STEFAN ZWEIG
(83 sayfa)
Yolcu gemisine binen dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic ilgi çeker.
Şampiyon, çileli bir çocukluktan sonra üne kavuşmuştur. Yazar, onu tanımak için bir oyun kurar.
Gemide hırslı, zengin bir oyuncu vardır. Şampiyonun ilgisini çekmek için oynarlar. Şampiyon onları izler, uzaklaşır.
Para karşılığı oynamaya ikna edilen şampiyon, oyunu kazanır, hava atar. Rövanş sırasında, dışarıdan bir kişi oyuna karışınca, karşılaşma berabere biter.
Şampiyon, onur sorunu yapıp, Dr. B. 'yi
yeni oyuna davet eder. Yazar, yeni oyuncuyu ikna için güverteye çıkar.
Dr. B., bir zamanlar Viyana seçkinlerinden, zenginlerin parasal işlerini yürüten bir hukuk adamıdır. İşgal sırasında Gestapo hücrelerinde eline geçirdiği kitaptan satranç öğrenir, gerçek alanda hiç oynamamıştır.
Dr. B. hücresinde zamanı iyi geçirmek için, Siyah Ben, Beyaz Ben oluşturup kendi kendine satranç yarışı yapar. Bu yarış zamanla onda ruhsal rahatsızlık yaratır.
Hastaneye yatırılan Dr. B.'yi doktor korur. Doktor, onun tekrar hücreye dönmesini engeller. Gestapo tarafından yurdunu terk etmek koşuluyla serbest bırakılır. İşte ancak bu gemide aklı başına gelir.
Dr. B. ilk karşılaşmada Şampiyon'u yener. Şampiyon'un isteğiyle ikinci oyun başlar. Şampiyon rahat düşünür, Dr. B. çok gergindir. Gerginlik ve hırs düşmanca bir öfkeye dönüşür. Dr. B. hastalanır, oyunu tamamlayamadan alanı terk eder. Yazar dışındakiler şaşırırlar. Yazar anılarını dinlediği Dr. B.'nin ruhsal yıkımını bilmektedir.
Satranç'ı daha önce de okumuştum. Raflarda çok gördüğüm için yeniden okudum. Okudum, düşündüm. Düşündüm de yorumladım.
İki kahraman da bir akıl oyunu olan satrancı istemleri dışında, ruhsal boşluklarını doldurma amaçlı öğrenmişlerdir.
Mirko, bir satranç şampiyonundan beklenen entelektüel donanıma sahip değildir. On iki yaşında yoksul babası ölünce bir rahibin yanında büyür. İçe kapalı, bomboş bakan bu çocuk rahibin jandarma başçavuşuyla oynadıkları satranç tahtasına baka baka oyunu öğrenir, zamanla dünya şampiyonu olur.
Bilgisizliği, cimriliği, zevk alma yerine gurur ve para için oynaması ünden sarhoş olmasına neden olur. İnsan değerlerini bilmeyen durumuyla komik düşer. Kültürlü insanlardan kaçan bir satranç robotuna dönüşür. Yenmek amaç olur.
Dr. B. de satranç ustası değildir. Gençliğinde fazla yeteneği olmadığı belli olmuştur. Nasyonel Sosyalistlerin yarattığı insanlık dışı hücrede hiçlik duygusundan kurtulmak için sadece kitaptan öğrenmiştir satrancı Dr. B..
Dr. B. , Mirko'ya göre eğitimli, bilgili, kültürlü bir insandır. Onun eksikliği satranç takımını hiç kullanmadan soyutta kalışıdır. O da sağlıklı bir psikolojiye sahip değildir. Satranç onda yalnızlıktan kurtaran bir haz aracıdır. Zamanla çift kişilikli bir ruh bölünmesiyle satranç normallikten koparılan insanın öfkeli tepkisine dönüşür.
Kazanma hırsı birbirlerini yok etmeye ant içmiş iki düşman yaratır sonunda.
SATRANÇ bize aslında çok güzel, akıllı çözümler düşündürüyor. Yapıtta tam tersini buluyoruz.
İnsanı yaşadığı ortam belirliyor. Faşizm, insan dünyasını çok örselemiş. Ruh bölünmesine uğramış insanın başarısı yarım kalmaya mahkum.
İnsancıl değerlerden yoksun ruhlar, en güzel şeylerle de ilgilenseler, mutluluk ve başarı gölgeleniyor.
İnsanlara özgür biçimde gelişecekleri ortamlar yaratılmalıdır. Yoksunluk, baskı insan haklarını yok eder.
Yapıtın bitiminde kahramanlara acıdım. Robot şampiyonlara değil, doğal ve normal insanlara ihtiyaç var.
Yetenek ve akıl geliştirme aracı olan satranç bile çatışma aracı olabiliyor yaralı ruhlarda.
OKUMAK YAŞAMAKTIR