Bildiğiniz gibi, ''İti ite kırdırmak'' deyimi hoşlanmadığımız insanları birbirine düşürmek anlamında kullanılmaktadır. Global anlamda da ''iki düşmanı birbirleri ile savaştırıp birbirine kırdırmak'' demektir. Böylece riske girmeden bu işten çıkar sağlamaktır.
Son zamanlarda Derin Dünya Devletinin aysberg gibi suyun üstünde kalan kısmı olan Amerika'nın kullandığı yöntem işte budur. Bunun güncel en somut örneği YPG/PYD ile IŞİD'in savaştırılması dır.
Dünyayı tek bir devlet gibi görüp tek merkezden yönetmeyi amaçlayan; ve bunun için dünya haritasını ve dünya politikalarını kendi çıkarları doğrultusunda dizayn etmek isteyen Derin Dünya Devletinin sözcüsü ve tetikçisi ABD, eskiden bu işler için daha farklı bir yöntem kullanırdı. Bu yöntemde operasyon yapılacak ülkelere doğrudan askeri müdahale veya CIA (Central Intelligence Agency - Merkezi İstihbarat Örgütü) vasıtasıyla dolaylı müdahale söz konusuydu. Fakat sonradan Vietnam ve Irak tecrübelerinin de gösterdiği gibi, bu gibi askeri ve politik amaçlı operasyonlarda girilen riskler ve operasyonların maliyeti; ve ayrıca CIA bağlantısının işleri zorlaştırdığı düşünülerek bu yöntemden vazgeçildi. Bunun yerine daha az riski olan ve daha ucuza gelen; el yakmadan maşalar kullanılarak organize edilen operasyonlara yönelildi. İşte ben buna ''iti ite kırdırma politikası'' diyorum.
Bu yöntem horoz dövüştürmeye benzer. Horozları ortaya salarsın. Birbirleri ile dövüşmeleri için kışkırtırsın. Onlar kapışınca da oturup seyredersin. Etik bir olay değildir ama maalesef bundan keyif alanlar da var.
İçinizde kovboy filmleri seyredenler tabii ki vardır. Bu filmlerin içinde genellikle bir bar kavgası da olur. İki kişi kavgaya tutuşup birbirine yumruk atmaya başlayınca; bir anda barda bulunan herkes birbiriyle kavga etmeye başlar. Yumruklar ve sandalyeler havada uçuşur. Çoğu kişi neden ve kiminle dövüştüğünü bile bilmez.Çok kovboy filmi seyrederim ama bu işin mantığını hala çözemedim. Tıpkı şimdi Ortadoğu'daki kavgalar gibi!
Ortadoğu da şimdi sanki bir kovboy barı gibi! Herkes birbirine vuruyor. Neredeyse kimin kime vurduğu belli bile değil. Şu vuruşanlara bakın: Esad Rejimi, Irak Ordusu, PKK ve onun Suriye uzantısı PYD/YPG, IŞİD, El Nusra Cephesi, Ceyş el Feth, Fetih el Şam, Ahrar el Şam, Özgür Suriye Ordusu ve Hizbullah!
Birde bu horozları dövüştürenlere ve onlara silahlı destek verenlere; ve hatta ABD ve Rusya gibi hava savaşlarına bizzat katılarak destek verenlere de bakalım: Başta ABD ve kankası İngiltere, Rusya, Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika, Danimarka ve Kanada. Dikkatinizi çekerim; bunlar Derin Dünya Devletinin asli ve tali unsurlarıdır. Bunlardan başka Ortadoğu'daki bu savaşa silahlı destek veren Suudi Arabistan ve Katar gibi ülkeler de vardır ama bunlar ABD'nin uydusu konumunda olduklarından asli oyuncular olmayıp, futbol tabiriyle top toplayıcılar durumundadırlar. Türkiye ve İran ise oyuna yandan müdahil olmak istemektedir. Fakat karşılarındaki orantısız süper güçler nedeniyle pek etkili oldukları söylenemez.
Mutlaka dikkat etmişsinizdir: Dövüşenlere baktığımızda, hepsi Müslüman. Ama dövüştürenlere baktığımızda, hepsi de Hristiyan! Peki, Müslümanlar neden Hıristiyanların oyununa geliyor. Bunun nedenini tabiat kanunlarında aramamız lazım.
Eminim, belgesel seyrediyorsunuzdur. Aslanla geyiğin mücadelesinde hiç geyiğin galip geldiğini gördünüz mü? Göremezsiniz, zira tabiat kanunlarına göre kuvvetli zayıfı yener. Zayıfın tek şansı zekasını kullanarak kendisini kurtarmasıdır. Ya da, en iyisi burada olduğu gibi, zekasını geliştirerek kendini güçlü hale getirmesidir. Aksi takdirde kendinden daha zekiler tarafından yönetilmeye veya ezilmeye mahkumdur.
Peki burada zeka durumu nedir? Birbirleri ile savaşanlara baktığımızda ortalama IQ seviyesi 82, yani sınır zeka seviyesindeler. Savaştıranlara baktığımızda ise; ortalama IQ'ları 100 civarında, yani zekiler. Yani burada sorun zekada!
Sorun zekada olduğuna göre savaşan guruplar durup düşünmeliler, biz neden savaşıyoruz ve bu savaş asıl kimin işine yarayacak diye. İt durumuna düşürülmekten kurtulmak istiyorlarsa tabii ki!
ABD'nin çeşitli bahaneler üreterek Irak'ı niçin parçaladığını; bu parçalanma sonrası IŞİD gibi bir terör örgütünün ortaya çıkmasına neden izin verdiğini; ve IŞİD ile savaş bahanesiyle yaratılan karambolden nasıl çıkar sağlamaya çalıştığını birbirleriyle savaşanların artık anlamaları gerek.
Tabii ki bunun için de biraz zekalarına eziyet etmeleri gerek!