Değerli okurlarım biz inanın insanlık tarihinde dünya milletleri arasında eşi benzeri olmayan aziz bir milletiz.

Yüzyıllardır bizi bozmaya çalışan tahrip olmamız için kapsamlı ve sinsi planı uygulayan düşmanlarımızın bunca çabasını elinin tersi ile iten ve bunu başaran bir milletiz. Atalarımız evlerini yaparken ev duvarlarında bir taş çıkıntısı dışarıya doğru bırakıp bu ev misafir kabul eder  adeta buyurun diyen ender milletiz.
Bu adet bu gelenek nerede var, misafirine tanrı misafiri diyerek onu en kutsala bağlayan anlayış kimlerde var.Bu düşünce ile evindeki varını yokunu misafirin önüne koyacak kadar yüreği geniş bir başka millet varmıdır acaba.
Milli şairimiz boşuna dememiş "Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak,
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak"
İşte buna bu kadirşinas  nadide anlayışa bir kez daha Zonguldak ilimizde şahit olduk. Bu davranışı Anadolu'nun batısında, doğusunda kuzeyinde güneyinde ortasında velhasıl her yerinde görür yaşar yaşatır şahit olursunuz. Tokat' dan Zonguldak'a bir iş için gelmemiz gerekti, kalacağımız yeri de novagasyonda takip edip bayağı şehir dışına çıktık. Yollar inişli çıkışlı dar sıkıntılı neyse novagasyonun gösterdiği yere vardık. Gideceğimiz mekanda eser yok. Orada bir mini market gibi olan bakkala (Topçu Bakkal) sorduk. Bize yanlış geldiğimizi bu mekanı novagasyonda yanlış gösterildiğini daha öncede çok sayıda kişin sorduğunu söyleyerek oranın konumunu verdi. Sonra nerede geldiğimizi geliş amacımızı falan sordu kısa bir sohbet yaptıktan sonra akşam namazının vakti dar namaz kılacak yer var mı diye sordum. Bizim ev müsait buyur orada kıl demez mi. Zahmet etmeyin rahatsızlık vermeyelim bir karton verin burada bakkalın bir kenarında kılarız desek de  ısrarla eve buyur ettiler. Bu arada bakkalın  sahibi bir bayandı genç oğlu da ( Vahit)  geldi yanımıza.
Oğlu öğretmen olacak atama bekliyormuş saygılı tam bir Anadolu evladı. Hemen oğlu ikinci katta marketin yanındaki evlerinin kapısını açtı bizi içeri apar topar alıp seccadeyi serdi. Neyse yanımda oğlum da var oda geldi. Namazı eda ederken baktım ki annesi de bakkalı kapatmış  eve gelmiş mutfakta yemek hazırlıyor. Bize bir sofra kurdular kesinlikle yemek yedirmeden sizi salmayız. Gerek yok aç falan değiliz desek de sofraya bizi oturttular. Neleri var neleri yok dizdiler tatlıya kadar kaymaklı yoğurta dahil neyse yemeği yedik. Bize çay  yapalım çayda için sonra gidersiniz bunuda yiyin bunu da için deyip yapılan ikramların hadi hesabı yok. Biz mahcup oluyoruz marketi kapatmış ansız gelen misafiriz daha fazlaya gerek yok tamam desek de durduramıyoruz. Yedik içtik sohbet ettik oradan buradan, bayağı vakit geçti. Müsaade istedik zorla izin alıp, teşekkür edip ev halkına ve geçmişlerine dua edip kalktık. Ayrılırken fotoğraf da çekinerek  anıyı ölümsüzleştirip orda sanki bir akrabamızdan dostumuz dan ayrılırcasına hüzünle ayrıldık.
İşte bu dedim bizi ayakta tutan duygu anlayış. Bu milletimizin takdire şayan özelliği, yeri ve zamanı geldi mi her hanenin her ferdin ortaya koyacağı davranış huy ve geleneği. Aziz milletimiz bu ulvi davranışını en son asrın felaketi olan onlarca ilimizi etkisi altına alıp yıkıma acıya sebep olan depremde göstermedi mi ? Gösterdi hemde fazlası ile. İnsanımız yurdun dört köşesinde oraya malı ile canı ile aktı. Aktı hemde tekeri patlasa arabanın cantı ile de olsa geri durmadı. Yardımlarını adeta yağdırdı. Hangi millet kalkabilir di bu denli yükün altında, bakın en modern ve zengin olan devletler bile yangınlarda vatandaşına sigortayı gösteriyor. Neden onlarda bu anlayış yok, çünkü bunda yoksunlar da ondan. İşleri güçleri, dünyaları para, yardımlaşma yok lügatlarında. 


Zonguldak'ta karşılaştığımız ve bizim gönlümüzü feth eden bu anne ve oğlunu hiç bir zaman unutmayacağız. Oğlu öğretmen olarak en kısa zamanda inşallah atanır. Zira böyle öğretmenlere ihtiyacımız var. Ciğerpare ve geleceğimizin teminatı olan çocuklarımız böyle emin ellerde yetişir. İnşallah birgün bize de bu borcu ödeme fırsatı düşer. Mevla tanrı misafiri bize de yollarda bizde üstümüze düşeni böyle yaparız. Yaparda bu güzel insanlar gibi güzel adetimizin üzerine bir taş daha koyma mutluluğunu yaşarız.
Teşekkürler bu aziz milletin öz evladı anne ve genç oğluna. Teşekkürler bu değerli insanların şahsında Zonguldak'ın güzide misafirperver halkına. Ayrıca bu aziz milletin bir ferdi olmayı nasip eden  Mevla'ya 
Sen rahat uyu milli şairimiz, sönmedikçe yurdumun üstünde tüten böyle bir ocak, ilelebet dalgalanacak yurdumuzun üstünde alsancak.(https://www.tokathaber.com.tr/tanri-misafiri) 
Ne mutlu Türküm diyene