Kalkışma 20. gününde hız kesmeden sürüyor.

Tüm dünya ve Türkiye artık biliyor ki, direniş ne yalnızca çevrecilikle sınırlı ve ne de kesilen üç-beş ağaç içindir.

Direnişin sosyal, siyasal ve ekonomik boyutları, giderek daha net biçimde açığa çıkmaktadır.

“Hükümet istifa” direnen kitlelerin ortak sloganıdır.

Şüphesiz bu kalkışma, yüksek bir çevre duyarlılığı da barındırmaktadır.

 

Papaz Gapon’ların Türkiye temsilcilerinin girişimleri de boşa çıkarıldı.(*)

“İyi niyet elçiliğine” soyunanların, olayı kokoreç yeme muhabbetine indirgeyenlerin maskeleri çok çabuk düşürüldü.

15 Haziran gecesi AKP iktidarının Gezi Parkı’na yönelik uyguladığı en son vahşet, olayı tüm boyutlarıyla gözler önüne sermiştir.

 

Taksim Dayanışması’nın açıklaması bir manifesto niteliğindedir.

Ne deniyor bu manifestoda?

 

Birincisi, direniş 11 yıllık AKP iktidarı despotizmine karşı birikimin patlamasıdır.

İkincisi, Direnişi bölme ve provoke etmeye yönelik tüm girişimlerin bertaraf edildiği belirtiliyor.

Üçüncüsü, iktidarın meşruiyetini yitirdiği vurgusu yapılıyor.

Dördüncüsü, bunun daha başlangıç olduğu ve mücadelenin devam edeceği..

Beşincisi, farklı örgütlenmelerin en geniş güç ve eylem birlikteliğinin hayata geçirildiği..

Altıncısı, direnişin özgürlükçü ve barışçıl niteliğini koruduğu..

Yedincisi, mücadelenin yurdun her metre karesinde sürdürüleceği..

Sekizincisi, tüm taleplerin ısrarla arkasında olunduğu..

Dokuzuncusu, direnişin devam edeceği, 20 gün öncesine oranla, daha örgütlü, daha güçlü ve daha umutlu olmanın koşullarının daha da olgunlaştığı vurgulanıyor.

 

(*) Papaz Gapon bir kilise papazı. 1905 Yılında Rusya’da isyan eden 200 bin Rus emekçisinin önüne geçerek, onları Çar 2. Nikola’nın sarayı önünde “ricacı” konumuna düşürür. Ancak Çar ordusu işçilerin üzerine ateş açar. Binlerce insan ölür. Bu olay tarihe “kanlı Pazar” olayı diye geçer. Papaz Gapon’da böylelikle ajan provokatör rolünü yerine getirmiş olur.