Bir şeyi, kişiyi, olanı, olmayanı övsem, yeren olacaktır. Yersem de öven… Doğadaki zerre bile birbirinin zıddıyla harmanlanarak yaşar. Emeklemeden koşulmayacağı gibi deneyip yanılmadan da sonuca ulaşılmaz. Biraz sabır, biraz anlayışla, yapılan güzel şeyleri elden geldiğince desteklemek gerekir.
Hiçbir şey, hiç kimsenin tekelinde kalmamalı. Ne ile, nasıl olursa paylaşmak çoğaltır insanlığı.
Her güzelin bir kusuru olduğu gibi, yapılanların da bir eksiği olacaktır elbette. Geliştirmek, yenilenmek için eleştiri de olacaktır, övgü de. Olmalıdır da. Usulünce, küçümsemeden. Kendini kaf dağında görmeden. Hiç kimse doğuştan bir şey değildir. Makam, itibar, değer kendiliğinden oluşmaz. Zamanla çıkacaktır ortaya. Bu zamanı yaşamaksa herkesin hakkı. Ne demişler ‘‘Aynası iştir kişinin, lafa bakılmaz’’. Bir de görüntüye aldanıp içindekini bilmeden ortaya dökmek var ki, sonrasında utandırır adamı.
Allah dil vermiş sor, soruştur konuş diye. Akıl vermiş ölç, biç tart diye. Göz vermiş bak da gör diye. Kulak vermiş uydurmadan duy diye. Duygu vermiş çokça sev, az öfkelen, nefret etme diye. Aşk vermiş aşkı yarattığımdan ötürü yaşa diye. Meyve veren ağaç taşlanır misali dalı, budağı kırılmamalı.
Bir yerde güzel şeyler yapılır imkan, zaman, elverdiğince. Duyan da olur duymayan da... Giden de olur gitmeyen de… Gönül ister ki herkes duysun, gelsin, ayrımcısız çağrılsın, güzellikler hakça paylaşılsın. Katılan da, katılmayan da bir diğerini yok saymasın. Yokum diye hayıflanmasın. Varım diye böbürlenmesin. Hırsını kırıcı cümlelerle edebiyat parçalayarak değil, bizzat gerekli yere, kişiye ulaşarak düşüncesini aktararak alsın. Bir dahaki sefere daha doğruya, güzele ulaşılmasını isteyen bunu böyle yapar.
Darısı başımıza, Devrek’te yaşadığımız güzel bir günün iz düşümünde kullandığım bir cümleydi.
31. Devrek Baston Festivali’ de kitap imza gününe yer verilip, coğrafyasında bilinen veya bilinmeyen yazar, şairine kitaplarını sunma imkanı tanınmasınaydı. Devrek Belediye Başkanı sayın Çetin Bozkurt, araştırmacı yazar, şair sayın İbrahim Tığ’ın gösterdiği samimi ilgi ve alakasına teşekkür ederken, aynı şeyin şehrimizde de olması dileğineydi. Zonguldak’ın eski yıllarındaki festivallerinde sanat dallarının her birine etkinlik alanı açılırken, gittikçe kapanıyor olmasına küskünlük duyulmasınaydı. Ve ister istemez hevese kapılıp ‘’Darısı başımıza’’ diyor insan.