"Eti geçti, duydun mu? Bıçak kemikte!

Duymadınsa duy artık behey Allah’ın kulu, bıçak kemikte!
Duy da silkin n’olursun, bu ne biçim uyku bu. Bıçak kemikte!
Verilmemiş alınmış hep, yük vurulmuş dağlar gibi, insanlık bu mu?
Çalıyor sömürünün imdat çanları, kımılda da kurtar şu onurunu....
Bıçak kemikte!
Topraksa paylaşılmış, kıyılarsa yağmalanmış, umut hacizde,
ya bu neyin puştluğu bu?
Sana yokluk, sana yasak, sana dam,
insan değil –hâşâ– bir yağmacı soyu bu,
Bıçak kemikte!
Üretensin, yaratansın, yürütensin dağları,
bakma öyle kilit kilit, duvar duvar.
Yetsin artık bu susku...bıçak kemikte!
Anasın boynun bükük, babasın kolun kırık, oğullar kan içinde...
Kaldır artık başını
«kalsın benim dâvam dîvana kalsın» demiş ozan...
O dîvan sensin artık, bıçak kemikte!"

Hasan Hüseyin Korkmazgil ne güzel söylemiş, bıçak kemiğide geçti derdi aslında, bu günleri görseydi.

Emekliler yıllarca kendilerine yapılan haksızlığa ses çıkarmadıkları için şu anda bedel ödüyor, açlıkla mücadele ediyorlar. Yıllarca uyudular,  buna da şükür dediler ve açlık geldi kapıya dayandı.
Emeklilerin içinde değişik statüde olanlar olduğunu biliyoruz, işçi, memur,  yardımcı personel, engelli, dul, yetim, Gazi, teknik ve sağlık elemanları aklıma gelenler. Ücret skalası oldukça geniş bir yelpaze idi, ta ki çıkarılan yasalarla hakları kısıtlanıp gelirleri azaltılana kadar. 
Gerçekle yarı yarıya oranlarda açıklanan enflasyonla, verilmeyen refah payları ile, sürekli en düşük ücrete seyyanen yapılan düzenlemelerle dengeler bozularak geniş ücret skalası gittikçe daraltılmıştır. Bu uygulama sonucunda 25 yıl önce yüksek ücret almakta olan emekli kesiminin cebinden daha fazla para çalınmasına, yetersiz yapılan maaş artışları ile neden olunmuştur. 

Görebildiğim kadarıyla Örgütlenme çabası içinde olup hak arayan kesim ağırlıklı olarak en düşük geliri olan işçi emeklileri kesimidir. Sağlık hizmet emeklileri de zaman zaman meydanlarda olmasına karşın Emekli mühendis, mimar, vs.teknik elemanlar hiç meydanlarda yoktur. En iyi hesap yapabilecek kesim olmalarına rağmen nedense açlık sınırının altına düşen gelirleri için ses çıkarmıyorlar.

Nerede bu teknik himet emeklileri? 

Oysa en fazla zararda olanlar bu kesim olup,  yıllardır azaltılan maaşları için hem artış hem geçmiş yılların zararını giderecek Tazminat istemeliler!

Son zamanlarda Disk Emekli-Sen'e ilave birçok sendika kurulma çabaları sürdürüyor.  Anayasaya hiçbir maddesine uymayan ve saygı göstermeyen yönetim;  51. Maddeyi dayanak gösterip emeklilerin sendika kurmasına karşı çıkıyor.  Bu bilgileri daha önce de verdim, tekrarlıyorum.
"MADDE 51- 
(Değişik: 3/10/2001-4709/20 md.) ÇALIŞANLAR VE İŞVERENLER , üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın SENDİKALAR ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir."

16 milyon emeklinin  % 5i bile örgütlü değildir. 
Uygulamada yeni bir yöntem bulmuşlar. Emekli sendikası kurulum başvurusu yapanlardan Anayasanın 51. maddesi gerekçe gösterilerek kurucularının  Çalışan Emekli olması isteniyor, çalışmayan emeklinin sendikalaşmasına izin verilmiyor.  Düşünülmüyorki emeklilik zaten çalışmanın devamıdır. Çalışmadan emekli olunamaz. Dolayısıyla emekli çalışmasının karşılında bu hakka sahiptir. Çalışırken ekonomik şartları nasıl korunuyorsa emeklilik döneminde de korunmalıdır.  

Anayasanın 17. maddesinde " herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir” der.

Önceden kurulmuş emekli sendikalarını ise ilk eylemlerinde cezalandırıp , kapatma yollarını deneyerek, yıllarca mahkemelerde süründürüyorlar. 
Oysa Uluslararası Sözleşmelerle sendika kuruluşunun hiçbir engeli yoktur.

Anayasa'nın 90. maddesine göre, iç hukukla Türkiye'nin yürürlüğe koyduğu uluslararası sözleşmelerin çelişmesi halinde, uluslararası sözleşmeler geçerlidir.  Bu durumda, "herkesin sendika kurma hakkı olduğunu" söyleyen uluslararası sözleşmeler dikkate alınmalıdır.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi: 11. madde :
"Herkes, barışçıl nitelikli toplanma özgürlüğü ve çıkarlarını korumak için sendika kurma ve sendikaya girme hakkı dahil, başkalarıyla birlikte örgütlenme özgürlüğü hakkına sahiptir" diyor.

Birleşmiş Milletler (BM) Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi: 22. madde:

"Herkes başkalarıyla birlikte dernek kurma hak ve özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, herkesin çıkarlarını korumak için sendika kurma ve sendikaya üye olma hakkını da içerir" diyor.

BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi:  Madde 23: 
"Herkesin çıkarlarının korunması amacıyla sendikalar kurmaya ve bunlara katılmaya hakkı vardır" diyor.

BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi: 
Madde 8:
 "Bu sözleşmeye taraf devletler herkese ekonomik ve toplumsal çıkarlarının korunup geliştirilmesi için sendika kurma ve ancak ilgili örgütün kurallarına bağlı olmak koşuluyla istediği sendikaya üye olma hakkını ve bu hakkın kullanılmasında demokratik bir toplumda ulusal güvenlik ya da kamu düzeni ya da başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması bakımından zorunlu bulunan ve ancak yasayla konulmuş olanlar dışında bir kısıtlama uygulamamayı üstlenir" diyor.

Avrupa Birliği Temel Haklar Bildirgesi: Madde 12 :
"Herkes, barışçıl bir biçimde toplanma özgürlüğü ile her düzeyde, özellikle siyaset, sendika ve yurttaşlıkla ilgili konularda örgütlenme özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu, herkesin kendi çıkarlarını korumak için sendika kurma ve sendikalara girme hakkını da içerir" diyor.

Yurtdışına kaçmayan bir mühendis emeklisi olarak meslektaşlarıma sesleniyorum, emekli olduğunuzda aldığınız maaş ile bugünü karşılaştırın, azaltılan geliriniz, kaybettirilen sağlığınız, yaşayamadığınız refahınız için birlik beraberlik içinde, meslek kuruluşlarınızla harekete geçin hak verilmez alınır, unutmayın. Hem kendinize, hem ailenize karşı bu savaştan sorumlusunuz. 
Bizler de insanca yaşamak istiyoruz! 
Dolayısıyla teknik elemanlar ayrı bir örgütlenme içine girebilir, emeklilik haklarını koruyabilir.

ESMA MÜJGAN ÇELİKKOL, 29.02.2024