Yetim kalmış ana babaların çocuklarıydı kimimiz;oyuncaksız ve ağlamasını bilmeyen.
Kiminin naylon bebeği, kabarık elbisesi, parlayan rugan ayakkabısı vardı; zengin analı babalı büyüyen.
Baş roller onların olurdu hep. Öncelikler de.
Cesareti yüklenmek,dağılanı toplamaksa ağlamasını bilmeyen çocuklara kalırdı. Onlar da, kendilerini göstermek için farklılığın peşinde koşup dururlardı.
Bildim bileli zengin zeytinyağı, fakir su olmaya mahkumdu hep.
Şimdi de değişen bir şey yok; ille de bir tarafa tutunmak zorundasın; insan gibi insan olabilmek yetmiyor artık.
Vicdanı zayıf, sahtekarlığı şişman olanlar revaçta.
Cinsiyete, zenginliğe, itibara göre şekillenen vicdanın varlığı, var sayılır mı? 
Gülden IŞIK-Ağustos 2016