SPOR KULÜBÜ TARAFTARI MI, ?
YEDEK POLİS GÜCÜ MÜ?
 
15 Ocak günü Zonguldak emniyet müdürlüğünde sorgusu yapılan arkadaşlarını emniyet müdürlüğü önünde bekleyenlere dışarıdan 20 kişilik bir gurup polisin gözü önünde “ vatan hainleri” diye bağırıp saldırdı.  Polis biber gazı ile kavgayı ayırdı.
Bu saldırıda kimin ne yaptığının polis kamerasında kayıtları var. Kapı önünde bekleyenler saldırgan gurup gelmeden önce orada bulunan 50 kadar genç arkadaşlarını zor bela ikna edip yanlarından uzaklaştırdılar.
Belli ki bir çatışma istenmiyordu ama buna rağmen saldırı oldu.
Olayın başından sonuna tam içinde hatta ortasında idim.
Kendimi bir an 12 Eylül öncesinde ve sonrasında gördüm. 12 Eylül faşist darbesi sonrası, İstanbul –Gayrettepe hücrelerinde, Selimiye kışlasında Gölcük de, Zonguldak İncivez Cezaevinde, gördüğüm ülkücülerin ve kendilerine “milliyetçi” diyenlerin çoğu, bizlere ve kendi arkadaşlarına yapılan işkenceleri görüp korkudan titrerken onlara moral vermek bizlere düşüyordu. Hey gidi günler, roller aynı oyuncular farklı…
Bu saldırıyı yapanlar kim? “devletin gayrı resmi-illegal” güçleri mi?
Madem polis var bunlara ne gerek var, madem bunlar var polise ne gerek var?
Polis çok mu yetersizde bunlar bu boşluğu dolduruyor?
Devlet içinde “Mektepli polis”/ “ Alaylı polis” mi var? Spor Kulübü taraftarı ayağına bir araya gelip sağa sola saldıranlar devletin “Alaylı polis gücü” mü?
Öyle ya, kendilerini Osmanlının torunları sanan bu zevat Osmanlı ordusundaki “Alaylı/Mektepli” subaylara özenmiş olabilirler.
Aynı gurup 24. Temmuz. 2015 de güpe gündüz TBMM de Milletvekilleri olan yasal bir partinin Zonguldak il binasını basıp içerisini talan ediyorlar.
Yine aynı gurup hızlarını alamayıp sokaklarda, ana caddelerde çoluk çocuğun önünde   “ orsp çocuğu HDP li ler “ diye slogan atıp yürüyorlar.  
Reislerinin saldırı ile ilgili yazdığı habere yüzden fazla kişi yorum yazıyor hepsi de yorumlarında ölüm, şiddet kan ve gözyaşını işliyor.
Saldırganlar arasından bir kişinin bile sayfa arkadaşım olmaması sayfa arkadaşlığına kabul ederken titiz davrandığımın göstergesi oldu.  
Yorum yapanların arkadaşları arasında ortak arkadaşlarım var.
Yorum yapanların biri ile 144 ortak arkadaşımız var ve bu arkadaş “ çekin sifonu “ diye yorum yapmış.
Bir diğeri “benzin döküp yakmalı” diyor
Bu saldırganların ön saflarında bulunanlar genelde din iman, vatan millet Sakarya, deyip milliyetçilik adına sağa sola racon kesip cukkaları cebe indiriyorlar.
Tabii bunların hepsi böyle değil. Çoğunluk ne yaptığını bilmiyor bile. İçlerinde iyi niyetliler çoğunlukta. Nereden mi biliyorum?
Zonguldak küçük bir yer genelde siyaset yapanlar, yazarlar sporla ilgilenenler, cezaevi yaşamı olanlar hemşeri ilişkileri vb. nedenlerle birbirlerini iyi tanır.
Bende böyle yollardan o akşamki saldırganlardan bir kısmını tanıdım.
 İçlerinde babalarını hatta dedelerini tanıdıklarım var.
Olay sonrası bir kaçı babası hatta dedesi aracılığı ile gelip olay anında beni tanımadığını belirtip özür diledi.
Bana yumruk sallayanı (“Aslan”ım benim) i zaten önceden tanıyordum, hani ne demiştik Zonguldak küçük bir yer , “sabredersen çok şey görürsün aceleye gerek yok bekle gör derler “ büyüklerimiz.
48 yıldır siyasetin içinde olunca çevreni, dostunu düşmanını iyi tanımak zorundasın.
Bunlar 12 Eylül öncesi milliyetçi-ülkücülerden çok daha cahiller. En basiti, amigoluğunu-tezahüratlığını yaptıkları-tuttukları spor kulübünün tarihini bilmiyorlar, dünyadan bihaberler. Örneğin Uluslar arası bir TV kanalı olan “El Cezire TV”nin çekimini yaptığı ve içinde benimde yer aldığım ;“Zonguldakspor”a ait birçok dakika sahnelerin olduğu “Zonguldak Kara Sevda” adlı belgeseli dünya genelinde 25 bin kişi izlediği halde sanırım bunların böyle bir belgeselden haberleri bile yok.
Yaptıkları kan üstünden siyaset. Karşılarındakileri “vatan hainliği” ile suçlayan milliyetçilerimize yeri gelmişken hatırlatmak isterim; ABD altıncı filo askerlerini denize döken Devrimcilere saldıranlar da sizinle aynı familyadandı.
Daha bunun “Kanlı pazarı”  vb. da var o defterleri açmayalım.
Zonguldakspor taraftarı görünüyorlar ama bunlar Zonguldakspor’un asil ve centilmen saygın taraftarının tırnağı bile olamazlar.
48 yıllık siyasi ve mesleki yaşamımda toplumun her kesiminden tanıdığımız olunca,
Spor camiası içinde de böyle amigosundan hocasına ve seyircisine birçoğunu tanırım o nedenle bu saldırganların çoğunluğu Zonguldakspor’u bağlamaz diyorum.
Bunların çoğunluğunu tespit ettim, nefes alışlarını duyuyorum. Zamanı geldiğinde bunları kamuoyuna deşifre edeceğim.
Şimdilik “bekle gör” ü oynayacağız.  
Ne oluyoruz beyler, sokağa çıkarken üç-beş çömezden izin mi alınacak? Meydan o kadar sağmalık değil!  Kendi memleketimizde bir elimiz ensemizde bir elimiz popumuzda mı gezeceğiz? Burası emperyalistler tarafından işgal edilmiş bir şehir mi?
Her önüne gelen 40–50 kişi nasıl olurda şehrin Cadde-Sokaklarında bağıra çağıra kardeş kavgasını körükler?
Emniyet müdürlüğü kapısı önünde arkadaşlarını bekleyenler 50 genci ikna edip oradan uzaklaştırmasaydılar durumun ne olacağını sizler bir düşünün.
Peki, o zaman olacak vahim olayın sorumlusu saldırganlar mı yoksa kapıda bekleyenler mi olacaktı?   
Tarihin cilvesine bakın, “daha ileri bir demokrasi” derken düştük 12 Eylül öncesi zaman dilimine… Ne diyelim “köpeğinize sahip çıkın”…