Bizim millet kitap okumayı sevmiyor, bunun için de çeşitli bahaneler uyduruyor…
TÜİK’ten verilen şu istatistiki bilgilere bakın:
2019 yılında 61 bin 512 kitap yayımlandı…
Ülkenin nüfusu 83 milyon, yayınlanan kitap sayısı 61 bin…
Yayımlanan materyallerin sayısı 2019 yılında, 2018 yılına göre %2,1 artarak 68 bin 554 oldu. Yayıncılar tarafından 2019 yılında; 61 bin 512 kitap, 415 elektronik kitap (DVD, VCD, CD), 6 bin 72 web tabanlı elektronik kitap, 186 konuşan kitap (kaset, CD, DVD) ve 369 diğer olmak üzere toplam 68 bin 554 materyal için ISBN alındı.
Sadece biz değil, dünyanın en gelişmiş ülkesinde de aynı sıkıntı yaşanıyor…
Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir araştırma Amerikalıların edebi eser okuma alışkanlıkları olmadığını gösteriyor. Aslında bu sonucu dünyanın birçok yerine, birçok topluma genellemek mümkün. Şu bir gerçek ki çoğumuz okumuyoruz. Peki, niçin? Bu yazıda, niçin okumuyoruz sorusuna verilen en yaygın cevapları derledik ve bunlar için kendi çözüm önerilerimizi geliştirdik.
“Zamanım yok”
Bu bahane en sık duyduğumuz cevapların başında geliyor. Zamanım yok, çok meşgulüm, işlerimi yetiştiremiyorum… O zaman şöyle bir öneride bulunayım: Her nereye giderseniz gidin yanınızda bir kitap bulundurun ve yol boyunca eliniz ne zaman telefonunuza gitse onun yerine kitaba yönelin. Beklerken, metroda ayaktayken hiç olmasa da bir iki satır okuyun. Uzun kitaplara, klasik romanlara odaklanamıyor musunuz? Öyleyse öykü ya da şiir okuyarak başlayın. Kısa bir süreliğine de olsa zihninizi besleyin.
Param yok”
Eskiden geçerli bir bahane olsa da günümüzde parasızlık kitap okumamak için bir engel değil. Para vermeden kitaplara ulaşabileceğiniz o kadar çok seçenek var ki. Halk kütüphanesine gidin ya da sahaflardan daha düşük fiyata ikinci el kitap alın. Okuduğunuz ve bir daha okumayacağınızı düşündüğünüz kitapları yenileriyle takas edin. Seçenekler henüz bitmedi. İnternetten ücretsiz ya da düşük ücretli e-kitaplar bulun. Telefondan, tabletten ya da herhangi bir elektronik cihazdan okuyabilirsiniz.
“Nereden başlayacağımı bilemiyorum”
Diyelim ki okuma alışkanlığı edinmek istiyorsunuz ama nereden, neyle başlayacağınız hakkında bir fikriniz yok. O zaman elinize ilk geçen kitabı okuyun. Okumak zaman içinde öğrenilecek, okuya okuya sevilecek bir aktivitedir. Okudukça neyi sevdiğinizi, hangi türe daha fazla yakınlık duyduğunuzu anlayacaksınız. Farkında olmadan bazı kitaplarla bağ kuracaksınız, belki de hayatınızın kitabını bulacaksınız. Bilmiyorum diyerek kendinizi engellemeyin. Bir öneri istiyorsanız da öğretmeninize, arkadaşlarınıza, kütüphane görevlisini ya da bir kitapçıya danışın. Kitaplarla haşır neşir olan birilerini bulun. Ya da bir kitap kulübüne katılın. Edebiyat tartışmalarında bulunmak zihninizi açacaktır.
“Çok yorgun oluyorum”
Eğer okuduğunuz kitaba kendinizi kaptırmışsanız, okumayı bırakıp uyumak istemezsiniz. Ya da kitap okurken bir fincan çay ya da kahve içmeyi tercih edebilirsiniz. Kafein sizi uyanık tutacak ve okuduğunuzun zevkine varmanızı sağlayacaktır. Başka bir öneri de sunalım. Yorgun olmadığınız zamanlarda okumayı deneyin. Örneğin öğle yemeği molasında ya da sabah uyandığınızda. Yolculuk esnasında da okuyabilirsiniz. İsterseniz tüm bu önerileri unutun ve düşünün: Kitap okurken uyuyakalmak aslında o kadar da kötü değil. Kim bilir belki hikâyeyi rüyalarınızda devam ettirirsiniz.
“Filmini/dizisini izlerim”
Kitapların bir kısmı filmlere ya da dizilere uyarlandığı için bu bahane de çok rastlanılan bir kaçış yolu. Fakat bir de tersinden düşünün, eğer filmi sevdiyseniz orijinal hali olan kitabı daha da sevebilirsiniz. Örneğin macera, gizem, gerilim türünde bir şeyler arıyor olabilirsiniz. Bu türdeki birçok klasik filme ya da diziye uyarlandı. Sherlock Holmes, Harry Potter, Alice Harikalar Diyarında gibi kitapları önce izleyin sonra okuyun.
“Zor geliyor
Okumak her zaman kolay değildir ama bu çok zor olduğu anlamına da gelmez. Eğer az zamanınız ya da enerjiniz olduğunu düşünüyorsanız büyük kitaplar seçmeyin. Kitap okumak için birden fazla neden var. Eğer akademik bir deneyim yaşamak istemiyorsanız ağır kitapları okumak zorunda değilsiniz. Eğlence amaçlı da okuyabilirsiniz. Bir kitap seçin ve onu keyifli bir deneyim haline getirin: Gülün, ağlayın, şaşırın, merak edin.
“Alışkın değilim”
O zaman alışın. Azar azar başlayın. Her gün için bir hedef koyun, birkaç dakika okumakla başlayın. Yavaş yavaş süreyi uzatın. Sonra zaten çok seveceksiniz ve bırakamayacaksınız. Sadece kendinize okumak zorunda da değilsiniz. Bir çocuğa da okuyabilirsiniz. Emin olun onlara büyük bir iyilik yapmış olursunuz. Kitapları hayatın bir parçası yapmak hiç de zor değil. Sadece bir yerden başlamak lazım.