Hava soğuktu.

    Her zamanki gibi, evden paltolu, şapkalı çıktım. Eski iş merkezine ulaştım.

    Girişteki çay ocağının önünde - taburede- sigara içen bir adam oturuyordu. Adam, beni görünce hemen zıpladı, bir alkış tutturdu. Sevinç gösterileri, seslenişler...

    Çok şaşırdım tabii. İlk kez oluyordu bu. Hayatımda böyle sevinçle karşılanmamıştım hiç!

Adamı tanımıyordum. Gariban biriydi. Bana hayran hayran bakıyordu.

    Durdum.

    "Ne oldu? Tanışıyor muyuz?" dedim.

    "Yo! Birden bire şapkayla karşıma çıkınca Ecevit aklıma geldi de çok heyecanlandım." dedi.

    Gülüştük.

    "Ben Zonguldaklıyım!" deyiverdim, ne demek istediysem.

    Sevindim mi? Bilmem!

    El kol hareketleriyle vedalaştık.

    Vay be!

    Sen neymişsin be şapka!

     (*Hayri Sarı-AZ ÇORBA AZ PİLAV ÜSTÜ AZ KURU-Tunç Yayıncılık-201. s. )