Her insan, yaşadığı, gördüğü, duyduğu olaylardan etkilenir ve olaylar karşısında tepkisini gösterir. Ardından aynı olay tekrarlandığında deneyimlerinden kaynaklı olarak tepkileri azalır, zamanla aynı olay karşısında tamamen tepkisiz kalabilir.
Bireysel olarak, hatta toplumsal olarak bile, zamanla alıştığımız, kanıksadığımız, normalleştirdiğimiz bir çok olay, durum söz konusu…
Peki, ya bir gün çocuk istismarını da normalleştirmeye başlarsak? Duyduğumuz bir haberin ardından, biraz üzülüp, sonra, hayatımıza kaldığımız yerden devam edersek? Ya sesimiz ilk günkü kadar gür çıkmazsa? Ya çocuk istismarını da kanıksarsak?
Bu soruların cevabı hala kalbimizi acıtıyorken, önce birey olarak harekete geçmeliyiz. Önceliğimiz ise, farkındalığı arttırmak olmalı. Her şey inanmakla, istemekle başlar, her şey seninle başlar, önce bilinçli birey olabilmek… Ardından, bilinçli annelerle, bilinçli babalarla, bilinçli öğretmenlerle, bilinçli çocuklarla… bilinçli bir toplum haline gelebiliriz.
Bu artık temenniden çok daha öte bir durum…
***
Peki, nedir çocuk istismarı, çocuklarımızı korumak adına bizler neler yapabiliriz?
Dünya Sağlık Örgütü, çocuk istismarını ‘bir yetişkin, toplum, devlet veya başka bir çocuk tarafından, bilinçli veya bilinçsiz olarak, çocuğun bedensel, duygusal, zihinsel veya sosyal gelişimine zarar veren davranışlar’ olarak tanımlar. Çocuk istismarı, fiziksel istismar, duygusal istismar, ekonomik istismar, çocuk ihmali ve cinsel istismar olmak üzere, gruplandırılmaktadır. Her birinin çocuk üzerindeki olumsuz etkileri, uzun uzadıya ele alınması gereken konular olmasının yanı sıra, cinsel istismar konusu son zamanlarda maalesef tekrar tekrar üzerinde durulması gereken bir konu halini aldı.
Cinsel istismar, sosyoekonomik düzey, kültür, eğitim, inanç farkı gözetmeksizin toplumun her kesiminde karşımıza çıkabilecek bir durumdur. Çocuklar, bildiği, güvendiği, tanıdığı insanlar veya yabancı insanlar tarafından da istismara maruz kalabilmektedir.
Anne-baba olarak çocukları cinsel istismardan koruyabilmenin, ilk yolu iyi bir gözlemci, iyi bir dinleyici olmaktır. Çocukların davranışları gözlemlenmeli, anlattıkları dinlenilmelidir. Cinsel istismara uğrayan çocuklar, istismarcıdan korktukları için, başlarına gelen olayı nasıl anlatacaklarını bilemedikleri için, ailelerinin tepkilerinden korktukları veya utandıkları için anlatamayabilirler. Burada çocukların yaşlarına uygun cinsel eğitimin gerekliliği, önemi ortaya çıkmaktadır.
Çocuklara yaşlarına uygun cinsel eğitim verilmesi, cinsel istismardan çocukları koruyabilmenin en önemli adımlarından biridir ( mahremiyet eğitimi olarak da bilinmektedir). Çocuklara cinselliğin özel bir konu olduğunu ve bu konunun her yerde herkesle konuşulmaması gerektiği anlatılmalıdır. Bedenlerinin kendilerine ait olduğu ve kendileri izin vermeden de kimsenin dokunamayacağı anlatılmalıdır. Öncelikli olarak çocuklara bedenlerini tanıma fırsatı verilip, yaşlarına uygun olarak cinsellikle ilgili bilgi sahibi olmaları sağlandıktan sonra, kendi bedenlerini nasıl korumaları gerektiğini anlatmak, öğretebilmek kolaylaşacaktır.
Genellikle, çocuklarının cinsellik üzerine soru sormaları, bu konuyu merak ediyor olmaları bile, aileler tarafından korkulacak, utanılacak bir durum olarak algılanır. Çocuklarına bu merakı yakıştıramazlar; fakat asıl korkulması gereken çocukların bu soruları soruyor olması değil, cevaplandırılmayarak çocukların yanlış bilgilere mahkum edilmesidir.
Bunun için ailelerin öncelikli olarak, çocuklarda cinsel eğitim konusuna hakim olmaları gerekmektedir. Ansızın gelebilecek sorulara karşı hazırlıklı olmalıdırlar. Özellikle tuvalet eğitimiyle birlikte kendi vücutlarını keşfetmeye başlayan çocuklar ebeveynlerinin tepkilerine göre ardı arkası kesilmeyen sorular üretebilirler. Cinsel eğitimin gerekliliğinin ve öneminin bilincinde olan aileler, çocuklarının yanlış kaynaklardan bilgi edinmesini engelleyerek bu sürecin sağlıklı bir şekilde tamamlanmasını sağlayabilirler.
Çocukları cinsel istismardan korumaya yönelik olarak, aileler öğretmeninden, çocuğunun çevresindeki herkesten bilinçli davranışlar bekleme ve bu konuda özenli davranmalarını isteme hakkına sahiptir.
Ailenin bilinçli olması, çocuklarını bu konu hakkında yaşına uygun, doğru bilinçlendirmeleri açısından önemlidir. Bu noktada aile yeterli bilgiye sahip olmadığını veya çocuğuna bu bilgileri doğru veremediğini düşündüğünde çocuğunun öğretmenlerinden yardım isteyebilir veya bir uzman desteğine başvurabilir.
Son olarak sevgili anne-babalar, hislerinize güvenin, çocuklarınızı toplumsal baskılara kapılıp kendini öptürmeye, sevdirmeye zorlamayın, çocuklarınızın bir birey olduğunu unutmayın ve bedenlerine saygı duyun.
Bir çocuğun istismara uğradığını düşünüyorsanız; 7/24 hizmet veren ‘183’ Sosyal Destek Hattını arayabilir yada www.ihbarweb.org.tr internet sitesindeki formu doldurabilirsiniz.
Bir kişiye farkındalık kazandırmak, en az bir çocuğu koruyabilmek adına atılmış büyük bir adımdır.
Daha çok insana daha çok aileye ulaşabilmek, daha çok çocuğu koruyabilmek temennisiyle;
Sevgilerle,
Sultan UNCU
ailevecocukpsikolojisi