Koronavirüs kabusu geri döndü. Yaz sonu yükselişe geçen salgın, her gün onlarca vatandaşımızı hayatla koparmaya başladı. Fakat bu kez ilk salgın döneminden farklı olarak insanlarda bir alışkanlık ve bezginlik söz konusu. İnsan tehlikeyi bildiği halde, kendi başına gelmedikçe 'benim başıma gelmez' sanıyor.

Maalesef ölüm olayında da böyle bir durum söz konusu. İnsan en yakınını toprağa verdiği halde sanki kendisi hiç ölmeyecekmiş gibi bir hisse kapılır. Öleceğini bilir ama bu gerçeği bastırarak kendini avutur. Bizimkisi de aynen öyle, koronaya yakalanmadan bir türlü bu illeti ciddiye almıyoruz. Fakat bu defa almak zorundayız. Çünkü önümüz kış. Kış mevsiminde astım, bronşit gibi kronik akciğer hastalıklarının zirve yaptığı kentimizde, koronaya yakalanmamak için diğer illerdeki vatandaşlara göre daha fazla hassasiyet göstermeliyiz. 

Aslında ikinci salgın döneminin başlarında, Zonguldak kısmen iyi bir konumdaydı. Vali Mustafa Tutulmaz da denetimlerde bu gerçeği dile getirmişti. Fakat dün Zonguldak Valiliği'nin uyarısı, işlerin tehlikeli bir boyuta ulaştığını gösterdi. İlk dönemdeki gibi "...Ve Zonguldak" moduna dönmek istemiyorsak, bu saatten itibaren çok daha fazla dikkat etmemiz gerekiyor.

Bir kere kaliteli bir maske almalıyız. Bazı 'Allah'tan korkmaz, kuldan utanmaz' kişi ve firmaların ürettiği sahte maskelerden değil, standartlara uygun maskelerden temin etmeliyiz. Zorunlu olmadıkça toplu ortamlardan uzak durmalıyız. Sosyal mesafeye çok ama çok dikkat etmeliyiz.

Bakın dünyanın neresine gidersek gidelim, covid-19 salgınına karşı 3 temel korunma yöntemi karşımıza çıkıyor:

*Sağlam bir maske temin edip, bunu düzgün bir şekilde kullanmak...

*El hijyenine azami derecede özen göstermek...

*Sosyal mesafeye çok fazla dikkat etmek...

Kısaca bu üç konuya dikkat eden, zorunlu olmadıkça toplu mekanlara uğramayan, beslenme ve uyku düzenini sağlayan kişi, eşeğini sağlam kazığa bağlamış olur.

Bunları ben söylemiyorum, tıp bilimi söylüyor.

Bunlar için sağlıkçı olmaya da gerek yok. Ama söz konusu insan sağlığı ise hepimiz bildiklerimizden sorumluyuz. Bu bakımdan önemli konuları hatırlatmaya devam edeceğiz.

***

Bundan sonra öyle konu komşu ziyaretleri, akrabalara gitmek, memleket havası almak falan yok. Bu ihtiyaçlarımızı erteleyeceğiz. Bana bir şey olmaz kafasından sıyrılacağız.

MEVCUT FİZİKİ ŞARTLARLA İŞİMİZ ZOR!

Zonguldak'ta çarşı pazar çok küçük bir alana sıkıştığı için insanlar ister istemez sosyal mesafe kuralını çiğniyor. Bazı esnaflar da dar olan kaldırımları işgal edince iki insan yan yana geçmekte zorlanıyor. Hele pazarların kurulduğu Pazartesi, Çarşamba ve Cumartesi günleri, şehrimiz panayırdan farksız oluyor.

Kent sakinleri olarak iç içe, nefesimiz nefesimizde, yani bir birimize bitişik bir konumda yürümek zorunda kalıyoruz. 1 - 1,5 metrelik sosyal mesafe kuralı bu kentte ne yazık ki mümkün olmuyor. Böyle bir ortamda tedbir almak oldukça zor. Allah hepimizin yardımcısı olsun.

MESLEK HASTALIKLARI NÜKSETMEYE BAŞLADI

Bilindiği gibi Zonguldak emeklilerin yoğun olduğu bir maden kenti. Özellikle sonbahar kış sezonunda meslek hastalığı olan akciğer rahatsızlıkları yoğunluğuyla başı dertte olan Zonguldak insanı, koronaya karşı çok daha savunmasız kalıyor. Bu özel durumu nedeniyle geçtiğimiz mart - nisan döneminde ülke gündemine oturmuştu Zonguldak. Her hafta sonu, "30 Büyükşehir Ve Zonguldak'ta Sokağa Çıkma Yasakları" uygulanmıştı. Yaz aylarında bağışıklık kazanan kent insanı, bunun getirdiği rehavetle çarşı pazara salmıştı kendini.

Aldığım duyumlara göre hastanede doktorlar ve sağlık çalışanları arasında da covid-19 yaygınlaşmaya başlamış. Hastanede çalışan dostlarım, bazı doktorların ve sağlık çalışanlarının karantinada bulunduğunu söyledi. Bir diğer arkadaşım da birkaç kişide korona çıktığını; ama dikkat edilmezse yayılabileceğini belirtti.

Velhasıl; bu kışı sağlam atlatmak için herkes kendi tedbirini almalı. Sağlık ve sıhhat için illa birisinin kural koymasına bakmamalıyız.

Dünyayı versek de bir tek sağlıklı nefesi satın alamayız.

Bunun en güzel ifadesi;

"Halk arasında muteber bir nesne yok Devlet gibi
 Olmaya Devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi..." 

mısralarında gizli olsa gerek!

Sağlıcakla kalın...