Partili demokrasi mi, Parti devleti mi?
Bu gazeteyi okuyan herkesin yanıtını bildiği bu soruyu sorarak kendimizi tekrara düşerken, bir başka yere dikkat çekmek istiyorum. 
İktidar partisine oy verip yaptığı her şeyi cansiperane savunan yandaşlara bu soruyu asla soramadım! Orada kilitleniyorlar! En konuşulabilir olanları, “Ne var bunda, bugün AK Parti iktidarsa, gelecekte başkaları olur” gibi bir şeyler söylüyorlar. Empati yapmadıklarını görüyorsunuz böylelikle. 
...
Düşünsenize, bir okula müdür ya da müdür yardımcısı olmak için sınava girip kazanarak atanmak yok; AKP’nin doğrudan yandaşı Eğitim Bir Sen üyesi olmanız yeterli! İşin dramatik yanı, o üyeler de koltuk kapabilmek için birbirlerini yiyor! Hak, hakkaniyet, liyakat, emek, iş barışı, işi ehline teslim etmek gibi doğru ve etik duruş yok! Aynı kesimin, eğitim diye bir derdi de yok! Hele bilimsel ve laik eğitim diye bir dertleri hiç yok!  
...
Demokrasilerde siyasi partiler olur. Yasama, Yürütme ve Yargı bağımsızlığı olur ve bu Anayasa’yla güvence altına alınır.
AKP’nin konsolide yandaşlarının kilitlediği bir nokta da bu! Kalıyorlar! En konuşulabilir olanları, “Eskiden daha mı iyiydi?” gibi bir şeyler söylüyorlar.
...
Parti devleti; Faşizmdir! Parti devleti; diktatörlüktür! Parti devleti; emeğin, liyakatin, bilim ve sanatın katledildiği bir baskı rejimidir!
Parti devletinde; Partili hâkimler, Partili öğretmenler, Partili polisler, Partili imamlar, Partili basın, Partili...
Parti Devletinde “Parti”; organize suç örgütüdür!
...
Sonuç: Halk, demokrasi rüzgârı estirmeye başlarsa, partinizi, pırtınızı toplatıp geldiğiniz yere gönderir sizi! 
Eğer “Sermaye Sınıfı”, göreceli de olsa kapitalizmi insanileştirecekse, hiç değilse asgarisinden kapitalist demokrasiyi, yani diğer adıyla liberalizmi öncelemek zorunda. Bindiğiniz dalı kesmeyi sürdürürseniz, Karl Marks’ın söylediği; emek-sermaye çelişkisi sizi eninde sonunda tarihin kuburuna atar!
Her şey güzel olacak!” dedik; oldu. Şimdi de “Gidişiniz tez olacak!” diyoruz. İşitiyor musunuz, yoksa IŞİD’iyor musunuz?
DAĞLARDA IHLAMURLAR KÖKÜNDEN KESİLİYOR; HABERİNİZ VAR MI?
Ihlamur ve kiraz mevsimi geçmek üzere! Dağlarımızda yeterince var olan ıhlamur ağaçları, bilinçsiz bir şekilde talan ediliyor. 
Sıkça dağlara çıkarım bilirsiniz. Gördüklerim yürek burkucu! Yufka pişirirken yakmak üzere bıyırdım ağaçlarını kesen köylümüz, ıhlamur toplamak için de ıhlamur ağaçlarını kökünden kesiyor. 
Köy Muhtarları ve İhtiyar Heyetlerini bir yana koyarsak, devletin ilgili birimleri ne diye etkin bir denetim ya da halkı bilgilendirme, bilinçlendirme ve uyarma görevini yapmaz anlamıyorum!
Zaten talan olan ormanlar, birkaç yıla kalmaz iyice yoksullaşacak. Valisinden, orman koruma görevlisine kadar herkesi sorumlu davranmaya çağırıyorum.
EKONOMİNİZ...
Ekonominiz nasıl? Damat Beyin öngörüleri gerçekleşiyor mu? İki buçuk milyon işsize iş bulundu mu? Piyasa zamları, rakamların itaatsizliği mi? Maaşınıza yapılan Temmuz artışı mutfağınıza kaç simit daha kattı? “Ver mehteri, ver mehteri!” yapıyor musunuz?
İmamlara söyleyin, hep birlikte “Enflasyon Duasına” çıkalım! Nasılsa işimiz Allah’a kaldı!