. Emekten, insanlıktan yana değerlerdir insanın yolunu çizen. İnsanlığın geleceği o değerlerin hayat bulması oranında çizilecek, gelişecektir!
O yumruğun anlamı, ne kazanılan bir seçim, ne de her şeyin iyiliğidir! O yumruk, yenilgilerin en ağır anlarında da havaya kalkmıştır! Kalkacaktır!
O yumruk, yüreğimizdeki küllerin üflenişidir! Halk küçük parçalara bölünüp gücü yok edilmedikçe o yumruk güzel geleceklere imza atacaktır.
...
İnsana inancımı hiç yitirmedim; yitirmeyeceğim!
Güzel oldu; güzel! “Her şey çok güzel oldu!”.
ÇAYCUMA TARIMSAL ÜRETİMİN NERESİNDE?
Aslında bu soruyu “Zonguldak tarımsal üretimin neresinde?” ya da “Türkiye, tarımsal üretimin neresinde?” diye sormak da gerekir.
Filyos Vadisi içinde kalan toprakların epey bir kısmı üretimin içinde. Ancak özellikle köylerdeki tarımsal alanlar hem göç hem de yaşlı nüfus nedeniyle üretimin dışında. Otuz, kırk yıl öncesinin tarlalarını diken bürümüş durumda.
Bu atıllığın önemli nedenlerinden birisi de toprakların çok parçalı mülkiyetidir. Birkaç yıldır bu çok parçalılık sorunlarıyla boğuşuyoruz. Tapulu arazilerin kayıtları karmakarış! Düzeltmek olanaklı değil. Mera alanlarıyla, tarlalar birbirine girmiş durumda.
Bu sorunların tek çözümü “Arazi Toplulaştırması”dır. Gelin görün ki iktidar ve onun yöneticileri siyasi karmaşanın içinden kafalarını çıkarıp bu sorunların çözümüne emek ve zaman harcamış değiller. Her bir karış toprağın altın değerinde olduğunu bilen bir yurttaş olarak, iktidarın yöneticilerine çağrı yapıyorum; “Lütfen, bölgemizdeki tarım alanlarının üretime kazandırılmasına çaba harcayın!”.
Tarım arazilerindeki bu çok parçalılık sorunları nedeniyle yakıt, gübre, tohum, makineli tarıma destek vb. sorunları konuşmaya sıra gelmiyor!
“Arazi Toplulaştırması” projeleri hayata geçirilmeden diğer sorunların çözümü olanaksız! Bilinmesi gerek ki toplulaştırma, bölgemizde Tarım Sanayisinin önünü açacaktır.
SICAK YAZ GÜNLERİ GELDİ
Bir önceki yazımda “Tatil Kültürü”nden söz etmiştim. Sürdürmek istiyorum. Dinlence, üretimin bir parçası olan insanın güç depolaması, kendini tazelemesidir! Havalar ısındı, yaz günleri bütün güzelliğiyle geldi. Çalışma yaşamınızın ara boşluklarında dinlenceye de zaman ayırın derim.
Zonguldak Bölgesi, özellikle kıyıları ve dağlarıyla her türlü dinlenceye elverişli bir yapıya sahipken bunun dışında kalmak ne kadar acıdır?
İster denizin dalgalarına atın kendinizi, ister bir dağ başında yakın çoban ateşinizi. Kitaplarınızı, sazınızı, tavlanızı, yürüyüş ayakkabılarınızı ne bileyim sizi ne mutlu ediyorsa onları alıp atın kendinizi doğanın kucağına!
Ben, toplumsal barış ve bütünlüğün tatil kültüründen beslendiğine inanıyorum. Dünyanın en güzel ülkesinde, dünyanın en durağan insanları olarak yaşamak bize yakışmıyor!