Zonguldak’ın en büyük sorunu işsizliktir. İşsizlik sorununu aşamayan, istihdam oluşturamayan ve yollarını/şehirleşmesini tamamlayamayan bir şehrin kalkınması mümkün değildir. TTK ile özel maden sahalarında akılcı ve üretime dayalı kalıcı reformlar yapılamaz ve şehrin kangren halini almış kaçak ocak sorunu çözülemezse; korkarım ki Zonguldak, ‘göç’ler ve göçükler altında ezilmeye devam edecek.
Öncelikle gençlerin iş aş sorununu çözmek için kafa yormak gerekiyor. Kısır çekişmeler, gereksiz dedikodular, başarılı insanları çekiştirip önünü kesmeler ve Gazipaşa kulisleriyle bu şehri kurtaramazsınız.
40-50 binlerden 7-8 binlere gerilemiş bir TTK’ya rağmen Zonguldak hala yerinde duruyorsa, bunu biraz da üniversite ve il genelinde bir elin parmağını geçmeyecek sayıdaki işletmelere borçluyuz.
Bu saatten sonra ‘bu bunu söyledi, şu şunu söyledi, yan yattı, çamura battı…’ gibi boş söylemlerle enerjimizi boşa tüketmek yerine; bu şehrin en önemli sorunu olan işsizlik ve diğer konulara kafa yormalıyız.
Birer birer ‘göç’üyoruz, ‘göç’ükler altında ezildikçe eziliyoruz; farkında mısınız?
Erkek nüfus işsizlik ve belirsizlikten durmadan göçüyor, kimi zaman da göçüklerde can veriyor. Yalan mı?
Allah rahmet etsin, geçen hafta 2 işçimizi daha kara toprağa verdik.
Bu kısırdöngü hiç değişmeyecek mi?
TÜİK’e baktığımızda Zonguldak’la ilgili son veriler de bunu açıkça gösteriyor.
Zonguldak göç veriyor.
TÜİK’in 31 Aralık 2019 tarihli verilerine göre Zonguldak’ın nüfusu 596 bin 53 olmuş. Geçtiğimiz seneye oranla Zonguldak nüfusunda 3 bin 645 kişi azalmış.
Zonguldak’ta işsiz kalan gençler, Manisa Soma’da ocakta çalışmaya gidiyor. Kimisi Bursa, İstanbul, Kocaeli ve Tekirdağ gibi sanayi şehirlerine göç etmek zorunda kalıyor. Gidemeyenler ise ya kaçak ocaklarda çalışarak evine ekmek götürüyor, kimisi babasının dedesinin emekli maaşını yiyor. Ama nereye kadar..?
ÇATES'in akibeti ne olacak?
Bakın ÇATES 35 gündür kapalı. Bacasına filtre takılmadığı için 450 işçi işsiz bekliyor. Özel ocaklar kan ağlıyor. ÇATES kapalı kalmaya devam ederse özel maden işletmelerinde çalışan 3 bin kişi işsiz kalma tehlikesiyle karşı karşıya… Bölgede 2.500 civarında ocak olduğu tahmin ediliyor. Bunları üretime kazandırmak için ne bekleniyor, eğer bilen varsa bana anlatsın lütfen!
TTK’ya geçen 1500 işçi alındı, bu sene bir o kadar işçi kurumdan emekli oldu.
Çaresizlikten kaçak ocaklarda çalışan genç madenciler, TTK’da istihdam edilse daha iyi olmaz mı? Bunu defalarca yazdık çizdik, ama dikkate alınmadı. GMİS Başkanı Hakan Yeşil de ruhsatsız ocaklardaki işçilerin TTK’da değerlendirilmesinin önemine değinmiş. Aklın yolu bir… İşçi alımlarında neden buna dikkat edilmez, akıl alır gibi değil.
Siz gençleri istihdam ederseniz resmi olmayan ocaklara giden yolları kapatırsınız. Hele madencilerle bir araya gelerek bu ocakları resmileştirmeye teşvik ederseniz nurun ala nur olur. Bunları devletin denetimine tabi olacak şekilde iş güvenliğine uygun şartlar için çeşitli teşvikler çıkarırsanız, kim köstebek yuvasına çalışmaya gider ki?
Yetkililerimiz bunları düşünemeyecek kadar basiretten yoksun mu?
Pek sanmıyorum fakat koşulları değiştirebilecek azim ve kararlılık da göremiyorum.
İnsanların mühürlenmiş ocağa bile girecek kadar gözü karartmış olmasının, ‘yer üstünde açlıktan ölmektense yerin altında tok ölmeyi’ göze alabilmesini geçiştirmeye devam mı edeceğiz?
Beş tane milletvekilimiz var. Bu vekillerimizin ilgili bakanlıklara veya gerekirse Sayın Cumhurbaşkanı’na gidip durumu izah etmesi çok mu zor Allah aşkına? Milletvekilleri şehrin en büyük sorunu için birlikte hareket edemezler mi?
Allah bize akıl fikir versin, hakikaten…
Servet-i madeniye ayağımızın altında dururken, akılcı ve çözüm odaklı istihdam projeleriyle gençleri kaçırıyoruz ya… Hakikaten
Allah bize akıl fikir versin. Vicdan versin.
Hepimize basiret ihsan etsin!