Son günlerde siyasette yaşanan ittifak tartışmaları ve çıkarılan ittifak yasaları nedense bana ''muta nikahı''nı çağrıştırdı. Çünkü, hukukçu tabiriyle, usul ve esas yönünden bayağı benzerlikler görüyorum.
   Önce, muta nikahı nedir onu hatırlayalım.
   Muta nikahı; bir kadın ve erkeğin, para karşılığında, belli bir süre için anlaşarak kıydırdıkları dini nikahtır. Muta nikahı sonradan boşanmak üzere yapılır ve bu evliliğin süresi en az bir cinsel birleşme kadardır. 
   Bu nikah türü İslamın dört mezhebi tarafından haram kabul edilmişse de; bazı İslam ülkelerinde halen uygulanmaktadır. Özellikle İran'da çok yaygındır.
   Şimdi gelelim bunun siyasetteki versiyonuna..
   Muta nikahında ne var? Kadın ve erkek, yani taraflar var.. Para, yani menfaat var.. Nikah, yani akit var.. Sonradan boşanmak üzere yapılır ve sınırlı bir süre  var.. 
   Peki, partiler arası seçim ittifakında da tüm bunlar, yani taraflar, menfaat, akit, sonradan ayrılma ve en az bir seçimle sınırlı bir süre var mı? Var! O zaman, demek ki benzerlikleri çok! 
   Ayrıca, muta nikahını İslamın dört mezhebi neden haram kılmış acaba? Çünkü ahlaki değil de ondan! Seçim ittifakları etik mi? O da değil. Neden değil? Çünkü oyu artırmadan, haksız yere milletvekilliğini artıran bir şark kurnazlığı var. Nitekim, d'Hont sistemi ile yapılan simülasyon hesaplarına göre, eğer son seçimde AKP ve MHP ittifak yapmış olsaydı 11 milletvekili fazla çıkaracaklardı. 
   Yine; ittifak yapan partilerin baraj derdi olmayacağına göre, % 1 oy alsalar bile meclise milletvekili sokabilirken; ittifak yapmayan bir parti % 9.9 oy alsa bile milletvekili çıkaramıyor! Bu durum Anayasanın en temel hükümlerinden biri olan eşitlik ilkesine ters değil mi? Anayasanın başlangıç bölümünde ''Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanacağı'' vurgulanmaktadır. Gördüğünüz gibi, burada 5 - 6 milyon seçmen meclise milletvekili gönderemezken yarım milyon seçmen gönderebilmektedir. Yani bu 5 - 6 milyon vatandaşın hakkı açıkça çiğnenmektedir. Tabiri caiz ise, adeta  gasp edilmektedir.
  Halbuki Anayasa hükmü çok açıktır: ''Seçim kanunları temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerini bağdaştıracak biçimde düzenlenir.'' denilmektedir.  
  Bu durumda, şark kurnazlığı ile yapılan ittifak yasaları adil olabilir mi; hatta etik sayılabilir mi?
  Değerli okuyucular, nasıl ki muta nikahı ahlaki bulunmadığı için dinimizce haram kılınmışsa, onun siyasetteki versiyonu olan ittifak yasaları da haram sayılmalıdır. Her konuda İslami kural ve usulleri referans sayan  AKP ve MHP gibi sağ partilerin bunu böyle düşünmeleri gerekir. Ama maalesef çıkarlar söz konusu olunca dini referanslar bile göz ardı edilebiliyor.
   Madem muta nikahından söz ediyoruz; bir de ''hülle'' var. Hülle nedir? Şeriat kanunlarına göre, eğer bir adam karısına üç defa ''boş ol!'' derse kadını boşayabiliyor. O kadının tekrar eski kocasıyla evlenebilmesi için; başka bir erkekle en az bir günlüğüne nikah kıyıp o erkekten de  boşanmış olması gerekmektedir. İşte bu operasyona ''hülle'' denilmektedir.
   O zaman, madem siyasi partiler ittifak anlaşması gerekçesi ile muta nikahı kıyabiliyor; ''acaba bu hülle işine de girecekler mi'' sorusu da aklıma gelmiyor değil! Örneğin, MHP - AKP ittifakı sona erdiğinde; MHP'nin tekrar AKP ile ittifak yapabilmesi için CHP ile hülle yapması gerekir mi!?
    Olmaz olmaz demeyin! Dini hassasiyetlerin enikonu manipüle edilmeye başlandığı; bazı din adamı  bozuntularının saçma sapan fetvalar verdiği şu günlerde her şey olabilir! 
   Benim ironi veya şaka yaptığımı düşünebilirsiniz ama unutmayın ki her şakanın altında da bir gerçek yatar!