Tıpkı günlük hayatta olduğu…

İnsan siyasette de ne ekerse onu biçiyor…

Dün CHP İl Başkanı Ertuğrul Koltuk’la telefonla görüşürken bugünkü yazımın başlığını “Siyaset ve vefa”  atmaya karar verdim…

Olur da bu kadar mı hızlı değişir şartlar…

Düne kadar Ertuğrul Koltuk’la kader birliği yapan Harun Akın, bir de bakmışsınız arkadan iki puan almış…

Delege seçimleri ve merkez ilçe başkanlığı seçimlerinde Harun Akın ve Şerafettin Turpcu ile hareket ettiği için herkesi karşınsa alan Ertuğrul Koltuk, son düzde yaya kalmış…

Siyasette köprüleri kiminle geçeceğine inanırsa onun sırtına binan Turpcu’ya şaşırmadım da…

Yıllardır kendisine omuz veren Koltuk’u satan Harun Akın’a şaştım kaldım…

Aslında olayların bu noktaya geleceğini hepimiz tahmin etmiştik…

Herkese “mavi boncuk” dağıtan Harun Akın ve Şerafettin Turpcu’nun planları şuana kadar harfiyen tuttu…

Ama artık iplikleri pazara çıktı…

Tuhaf şeyler oluyor CHP’de…

Ne belediye başkanlığına ne de milletvekilliğine aday olmayacağını söyleyen Harun Akın’ın, arkasından atıp tuttuğu Muharrem Akdemir’i ziyaretinde, “Benim Belediye Başkan adayım Muharrem Akdemir” dediği gün “Yuh artık” dedim…

Siyaset bu olmamalı…

Şuna adım gibi eminim ki, ne Akın’ın ne de Turpcu’nun derdi CHP değil…

Zonguldak hiç değil…

Bizim iki kafadarın tek derdi, CHP büyük kurultayında 10 delegenin tamamının kendilerinin belirlediği isimler olması ve destekledikleri genel başkan adayının karşısına bu kartla çıkmak…

Bakalım Turpcu ve Akın, önümüzdeki Pazar günü yapılacak kongrede bu eleştirilere nasıl cevap verecek?

Tabi o salona gelecek yüz bulabilirlerse…

Siyaset, insanları aptal yerine koymaktır!

En azından bizim ülkemizde…

                                  ***  

Kozlu Belediyesi’nde yaşanan onca skandala rağmen nasıl oluyor da herkesin yaptığı yanına kar kalıyor?

Ne bereketli topraklarmış ki…

Sat sat bitmiyor!

Ali Bektaş’la başlayan furyaya Ertan Şahin de ayak uydurunca maşallah ilçede satılmadık yer kalmadı…

Adamına göre verilen ruhsatlar…

Çorba parasına AKP’li yönetici ve müteahhitlere verilen ihaleler…

Belediye meclisinde dönen dolaplar…

Akşamdan sabaha yapılan imar tadilatları…

Peşkeş çekilen ruhsatsız büfeler…

Belediyenin kasasından gazetecilere ödenen sus payları…

Tarih er ya da geç her şeyi yazacak…

Her insan suçluluğu kanıtlanana kadar masumdur!

Ama içimdeki ses Ertan Şahin’in masum olmadığını söylüyor…

Ben dedektif olsam Ertan Şahin’in mal varlığından işe başlardım!