Sevgili Okuyucu, 

     İlginden, övgünden, eleştirinden dolayı çok teşekkür ederim. 

     Zaman zaman noktalama işaretleri kullanmadığım için bana kızıyorsun. 

     Haklısın. 

     Yaramaz çocuk gibi kendimi savunmaya çalışacağım. Biliyorum, inanmayacaksın. 

     Beni oku, bana kız da değiştir beni. 

     On beş yıllık öğrenciliğimde, kırk bir yıllık öğretmenliğimde noktalama işaretlerini hep çok dikkatli kullandım. Öğrencilerimin yazılarındaki noktalama işaretlerini, kırmızı kalemle, düzelttim.

     Yazdığım düzyazılarda, şiirlerimin çoğunda noktalamaya dikkat ettim. Noktalamayı iyi bilen biri olarak noktalama işareti kullanmadan yazarken zorlanıyorum aslında. 

     Genel yaşamımda, kuralcı, sıkıcı bir insanım. Kurallardan şiirin kanatlarına takılarak kaçıyorum. Sıkıcı yaşamı dağıttığım yerde imgelerle, çağrışımlarla bir başkası oluyorum. Okuyucu, çalışarak, topluyor iki yakamı bir araya. Şiirde dağılma, bazen - içerikte olduğu gibi- biçimde de oluyor, noktalamada da... Ha, yazım kurallarını bozacak kadar cesur
 olamıyorum. 

    Ey okuyucu, kızsan da dağınık beni toplarken şiiri yeniden yazıyorsun.  Noktalama işaretlerini kendin yerleştirerek dersine çalışıyorsun.

     İşte sevgili okuyucu, benden beklemediğin uyumsuzluk böyle bir yaramazlık sadece.

    Yaramazlara gösterilen fazla ilgi uyumlu insanı ozan yapıyor. Bir bakıma ruhun coşkulu tepkisi şiir. Amaç öğretmek değil şiirde. Öğretmeye kalktığımda şiir yazmıyorum ben.

      Dağıtmak için şiir yazarken noktalamayı da dağıtıyorum. Kusura bakma.

     Zarar büyükse haydi düzelt beni. Ben susmaya alışığım. Korkuyorum, ya şiir susarsa...

      Sevgilerimle...